Alacaklı banka ile borçlu şirket arasında akdedilen kredi sözleşmesinde müşterek borçlu müteselsil kefil olan şirketin doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı için tesis edilmiş ipotekle ilgili, ipotek akit tablosunda yer almayan ve İİK. 149. maddesi anlamında borçlu olmayan şirket hakkında ipotekli takip yapılamayacağı, kredi sözleşmesinden kaynaklanan borç nedeniyle alacaklı tarafından bu şirket hakkında sadece genel haciz yoluyla takip yapılabileceği, borçlu şirket hakkındaki takibin iptali gerekeceği-Borçlu tarafın eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından, alacaklı tarafça talepte bulunulduğu takdirde mahkemece, takibin asıl borçlu şirkete yöneltilmesi için alacaklıya kesin süre verilmesi, verilen süre içinde alacaklı tarafından ek takip talebi düzenlenerek takibin asıl borçluya yöneltilmesi (icra emri gönderilmesi); verilen kesin sürede takibin asıl borçluya yöneltilmemesi halinde ise takibin iptali yönünde karar verilmesi gerektiği-
İİK.nun 149. maddesindeki düzenleme banka ve kredi veren kuruluşlar yönünden olup, diğer gerçek ya da tüzel kişilerin anılan maddeye dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapmaları mümkün olmadığından, İİK.nun 150/ı maddesinin olayda uygulama yerinin bulunmadığı, bu durumda alacaklının, teminat ipoteğinden dolayı genel mahkemelerde dava açıp alacağını miktar olarak belirlemeden, borçlunun açtığı eda hükmü içermeyen menfi tespit davasındaki ilama dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapmasının usulsüz olduğu, yani alacağın tahsil edilip edilmeyeceğinin yargılamayı gerektirdiği-
Takip dayanağı 29.11.2011 tarih ve 1409 yevmiye numaralı ipotek akit tablosunun incelenmesinde, 1.400.000,00.-TL alacak için tesis edildiği ve kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmesi nedeniyle kesin borç ipoteği niteliğinde olduğunun görüldüğü, borçlunun taşınmazı üzerindeki bu ipotek kaydı ile birlikte satın aldığına göre hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmlı takip yapılmasının İİK.nun 149. maddesine uygun olduğu, takibin şekline göre borçlunun ancak İİK.nun 149/a maddesi göndermesiyle aynı kanunun 33/1 maddesi uyarınca borcun imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabileceği, öte yandan aynı maddenin son fıkrası uyarınca genel mahkemeye başvurma hakkının saklı olduğu-
Alacağın tüketici kredisinden kaynaklanması halinde, borçlunun temerrüde düşüp düşmediğinin, alacağın muaccel olup olmadığının, ne miktarının tahsil edilebilir olduğunun, faiz miktar ve oranlarının tespitinin, tüketici yasası koşullarında yargılama yapılmasını gerektirdiği, o halde İİK.nun 149. maddesinin tüketici kredilerinde uygulanma olanağının olmadığı-
İcra takibinin asıl kredi borçlusu (lehine ipotek verilen) aleyhine açılmasının asıl olduğu, takip sonunda üçüncü kişinin taşınmazının paraya çevrilmesi söz konusu olduğundan, o kişi hakkında da takip yapılması gerekeceği, ipotek veren üçüncü kişi ya da ipotekli taşınmazı ipotekle yükümlü olarak alan 3.kişi ile asıl borçlu arasında zorunlu takip arkadaşlığı olduğu, icra müdürünün işlemine yönelik başvuru İİK.nun 16. maddesine dayalı şikayet olup, şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İpotek veren şikayetçi hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatıldığı, ancak İİK'nun 149. maddesine göre aralarında zorunlu takip arkadaşlığı bulunan asıl borçluya takibin yöneltilmediği, bu eksikliğin İİK'nun 16/2. maddesi gereğince takibin her aşamasında ve süresiz olarak şikayet yoluyla ileri sürülebileceği-
İİK'nun 149. maddesine göre aralarında zorunlu takip arkadaşlığı olan borçlu ile rehin veren hakkında birlikte takip yapılmasının gerekeceği, icra müdürlüğünce yasanın emredici bu hükmüne rağmen taşınmazı takip tarihinden önce satın alan yeni malike icra emri gönderilmemesi ve dolayısı ile taşınmazın yeni malikine itiraz ve def’ilerini ileri sürme hakkı verilmemesinin yasaya aykırı olduğu, bu eksikliğin ancak HMK'nun 124. maddesine göre, alacaklı tarafından, taşınmazı takip tarihinden önce ipotek yükümüyle alan kişiye karşı ek takip talebinde bulunulup icra emri gönderilmesi suretiyle sonradan tamamlatılabileceği, bu hususun takibin her aşamasında ve süresiz olarak ileri sürülebileceği-
Taşınmazı ipotekle yükümlü olarak alan kişinin takibe dahil edilmesi için ayrıca bir takip yaptıktan sonra takip dosyalarının birleştirilmesine gerek bulunmadığı-
İİK. mad. 150/ı 'da düzenlenen şikayet hakkının teknik anlamda bir şikayet olmadığından ve borca itiraz niteliği taşıdığından icra mahkemesinde İİK. mad. 68/1 'de belirtilen belgelerden sayılan kredi sözleşmelerindeki imzalara itiraz edilmesi halinde, mahkeme tarafından imza incelemesi yapılamayacağı-
Üst sınır ipoteğine dayalı olarak yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibinde borçlunun hesap kat ihtarına itiraz ettiğini belirterek icra emrine karşı şikayette bulunması durumunda, icra emrine dayanak kredi sözleşmelerindeki imzanın inkar edilmesi nedeniyle icra mahkemesi tarafından imza incelemesi yapılamayacağından mahkemece, karşı tarafa alacağını İİK. mad. 68/b 'deki belgelerle kanıtlama imkanı tanınması gerektiği-