TMK. mad. 887 uyarınca, “İpotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değilse, alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması, bu istemin hem borçluya, hem kendisine karşı yapılmış olmasına bağlı" olduğu kabul edildiğinden, temlik eden dava dışı banka tarafından asıl borçlu ve kefil şirkete ihtarname gönderilmiş ise de, davacıya asıl borçlunun borcu nedeniyle ihtarname keşide edilmemesi nedeniyle davalının takip yapma hakkının bulunmadığı-
TMK. mad. 873/3 'e göre aynı alacak için birden çok taşınmazın rehnedilmiş olması halinde, rehnin paraya çevrilmesi isteminin taşınmazların tamamı hakkında yapılacağı, bu hükme kıyasen aynı alacak için aynı taşınmaz üzerinde farklı derece ve/veya sırada tesis edilmiş ipotek varsa bunlar hakkında da birlikte takip yapılması gerektiği, İİK’nun 150/ı maddesi delaleti ile uygulanması gereken İİK'nun 149. maddesinde ise; "İcra memuru, ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderir" düzenlemesi mevcut olup, madde içeriğinden, borçlu ile ipotek veren arasında zorunlu takip arkadaşlığının bulunması nedeniyle haklarında birlikte takip yapılması gerektiği-
İİK'nun 364. maddesine göre özel hüküm olan ve İİK'nun 150/a-son maddesinin göndermesi ile ipotekli takiplerde uygulanması gereken aynı Kanun'un 149/a-2. maddesine göre, icranın geri bırakılması hakkındaki talebi reddeden icra mahkemesi kararını temyiz eden borçlu veya üçüncü şahıs, takip konusu alacağın yüzde onbeşi nispetinde teminat yatırmadığı takdirde satışın durmayacağı, ancak, İİK'nun 150/a-son maddesinde düzenlenen ve aynı Kanunun 149/a maddesine atıf yapılan bu uygulama, "itirazın kaldırılması" talebi hakkında düzenlenmiş olup, itirazın iptali hakkında da uygulanacağına ilişkin bir hükmün bulunmadığı-
İcra memurunun, ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri göndereceği- Asıl borçlu ve ipotek veren sıfatlarının aynı kişide birleşmesi nedeniyle borçlu olarak ipotek verenin taraf gösterilmesi, aslın borçlunun gösterilmemesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Takip talebinde sadece asıl borçlu gösterilerek takibe geçilmişse de, HMK. mad. 124 uyarınca, alacaklının ek takip talebinde bulunmak suretiyle ipotek veren üçüncü kişiyi takibe dahil ettirilebileceği- Takibe konu ipoteğin kesin borç ipoteği olmadığı ve İİK'nun 150/ı maddesindeki şartların da oluşmadığı görüldüğünden borçlu adına icra emri gönderilemeyeceği, ancak ödeme emri gönderilebileceği ve bu durumda takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Şikayetçi şirketin borcu sebebiyle lehine ipotek verilen olmadığı gibi, ipotek veren de olmadığından şikayetçi hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılamayacağı ve kendisine icra emri gönderilemeyeceği-
Kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle tesis edilen ipoteğe dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takibe geçilip şikayetçi borçluya İİK.nun 150/ı maddesi kapsamında icra emri gönderilmiş olduğundan, alacağın dayandığı kredi sözleşmesinin türü ve niteliği belirlenerek, borçluların temerrüde düşüp düşmediği, borcun muaccel olup olmadığı, muaccel olan borcun miktarı ve faizi yapılan özel sözleşmelerin koşulları değerlendirilerek ipoteğin ilam niteliği kazanıp kazanmadığı tespit edilerek sonucuna göre hüküm tesis edilmesi gerektiği- İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip yapılamayacağı, ilamsız takip yapılması gerektiğine ilişkin şikayetin süreye tabi olmadan yapılabileceği-
İİK. mad. 149 uyarınca, asıl borçlu ile ipotek veren arasında zorunlu takip arkadaşlığının bulunduğu- Asıl borçlu hakkında iflasın ertelenmesi davası kapsamında verilen tedbir kararının, ipotekli taşınmaz maliki yönünden sonuç doğurmayacağının kabulünün mümkün olmadığı-
Takibe konu edilen ipotek akit tablosunun “kesin borç ipoteği” olmayıp “teminat (limit) ipoteği” şeklinde düzenlenmiş olması halinde alacaklının, İİK.nun 149. maddesi gereğince borçluya icra emri gönderemeyeceği-
İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte “kesin borç ipoteği”ne dayanılmış ise yani doğmuş bir alacağın temini için düzenlenen ipotek akit tablosu kayıtsız şartsız bir para borcunu ihtiva ediyorsa başvurulacak yolun “ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip” olduğu, bu durumda İİK.nun 149. maddesi gereğince borçluya ve taşınmaz sahibi üçüncü kişiye birer icra emri gönderilmesi gerekeceği-