Asıl borçlu hakkında iflasın ertelenmesi davası kapsamında verilen tedbir kararının, ipotekli taşınmaz maliki yönünden de sonuç doğuracağı- İflas ertelenmesi davasında verilen tedbir kararı kapsamında İİK. mad. 179/b gereğince, ipotek konusu taşınmazın satışı gerçekleştirilemeyeceğinden ihalenin de feshi gerektiği-
İİK'nun 149. maddesinde, icra müdürü ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiği ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa borçluya ve taşınmaz üçüncü bir şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderileceği - Takibe konu ipotek, tüketici kredisi alacağının teminatı olarak düzenlenmiş olup, alacağın tüketici kredisi olması ve ipotek alacağının varlığı, miktarı ve muaccel olup olmadığı Tüketici Kanununa tabi olduğundan kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içermediğinden bu tür bir ipoteğe dayalı olarak ilamlı takip yapılamayacağı, ancak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yapılabileceği ve borçluya İİK'nun 149/b maddesi uyarınca ödeme emri gönderilebileceği - Somut olayda, kredili mevduat sözleşmesi ve bireysel kredi sözleşmeleri kapsamında alınan limit ipoteğine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçilip borçlulara İİK.nun 149. maddesi kapsamında icra emri gönderildiği, alacağın varlığı ve miktarı 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında yargılama yapılmasını zorunlu kıldığından mahkemece bu yönde bir ilam alınmadan başlatılan takipte icra emrinin iptalinin gerekeceği -
Borçlu şirketin itirazı, icra emri tebliğinden sonra yasal 7 günlük sürede yapılmadığından mahkemece, borçlu şirket yönünden istemin süre aşımı sebebiyle reddine karar verilmesinin gerektiği- Borçlu adına çıkarılan ihtarnamenin tebliğden sonra anılan hesap kat ihtarına borçlu tarafından itiraz edilmediğinden, ihtarda belirtilen borç miktarının kesinleştiği- O halde, mahkemece, öncelikle takipte iade edilmeyen çek yaprakları için depo talebinde bulunulan miktarın, ihtarnamede istenen ve itirazsız kesinleşen 39.000,00 TL olarak düzeltilmesi, daha sonra borçlunun talep edilen işlemiş faiz miktarına yönelik itirazı yönünden asıl alacak tutarına kredi sözleşmesi, ipotek akit tablosu ve hesap kat ihtarı hükümleri dikkate alınarak, hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten temerrüt tarihine kadar akdi faiz, bu tarihten sonrasına ise temerrüt faizi hesaplanmak suretiyle Yargıtay denetimine olanak tanıyacak biçimde bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
İlam niteliğindeki (süresiz) kesin borç ipoteğinde, ödeme emrinin (icra emrinin) borçluya tebliğinde de borç muaccel kılınmış sayılacağı- Borçlu tarafından yapılan şikayette açıkça, "ihtarnamenin usulsüz tebliğ edildiği" bildirilmediğinden, takip alacaklısı tarafından Noter kanalı ile düzenlenen ihtarnamenin borçlu tarafa tebliğ tarihinden itibaren, alacağın muaccel olduğunun ve bu temerrüt tarihinden itibaren faizin başlayacağının kabulü gerektiği- Mahkemece, işlemiş faizin ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren (ödeme için verilen 3 iş günü süresinden sonra) takip tarihine kadar verilebileceği esas alınarak, takipte istenilen işlemiş faizin, ipotek akit tablosunda belirtilen faiz oranı ile uygun olup olmadığının değerlendirilmesi ve bu konuda gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği-
Takipte borçlu sıfatı bulunmayan ve taraf olmayan, hakkında takip işlemi yapılmayan kişinin, taraf olmadığı icra takibi ile bu dosyada yapılan takip işlemlerine ilişkin şikayet hakkının bulunmadığı, bu durumda mahkemece anılan istemin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği-
İpoteğin, kesin borç ipoteği olması nedeniyle, borçluya İİK.nun 149. maddesi gereğince icra emri gönderilebilmesi için İİK.nun 150/ı maddesinde öngörülen koşulların oluşmasına gerek olmadığı-
Alacağın varlığı ve miktarı 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında yargılama yapılmasını zorunlu kıldığından mahkemece bu yönde bir ilam alınmadan başlatılan takipte, icra emrinin iptaline yerine takibin iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İcra takibinin İİK.'nun 149. maddesine göre asıl kredi borçlusu (lehine ipotek verilen) aleyhine açılması asıl olup, takip sonunda 3. kişinin taşınmazı paraya çevrileceğinden, 3. kişi hakkında da takip yapılması gerektiği, hakkında takip olmayan 3. kişiye ait taşınmazın satışı mümkün olmayıp, yapılan ihalenin de yok hükmünde olduğu-
TK'nun 10/1. maddesi gereğince muhatabın bilinen adresine çıkarılan tebligatın bilâ tebliğ iadesi halinde, aynı maddenin 2. fıkrası gereğince adrese dayalı nüfus kayıt sistemindeki adresine normal değil, aynı Kanun'un 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılabileceği-
İpotek veren şikayetçi hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip başlatıldığı, ancak İİK'nun 149/b. maddesine göre aralarında zorunlu takip arkadaşlığı bulunan asıl borçluya takibin yöneltilmediğinden, bu eksikliğin İİK.nun 16/2. maddesi gereğince takibin her aşamasında ve süresiz olarak şikayet yoluyla ileri sürülebileceği-