Davacı vekilinin bakiye yabancılık teminatının iadesine ilişkin talebinin karara bağlanmış ilam hükmü olduğu ve infazı gerektiği, mahkemenin teminatın iadesi talebinin reddine ilişkin ek kararları ilam mahiyetinde olmadığından Yargıtay'ın temyiz dilekçesinin reddine ilişkin kararının HMK kapsamında kesin hüküm oluşturmayacağı, dosyaya sunulan vekaletname genel vekaletname mahiyetinde olup ahz-u kabz yetkisi içerdiği, vekaletnamede herhangi bir süre sınırlaması bulunmadığı, dosya kapsamında yer alan .............. tarihli yetki belgesinde ............... tarihli vekaletname zikredilmek suretiyle "Ahzu-kabz yetkisi de dahil olmak üzere ilgili vekaletnamede geçen tüm yetkiler " denilmek suretiyle Av.. ve Av. ...'a yetki verildiği, yetki belgesinin de süreli olmadığı, bakiye bedelin iadesinin yetki belgesi ile yetkilendirilen vekillerce talep edildiği, vekaletin sona erme sebepleri kanunda belirlenmiş olup bu hususların gerçekleştiği iddia edilmediği gibi vekaletname tarihlerinin eski olması nedeniyle vekalet ilişkisinin de son bulmadığı anlaşıldığından, ilam hükmü nedeniyle bakiye yabancılık teminatının iadesi talebinin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Tüketici mahkemelerindeki uyuşmazlıklarda dava açılmadan arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu ancak bu kuralın istisnalarından birisinin taşınmazın aynından doğan uyuşmazlıklar olarak kabul edildiği- Mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesini talep etmiş olmakla uyuşmazlığın taşınmazın aynına ilişkin olduğunun kabulü gerektiğinden uyuşmazlığın dava şartı arabuluculuk kapsamında bulunmadığı-
Dava konusu cezai işleme ilişkin tanık beyanları alınıp, muayene olup olmadıkları sorulduktan sonra hastaların muayene olduklarına ilişkin sunulan belgelerle karşılaştırılarak, sözleşmenin ceza koşulunun hesaplanmasına ilişkin hükmü de dikkate alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Kaçak elektrik enerjisi kullanımına ilişkin olarak yapılacak hesaplamada esas alınacak sürenin elektrik enerjisi kullanılmaya başlandığı tarih ile kaçak tespitinin yapıldığı tarih arasındaki süre olduğu- Kaçak elektrik enerjisi kullanımına ilişkin olarak yapılacak hesaplamada doğru bulgu ve belgelerin bulunmaması halinde 90 gün üzerinden hesaplanarak şirketin isteyebileceği kaçak tahakkuk bedelinin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği çerçevesinde hesaplanmasını içeren Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınması gerektiği-
Şikayete konu icra takibinin iptaline karar verildiği, kararın .............. tarihinde kesinleştiği görüldüğünden; şikayete konu icra takibinin iptal edildiği anlaşılmakla mahkemece konusuz kalan şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken davanın kabulüyle takibin iptaline hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
“Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan olgunun mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği- Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu Kararı uyarınca, geriye dönük inceleme neticesinde ihtilafsız dönem tespit edilemiyorsa, kurulu gücün kullanma faktörü ile çarpımı sonucu bulunan değer bağlantı gücü olarak kabul edilerek ortalama aylık çalışma saatine göre elektrik şirketinin talep edebileceği kaçak ve ek tüketim bedellerinin hesaplanması yönünde denetime elverişli rapor alınarak karar verilmesi gerektiği-
Yargıtay'ın temyiz eden tarafın lehine verdiği bozma kararına uyan yerel mahkemenin de temyiz eden tarafın bozulan karara oranla daha aleyhine bir hüküm veremeyeceği ve bu yasağa “aleyhe hüküm verme yasağı” deneceği- Taraflardan yalnız birinin temyizi üzerine verilen bozma kararına uyan mahkemenin temyiz eden tarafın, önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm vermemesi ilkesinin, usule ilişkin kazanılmış hak müessesesi ile de yakından ilgili olduğu-
Davacının dilekçesinde "...dava sehven mahkemenizde açılmış olup İdare mahkemesinde yeniden açılacak olup bu sebeple mahkemeniz doyasından feragat ediyoruz..." şeklinde beyanın, hakkın özünden vazgeçme mahiyetinde olmadığı ve feragatin söz konusu olmadığı, talep sonucundan tamamen veya kısmen vazgeçmediği anlaşıldığından davanın geri alınması niteliğini taşıdığı-
İşbölümü itirazı üzerine verilen gönderme kararlarının, nihai karar niteliğinde olmayıp tek başına temyiz edilmesinin mümkün olmadığı ancak gönderme kararının niteliğine uygun düşmeyen hususlara (masraf ve vekâlet ücretine) hükmedilmiş ise kararın temyiz edilebileceğinin kabul edildiği- Somut olayda; dava tarihinde yürürlükte olan TTK ve HUMK hükümlerine göre Asliye Ticaret Mahkemesinin gerekçeli kararında işbölümü itirazının reddedildiği ve kararın temyiz edilmesi ile birlikte işbölümü itirazının reddine dair kararın kesinleştiği değerlendirilerek işin esasına girilerek Anayasa Mahkemesinin ihlal kararı doğrultusunda inceleme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Vekilin azlinin haksız olduğu, avukatın tüm iş ve işlemlere dair talep ettiği akdi ve yasal (karşı yan) vekalet ücretine hak kazandığı olayda taraflar arasında yazılı bir avukatlık ücret sözleşmesi bulunmadığından takip ettiği davadaki harca esas değerin Avukatlık Kanununun 164/4. maddesi gereğince, %10’u ile %20’si arasında nispi (yüzde) olarak yapılacak hesaplamaya göre belirlenmesinin gerektiği- Davada taraf sıfatı olmayan müdahilin ve hakkında hüküm kurulmadığından temyiz hakkı bulunmayıp, temyiz dilekçesinin reddinin gerektiği-