İİK'nun 149/a maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı yasanın 33. maddesi gereğince, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte, limit aşımı dışındaki şikayetlerin ve itirazların yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde icra mahkemesine yapılması gerekeceği-
İpotek akit tablosu kayıtsız ve şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmese dahi, krediyi kullandıran tarafın, krediyi kullanan tarafa ait cari hesabın kesilmesine veya kısa, orta, uzun vadeli kredi hesabının muaccel kılınmasına ilişkin hesap özetinin veya gayrinakdi kredinin ödenmiş olması nedeniyle tazmin talebinin veya borcun ödenmesine ilişkin ihtarın noter aracılığıyla krediyi kullanan tarafa kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adrese gönderilmek suretiyle tebliğ edildiğini veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığını gösteren noterden tasdikli bir sureti icra müdürüne ibraz ederse icra müdürünün 149 uncu madde uyarınca işlem yapması gerekeceği-
İpotek bir kere paraya çevrilmekle sona ereceğinden, alacaklı tarafından yeni bir alacağının bulunması nedeniyle yeni bir icra takibi yapılarak, aynı ipoteğin paraya çevrilmesinin istenemeyeceği-
İpotek veren şikayetçi hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatıldığı, ancak İİK'nun 149. maddesine göre aralarında zorunlu takip arkadaşlığı bulunan asıl borçluya takibin yöneltilmediği, bu eksikliğin, İİK'nun 16/2. maddesi gereğince takibin her aşamasında ve süresiz olarak şikayet yoluyla ileri sürülebileceği-
İİK.nun 149. maddesi içeriğinden, asıl borçlu ile ipotek veren arasında zorunlu takip arkadaşlığının bulunması nedeniyle haklarında birlikte takip yapılması gerektiğinin anlaşıldığı, şu halde, asıl borçlu hakkında verilen iflas erteleme kararının, hem söz konusu kararın niteliği gereği, hem de zorunlu takip arkadaşlığı nedeniyle ipotekli taşınmaz maliki yönünden sonuç doğurmayacağının kabulünün mümkün olmadığı-
İİK.nun 149. maddesindeki düzenleme banka ve kredi veren kuruluşlar yönünden olup, diğer gerçek ya da tüzel kişilerin anılan maddeye dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapmaları mümkün olmadığından, İİK.nun 150/ı maddesinin olayda uygulama yerinin bulunmadığı, bu durumda alacaklının, teminat ipoteğinden dolayı genel mahkemelerde dava açıp alacağını miktar olarak belirlemeden, borçlunun açtığı eda hükmü içermeyen menfi tespit davasındaki ilama dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapmasının usulsüz olduğu, yani alacağın tahsil edilip edilmeyeceğinin yargılamayı gerektirdiği-
Alacaklı banka ile borçlu şirket arasında akdedilen kredi sözleşmesinde müşterek borçlu müteselsil kefil olan şirketin doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı için tesis edilmiş ipotekle ilgili, ipotek akit tablosunda yer almayan ve İİK. 149. maddesi anlamında borçlu olmayan şirket hakkında ipotekli takip yapılamayacağı, kredi sözleşmesinden kaynaklanan borç nedeniyle alacaklı tarafından bu şirket hakkında sadece genel haciz yoluyla takip yapılabileceği, borçlu şirket hakkındaki takibin iptali gerekeceği-Borçlu tarafın eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından, alacaklı tarafça talepte bulunulduğu takdirde mahkemece, takibin asıl borçlu şirkete yöneltilmesi için alacaklıya kesin süre verilmesi, verilen süre içinde alacaklı tarafından ek takip talebi düzenlenerek takibin asıl borçluya yöneltilmesi (icra emri gönderilmesi); verilen kesin sürede takibin asıl borçluya yöneltilmemesi halinde ise takibin iptali yönünde karar verilmesi gerektiği-
Takip dayanağı 29.11.2011 tarih ve 1409 yevmiye numaralı ipotek akit tablosunun incelenmesinde, 1.400.000,00.-TL alacak için tesis edildiği ve kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmesi nedeniyle kesin borç ipoteği niteliğinde olduğunun görüldüğü, borçlunun taşınmazı üzerindeki bu ipotek kaydı ile birlikte satın aldığına göre hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmlı takip yapılmasının İİK.nun 149. maddesine uygun olduğu, takibin şekline göre borçlunun ancak İİK.nun 149/a maddesi göndermesiyle aynı kanunun 33/1 maddesi uyarınca borcun imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabileceği, öte yandan aynı maddenin son fıkrası uyarınca genel mahkemeye başvurma hakkının saklı olduğu-
Alacağın tüketici kredisinden kaynaklanması halinde, borçlunun temerrüde düşüp düşmediğinin, alacağın muaccel olup olmadığının, ne miktarının tahsil edilebilir olduğunun, faiz miktar ve oranlarının tespitinin, tüketici yasası koşullarında yargılama yapılmasını gerektirdiği, o halde İİK.nun 149. maddesinin tüketici kredilerinde uygulanma olanağının olmadığı-
İcra takibinin asıl kredi borçlusu (lehine ipotek verilen) aleyhine açılmasının asıl olduğu, takip sonunda üçüncü kişinin taşınmazının paraya çevrilmesi söz konusu olduğundan, o kişi hakkında da takip yapılması gerekeceği, ipotek veren üçüncü kişi ya da ipotekli taşınmazı ipotekle yükümlü olarak alan 3.kişi ile asıl borçlu arasında zorunlu takip arkadaşlığı olduğu, icra müdürünün işlemine yönelik başvuru İİK.nun 16. maddesine dayalı şikayet olup, şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-