İİK. mad. 149 gereğince, borçlu ile ipotek veren arasında zorunlu takip arkadaşlığının bulunduğu ve borçlu ile ipotek veren hakkında birlikte takip yapılması gerektiği, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte, asıl borçlu takipte gösterilip, ipotek veren gösterilmemiş ise, ipotek veren sonradan dahil edilmek suretiyle takip yapılabilir ise de, bunun aksi mümkün olmadığı, diğer bir deyişle asıl borçlu hakkında takip yapılmadan ipotek veren hakkında takip yapılamayacağı, sonradan asıl borçlunun dahil edilmesi suretiyle de takibin sürdürülmesinin mümkün olmadığı, mahkemece bu hususun re'sen nazara alınması gerektiği-
Alacağın varlığı ve miktarı 4077 s. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında yargılama yapılmasını zorunlu kılması halinde, mahkemece bu yönde bir ilam alınmadan başlatılan takibin iptaline karar verilmesi gerekeceğini-
? Gönderilen ihtarların belirlenen niteliği taşımadığı ve dayanak yapılan limit ipoteği nedeniyle 150/ı maddesindeki koşullar oluşmadığından, borçlu ve ipotek veren 3. kişiye İİK’nun 149. maddesine göre örnek 6 icra emri gönderilemeyeceği-
Karz ipoteğine dayanan alacaklının limit ipoteğinde uygulama yeri bulunan İİK'nun 150/ı maddesinde öngörülen koşulları oluşturmasına gerek olmayıp İİK'nun 149/a maddesi atfı ile borçlunun varsa aynı yasanın 33/1-2 ve 4. madde ve fıkralarında belirtilen itiraz nedenlerinin incelenebilmesi gerekeceği-
Borçlunun ipoteğin kayıtsız şartsız borç ikrarı içermemesi nedeniyle icra emri düzenlenemeyeceğine ve icra emrinde istenen faizin fahiş olması nedeniyle icra emrinin iptali istemine ilişkin şikayetinde, İİK.nun 149/a maddesi kapsamında yer verilen ve İİK 33. maddesinin 1.2. 4. fıkralarında düzenlenen (itfa, imhal, zamanaşımı, menfi tespit nedeniyle) icranın geri bırakılması talepleri içermemesi ve İcra Mahkemesi'nce verilen geri bırakılma isteminin reddine ilişkin bir karar da bulunmamasına göre, uyuşmazlık İİK'nın 149/a maddesi kapsamında kalmadığından, yatırılan para İİK.nun 149/a-2 maddesi kapsamında teminat olarak değerlendirilemeyeceği-
Kredi kullanan asıl borçlu ile borca teminat olarak taşınmazını ipotek verenin ayrı ayrı kişiler olması durumunda İİK'nun 149. maddesine göre zorunlu dava arkadaşı olarak birlikte takiplerinin gerektiği, kendisine icra emri çıkarılan ipotek veren 3. kişinin İİK'nun 149/a maddesi kapsamında borcun itfa veya imhal edildiği iddiası ile icra mahkemesinden takibin iptalini isteyebileceği veya genel mahkemelerde borçlu olmadığı parayı ödemek zorunda kaldığı iddiası ile istirdat davası açılabileceği, İİK'nun 150/ı maddesinde krediyi kullanan tarafa gönderileceği belirtilen hesap özetine (kendisine gönderilmiş olsa dahi) itiraz edebileceği yönünde yasal bir düzenleme bulunmadığı, itirazın ipotek veren hakkında ilamlı takip yapılmasına engel olmadığı-
Alacağın varlığı ve miktarı 4077 s. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında yargılama yapılmasını zorunlu kıldığından bireysel kredi kartından doğacak alacak yönünden takibin iptali gerekeceği-
Kesin borç ipoteğinin (karz ipoteğinin) ilam niteliğinde olduğu, bu takibe ilişkin itiraz ve şikayetler hakkında ilamlı takibe ilişkin hükümlerin uygulanacağı, borçlunun şikayetlerinden biri takipte istenen faiz oranının fahiş olduğuna ilişkin, diğeri de ilam hükmündeki ipotek akit tablosu 'fekki bildirilinceye kadar müddetle' düzenlendiği halde ilamdaki bu koşulun gerçekleştirilmemesi nedeniyle ilama aykırı davranıldığı hususu olduğundan, ilama aykırılık nedenine dayalı bu şikayetlerin süreye tabi olmadığı-
Alacaklı bankanın nakdi kredi alacağının tahsiline ilişkin olarak usulüne uygun olarak başlattığı ipotekli takipte, ipotekle teminat altına alınmış kontragaranti sözleşmesi kapsamında verilen meri teminat mektubu bedellerinin (teminatsız kalmaması için) depo edilmesinin de istenebileceği, ancak nakdi kredi borcunun tahsiline ilişkin olarak İİK’nun 149 ve 150/ı. maddesi çerçevesinde bir ipotekli takip yapılmadan bir başka anlatımla nakde çevrilmemiş teminat mektuplarının teminatsız kalma riski olmayacağından yalnızca, meri teminat mektubu bedellerinin depo edilmesi talep edilerek, ipoteğin paraya çevrilmesinin istenemeyeceği-