Kira sözleşmesinde muacceliyet koşulunun davalı kiracının sıfatı ve kiralananın niteliğine göre değerlendirileceği- Mahkemece, kira ödemelerinin yapıldığı kiraya verene ait hesap ekstresinin, sözleşmenin başlangıç tarihinden itibaren ödemeleri gösterir şekilde getirtilip incelenerek, sonucuna göre ilişkin ödenmeyen kira artış farkı ve eksik ödenen kira alacağı bulunup bulunmadığının tespiti gerekeceği-
Ödeme belgesindeki ödeme tarihi itibariyle kira bedelini tahsil eden kişinin kiraya veren şirketi temsile yetkili olduğunun anlaşıldığı, ödeme tarihi itibariyle davacı kiraya veren şirketi temsile yetkili bulunan kişi hesabına “2015 kira bedeli” açıklaması ile yapılan ödemenin davalı borçluyu borcundan kurtaracağı, buna göre; mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun itirazında kira akdini ve varsa buna ait sözleşmedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse akdi ve kira ilişkisini kabul etmiş sayılacağı-
Dairemiz bozma ilamı sonrasında mahkemece, tarafların beyanı alınmak suretiyle söz konusu protokolün taraflarca düzenlendiği tespit olunmuş ve temyizden feragat hususunun dairemizce değerlendirileceğinden bahisle ilk kararda olduğu gibi aynı gerekçe ile davanın kabulü ve itirazın kaldırılmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi’nin feragate ilişkin protokol hükmünün Yargıtay ilgili dairesi tarafından değerlendirilmesi gerektiği yönündeki gerekçesi doğru olmakla, davalının feragat beyanı dairemizce değerlendirilmiştir. Her ne kadar ilk derece mahkemesince verilen ilk karar dairemiz bozma ilamı ile ortadan kaldırılmış ise de, mahkemece verilen ikinci kararın gerekçesi ve hüküm kısmı ilk karar ile aynı olmakla, feragatin mahkemece verilen ikinci hükmü de kapsadığı anlaşılmaktadır. Buna göre; davalı tarafın 09.11.2015 tarihli protokol ile temyiz talebinden feragat ettiğini bildirdiği anlaşıldığından temyiz dilekçesinin vaki feragat nedeniyle REDDİNE,
Şirketler için kira sözleşmesindeki muacceliyet hükmünün geçerli olduğu- Sözleşme süresi mahkemenin kabul ettiği gibi bir yıl olarak kabul edilmesi halinde ya da ön yüzde belirtilen üç yıl olarak kabul edilmesi halinde de muacceliyete ilişkin hüküm geçerli ve tarafları bağlayıcı nitelikte olduğu- Davalı kiracının kira bedelini ödediğini ispat külfetini yerine getiremediğinden itirazın kaldırılması ve taliye istemli davanın tam olarak kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
İtiraz ve ödeme sürelerini (İİK'nin 269/1, TBK. mad. 315) belirtmeyen ödeme emri hukuki sonuç doğurmayacağı ve böyle bir ödeme emrine bağlı olarak tahliye kararı verilemeyeceği-
Ödeme belgesinin yargılamanın her aşamasında sunulabileceği, borcu söndüren nitelikte belgelerin savunmanın genişletilmesi kasamında değerlendirilemeyeceği-
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemi- Bozma ilamı sonrasında mahkemece, tarafların beyanı alınmak suretiyle söz konusu protokolün taraflarca düzenlendiği tespit olunmuş ve temyizden feragat hususunun Dairece değerlendirileceğinden bahisle ilk kararda olduğu gibi aynı gerekçe ile davanın kabulü ve itirazın kaldırılmasına karar verilmiş olup ilk derece mahkemesinin feragate ilişkin protokol hükmünün Yargıtay ilgili dairesi tarafından değerlendirilmesi gerektiği yönündeki gerekçesi doğru olmakla, davalının feragat beyanının Dairece değerlendirilmiş olduğu, ilk derece mahkemesince verilen ilk karar bozma ilamı ile ortadan kaldırılmış ise de, mahkemece verilen ikinci kararın gerekçesi ve hüküm kısmı ilk karar ile aynı olmakla, feragatin mahkemece verilen ikinci hükmü de kapsadığı, buna göre; davalı tarafın protokol ile temyiz talebinden feragat ettiğini bildirdiği anlaşıldığından temyiz dilekçesinin vaki feragat nedeniyle reddi gerektiği-
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemi- Mahkemece, davacının iddiaları ile ödeme dekontları üzerinde durularak ve daha önceki bozma ilamı doğrultusunda ödeme değerlendirilmek ve söz konusu ödemelerin takibe konu aylar kirasına ilişkin olup olmadığı araştırılmak suretiyle, denetime açık bilirkişi incelemesi de yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davalı borçlu takibe itirazında açıkça ve ayrıca sözleşmeye ve kira miktarına karşı çıkmadığına göre İİK’nin 269/2 maddesi gereğince kira ilişkisi ile kira miktarının kesinleştiği, bu durumda borca itiraz eden davalının kira bedelinin ödendiğini veya sair bir sebeple istenemeyeceğini İİK'nin 269/c maddesindeki belgelerle ispat etmesi gerekeceği-