Eleştiri amaç ve sınırını aşan yazıların gerçeği yansıtsa bile yazıda kullanılan dil, ifade ve uslubun davacıyı küçük düşürmek, ona hakaret etmek amacına yönelik bulunması, davacının kişilik değerlerine saldırı niteliğinde bulunması halinde, davacı lehine tazminata hükmedilme gerekeceği–
Tüzel kişilerin de kişilik değerlerine saldırı nedeniyle manevi tazminat isteyebileceği ve bu yöndeki iradelerini organları aracılığı ile açıklayacağı–
Şikayet hakkının Anayasal bir hak olduğu, bu nedenle hakkında yapılan şikayette (ya da bunun sonucunda açılan ceza davasında) haklı çıkan (lehine «takipsizlik» veya «beraat» kararı verilen) tarafın, sırf bu nedenle şikayette bulunan kişiden manevi tazminat isteyemeyeceği, şikayetçinin ancak (kasten) davacıya zarar vermek amacı ile veya hiçbir duyum ve belirti olmadan sırf şüphe üzerine ağır bir suçlamada bulunarak şikayette bulunmuş olması halinde, davacıya manevi tazminat ödemeye mahkum edilebileceği–
«Atatürk’ün doğduğu Selanik’teki eve bomba atılması» eyleminden yargılanan davacının beraat etmiş olmasının, davacı ile ilgili resmi belgelere de geçmiş iddiaların açıklanmasını engellemeyeceği ve bu iddiaları içeren yayının hukuka aykırı kabul edilemeyeceği–
Komşuluk ilişkilerinde, bir takım zorunluluk ve rahatsızlıkların makul sınırlar içinde kalması halinde bunun çekilir olduğunun kabul edilmesi gerekeceği, ancak onarım süresi, çalışma saatleri, gürültüyü kısmen önleme tedbirlerinin alınmaması sonucu verilen rahatsızlık bir komşu için katlanılabilirlik sınırlarını aştığı taktirde, manevi tazminat sorumluluğunun oluştuğunun düşünülmesi gerekeceği–
Kişilik haklarının, «kişinin doğumla kazandığı bağımsız varlığını ve bütünlüğünü oluşturan; hayat, beden ve ruh tamlığı, vicdan, din, düşünce ve özgürlüğü, onuru, ismi, resmi, sırları ile aile bütünlüğü, sosyal ve duygusal değerlerinin tümü»nü ifade ettiği-
Bir gazetede yer alan yazıda kişilik haklarına saldırının oluştuğunu kabul eden mahkemenin hangi sözlerden dolayı tazminata hükmettiğini gerekçede açıklaması gerekeceği–
Hakimin manevi tazminat miktarını tayin ederken, saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı, diğer sosyal ve ekonomik durumlarını, olaya göre değişebilecek hal ve şartların bulunacağını objektif olarak gözetmesi gerekeceği ve hükmedilecek bu paranın «mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını amaç edinmediği» gibi bir «ceza»da olmadığı–