Tacir olan kiracı borçlu hakkında muacceliyet koşulunun geçerli olduğu, borçlunun itirazında, kira akdini ve imzasını açık ve kesin olarak reddetmediği, kira akdi yapılması için malik sıfatına ihtiyaç duyulmayacağı, kiracı borçlunun dava konusu kirayı tamamen ödediğini ispat edemediği, temerrüde düştüğü gerekçesi ile hüküm kurmaya elverişli kök rapordaki hesaplamaya itibar edilerek davanın kabulüne, itirazın kaldırılmasına, takibin devamına karar verilmesi gerektiği-
Kira sözleşmesindeki kiranın yıllık ödeneceğine dair düzenleme karşısında borçlunun değişik tarihlerde kira ödemesi yapmasının ödeme tarihinin değiştirildiği anlamına gelmeyeceği- İstinaf dilekçesi ekinde sunulan ödeme dekontları ile takip konusu aylara ait kiraların ödendiğinin ve 30 günlük ödeme süresi içerisinde de takip konusu kiraların tamamının ödendiğinin ispatlanamadığı ve bu suretle temerrüdün oluştuğu- Takip konusu kira sözleşmesinde TBK 583'de düzenlenen şartların oluşmaması halinde kefiller yönünden itirazın kaldırılması isteminin adı geçen borçlular yönünden reddine, alacaklılar aleyhine takip konusu asıl alacak üzerinden %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi gerektiği-
Adi kiraya ve hasılat kiralarına ait takipte itirazın kaldırılması ve tahliyeye ilişkin davada, borçlunun itirazında kiralananın alkollü restorant işletmesi olduğunu, Covid-19 ile mücadele tedbirleri kapsamında 1 yılı aşkın süredir kısmi aralıklarla kapalı olduğunu belirterek asıl alacağa, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiği ancak itirazını İİK'nın 269 vd. belgelerle ispatlayamadığından itirazın kaldırılması ve takibin devamına karar verildiği- Alacaklı vekilinin işlemiş faiz hesabında icramatik programı hatası nedeniyle sehven oluştuğu gerekçesi ile iş bu davanın feragat edilen miktara göre borçlu yararına yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
Borçlu takibe konu edilen borcu yasal 30 günlük süre içerisinde ödediğini İİK'nın 269/c maddesi gereğince noterlikçe resen tanzim veya imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya vesika ile ispat edemediğinden itirazın kaldıracağı-
Yazılı kira sözleşmesine dayalı olarak, ödenmediği iddia olunan kira alacaklarının tahsili amacıyla başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesine rağmen takibe, sözleşmenin varlığına ve aylık kira miktarına itiraz etmediği, bu durumda kira ilişkisi ve talep konusu aylık kira bedelleri ile takip konusu miktarın kesinleştiği, ödeme emrindeki yasal 30 günlük sürede borcun ödendiği davalı tarafça ispat edilemediğinden temerrüdün gerçekleştiği bu sebeplerle tahliye kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı-
Yazılı kira sözleşmesine dayalı olarak, ödenmediği iddia olunan kira alacaklarının tahsili amacıyla başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesine rağmen takibe, sözleşmenin varlığına ve aylık kira miktarına itiraz etmediği, bu durumda kira ilişkisi ve talep konusu aylık kira bedelleri ile takip konusu miktarın kesinleştiği, ödeme emrindeki yasal 30 günlük sürede borcun ödendiği davalı tarafca ispat edilemediğinden temerrüdün gerçekleştiği-
Temerrüt nedeniyle tahliye davasının ıslah ile itirazın kaldırılması ve tahliye davasına çevrilmesi talep edilmiş ise de dava açıldıktan sonra tahliye ve itirazın kaldırılması ayrı ayrı davaların ıslah yoluyla ilave edilmesinin mümkün olmadığı- Ödenmeyen kira bedellerinin tahsili için tahliye talepli ilamsız takibe ilişkin tahliye davasının 30 günlük süre beklenmeden açıldığı için reddine karar verileceği-
Taraflar arasındaki kira sözleşmesinde kefilin sorumlu olduğu azami miktar ve kefalet tarihine ilişkin el yazısı ile yazılmış bir ibare bulunmadığından, TBK.'nin 583. maddesinde belirtilen şekil şartlarına uyulmadan yapılan kefalet sözleşmesi de geçersiz olduğundan mahkemece davalı kefilin hakkındaki davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde adı geçen kefil hakkında da 'itirazın kaldırılmasına' dair karar verilmesinin hatalı olduğu-
Taraflar arasında açılmış olan borçlunun borcunun bulunmadığını tespiti kararından geçen '2014/12 ay ile 2015 dönemi arasında kira bedelinin yarısı kadar indirim yapılarak ödenmesi konusunda sözlü anlaşma yapılmış olduğu' şeklindeki tespit hükmünün takibe konu 2017/ 1 ay için de uygulaması ile ilgili bir karar bulunmadığından; tespit hükmünden sonraki dönemlere ilişkin kira sözleşmesindeki aylık kira miktarının geçerli olacağı; bu nedenle itirazın kaldırılmasına ilişkin davada; kira sözleşmesindeki aylık kira miktarı esas alınarak takibe konu aya ilişkin ödemeler düşülerek bakiye alacak kısmı için itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Borçluya usulüne uygun olarak tahliye ihtarlı ödeme emri tebliğ edilmeden ödeme ve itiraz süreleri de işlemeye başlamayacak olup, borçlunun itiraz hakkı doğmayacağından, haricen öğrenmeye dayalı itirazın da yasanın emredici hükümleri karşısında hukuki sonuç doğurmayacağının ve alacaklının bu aşamada icra mahkemesinden 'itirazın kaldırılmasını ve tahliyeye karar verilmesini' isteyemeyeceği-