Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda temerrüt faiz oranı yönünden TBK’nun ve 6101 sayılı Yasa’nın getirdiği değişiklikler gözetilerek temerrüt faiz oranları ve işlemiş faiz hesabı yapılmış ise de; 6101 sayılı TBK'nun yürürlüğü ve uygulanma şekli bakımından Kanun'un 7. maddesine göre; TBK’nun faize ilişkin 88., temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinin görülmekte olan davalara da uygulanacağı, bununla birlikte alacaklı banka ile imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi bankacılık işi olup TTK'nun 4. maddesi gereği ticari iş niteliğinde olduğu, aynı Yasa'nın 8. maddesine göre; ticari işlerde temerrüt faizi oranının serbestçe belirleneceği, bu durumda TBK' nundaki 88. ve 120. maddelerindeki hükümlerin ticari işler bakımından uygulanabilirliğinin bulunmadığı, mahkemece bu yönler ve taraflar arasındaki Genel Kredi Sözleşmesi ile ipotek resmi senetlerinde kararlaştırılan ve itiraz edilmediği için kesinleşen ihbarnamedeki temerrüt faiz oranları gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İpotekli takipte teminat altına alınmış teminat mektubu bedellerinin ve çek garanti tutarlarının karşılığının alacaklı Banka adına açılacak faizsiz bir hesaba depo edilmesi istenebileceğinden, takip talebinde ve icra emrindeki ''iade edilmeyen çek garanti tutarları toplamının takipte depo edilmek üzere alacaklı tarafa ödenmesi yönündeki talep''in yasaya uygun olmadığı, takibin ve icra emrinin anılan bu ödeme talebi yönünden iptaline karar verilmesinin gerekeceği-
İpotek veren borçlu şirket hakkında daha önce yapılan takipte çıkarılan icra emrinin MK'nun 887. maddesi kapsamında muacceliyet ihbarı niteliği taşımayacağından ihbar şartının yerine getirilmediği, adı geçen ipotek veren hakkında usulüne uygun ihbar yapılıp, takibe geçilip, şikayete konu eldeki takiple birleştirilmesi gerektiğinden İcra Mahkemesince bu işlemler yapılıncaya kadar takibin durması yönünde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Alacaklı banka tarafından ipotek borçlusu şirket hakkında yapılan takipte borçlu sıfatı bulunmayan kredi sözleşmesindeki müşterek ve müteselsil kefillere ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte icra emri gönderilemeyeceği, Ayrıca İİK. 134/2 gereğince ihalenin feshini isteyebilecek ilgililer sınırlı olarak sayıldığından Şikayetçinin takibe konu kredi sözleşmesinde kefaletinin olması kendisine ihalenin feshini talep hakkı vermeyeceği, ancak yine İİK. 134/2 son cümlesine göre şikayetçinin ihalenin feshi istemi aktif husumet yokluğu nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddedileceğinden aleyhine ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmedilemeyeceği-
Asıl borçlu hakkında takip yapıldığı için ipotek verenin sonradan takip edilerek bu iki takibin birleştirilmesi mümkün olduğundan, mahkemece alacaklıya TMK. 887 ve 802 uyarınca ipotek borçlusuna ihtarname tebliğ ettirmesi ve borç muaccel hale geldikten sonra üçüncü şahıs hakkında takip başlatıp mevcut takip dosyası ile birleştirilinceye kadar takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken takibin iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Takip dayanağı ipoteğin kesin borç ipoteği (karz ipoteği) olup HGK'nun 27.03.1971 tarih 1969/ İc.-İf. Esas, 542 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere ilam niteliğinde olduğu, bu takibe ilişkin itiraz ve şikayetler hakkında ilamlı takibe ilişkin hükümlerin uygulanacağı ve bu durumda ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takibin her icra dairesinden talep olunabileceği-
Toplu rehine konu taşınmazların birinin satışı ile dosyaya yatırılan paranın o tarih itibariyle hesaplanacak dosya borcunu karşıladığının belirlenmesi halinde ilamsız takibin iptaline karar verilmesi ve 2. taşınmazla ilgili satışın durdurulması gerekeceği-
Alacağın varlığı ve miktarı 4077 s. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında yargılama yapılmasını zorunlu kılması halinde, mahkemece bu yönde bir ilam alınmadan başlatılan takibin iptaline karar verilmesi gerekeceğini-
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibin ipotek veren üçüncü kişi ve asıl borçlu hakkında yapılabileceği, kredi sözleşmesini kefil sıfatıyla imzalamış, ayrıca ipotek veren sıfatı bulunmayan kişilere ipotekli takip yapılıp icra emri gönderilemeyeceği, alacaklının, kredi sözleşmesinin kefillerine karşı haciz (veya iflas) yolu ile takip yapabileceği-
İİK. mad. 149'in tüketici kredilerinde uygulanma olanağının olmadığı, konut finansmanı sözleşmesi kapsamında alınan kesin borç ipoteğine dayalı olarak borçlu aleyhinde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takibe geçilip, borçluya İİK.nun 149. maddesi kapsamında icra emrinin gönderildiği, borçlunun kendisine hesap katı ihtarının usulünce tebliğ edilmediği, alacağın muaccel hale getirilmediği iddiası ile icra emrinin iptalini talep ettiği anlaşıldığından, mahkemece, alacağın varlığı ve miktarı 4077 s. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında yargılama yapılmasını zorunlu kıldığı ve borçlunun bu yöne ilişkin şikayetinin süreye tabi bulunmadığı nazara alınarak, icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-