Davacının kişilik haklarına saldırı yapılıp yapılmadığı tespit edilirken, davacı hakkında yapılan iddialara ilişkin görülmekte olan ceza davasındaki dosyaların getirtilerek birlikte değerlendirme yapılması gerekeceği–
Evli olduğunu bildiği davalıyla kırkbeş yıl gayriresmi evlilik hayatı sürdüren davacının kendisine bakılmaması ve nafaka temin edilmemesi sonucu kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminata hak kazanamayacağı– Ahlaki borcun yerine getirilmesinin manevi tazminat sorumluluğunu gerektirmeyeceği–
İlamsız olarak yapılan icra takibi ve haciz işlemlerinde katkısı ve kusuru bulunmayan kimselerin manevi tazminat ödemekle yükümlü olmayacağı–
Halkın ilgisini çekmek amacıyla değiştirilip haber yapılan sözlerden röportaj yapılan kimsenin sorumlu tutulamayacağı–
Şikayet hakkının Anayasal bir hak olduğu, bu nedenle hakkında yapılan şikayette (ya da bunun sonucunda açılan ceza davasında) haklı çıkan (lehine «takipsizlik» veya «beraat» kararı verilen) tarafın, sırf bu nedenle şikayette bulunan kişiden manevi tazminat isteyemeyeceği, şikayetçinin ancak (kasten) davacıya zarar vermek amacı ile veya hiçbir duyum ve belirti olmadan sırf şüphe üzerine ağır bir suçlamada bulunarak şikayette bulunmuş olması halinde, davacıya manevi tazminat ödemeye mahkum edilebileceği–
Kişilik haklarına saldırının varlığı değerlendirilirken, siyaset adamlarının söz ve davranışlarının kamuya açık olması gerektiğinin ve yapılan eleştirilerin de kamusal ilgi ve kamu yararı gereğince sert olabileceğinin gözönünde tutulacağı–
Davalının davaya konu olan ve basında yer alan açıklamasının hukuka aykırılık taşımadığı gözetilmeksizin davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-