Alacağın varlığı ve miktarı, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında yargılama yapılmasını zorunlu kıldığından, tüketici kredisi sözleşmesi kapsamında alınan limit ipoteğine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçilip borçluya İİK'nun 149. maddesi kapsamında icra emri gönderilmesi üzerine, mahkemece, icra emrinin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Asıl borçlu hakkında iflasın ertelenmesi davası kapsamında verilen tedbir kararının, hem söz konusu kararın niteliği gereği, hem de zorunlu takip arkadaşlığı nedeniyle ipotekli taşınmaz maliki yönünden sonuç doğurmayacağının kabulünün mümkün olmadığı-
Takip tarihinden önce ipotek konusu taşınmazı satan şikayetçi eski malik ve müteselsil kefilin takipte taraf olarak gösterilmesinin isabetsiz olduğu- Şikayetçi, takip tarihi itibariyle kredi borçlusu olmadığı gibi, ipotek veren de olmadığından hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılamayacağı ve kendisine icra emri gönderilemeyeceği-
Alacaklı banka tarafından, şikayetçi ipotek borçlusu ve diğer borçlulara noter aracılığıyla ihtarname gönderilerek ihtarnamenin borçlulara tebliğ edildiği anlaşıldığından, ipoteğin limit ipoteği olması ve ihtarnameye süresi içinde itiraz edilmesinin, borçluya icra emri gönderilmesine engel teşkil etmeyeceği- Borçlular tarafından hesap kat ihtarnamesine sekiz günlük yasal süre içerisinde itiraz edilmiş ise de, şikayetçinin icra mahkemesine başvurusunda borca itirazının bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği-
Takip dayanağı ipotek resmi senedinde; “... TL bedel mukabilinde kullanacağı kredinin teminatı olarak..” ifadesine yer verilmesi halinde, ipoteğin, limit (üst sınır) ipoteği niteliğinde olduğunun kabulü gerektiği- Alacaklı ve borçlu arasında cari hesap veya kısa, orta ve uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayrinakdi bir kredi ilişkisi bulunmadığı gibi, alacaklı da kredi veren kuruluş (banka) niteliğini haiz olmadığından ve taraflar arasında İİK.'nun 150/ı maddesinde açıklanan koşullarda cari hesap ve kredi ilişkisi söz konusu olmadığından, icra emri gönderilemeyeceği- Takip konusu ipotek, İİK.'nun 149. maddesinde düzenlenen kesin borç ipoteği mahiyetinde olmadığından, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapılamayacağı ve bu hususun İİK. mad. 16/2 uyarınca süresiz olarak şikayete konu edilebileceği-
Takibe dayanak alacağın, konut finansman kredisi nedeni ile alınan kredi borcuna ilişkin olarak kurulduğu, bu durumda, borçlunun temerrüde düşüp düşmediği, borcun muaccel olup olmadığı, muaccel olan borcun miktarı ve faizi yapılan özel sözleşmelerin koşullarında değerlendirilmeden ipotek ilam niteliği kazanmayacağı- İlam niteliği bulunmayan belgeye yönelik şikayetin süresiz şikayete konu edilebileceği- Mahkemece; alacağın varlık ve miktarı 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında yargılama yapılmasını zorunlu kıldığından bu yönde bir ilam alınmadan başlatılan takibin açıklanan ve kanunun emredici hükümlerinden kaynaklanan bu hususlar re’sen nazara alınarak borçlu şikayetinin kısmen kabulü ile icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Takip dayanağı ipotek, limit (üst sınır) ipoteği niteliğinde olup, alacaklılar ve borçlu arasında cari hesap veya kısa, orta ve uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayrinakdi bir kredi ilişkisi bulunmadığı gibi, alacaklının da kredi veren kuruluş (banka) niteliğini haiz olmadığı açık olduğundan,  taraflar arasında İİK.'nun 150/ı maddesinde açıklanan koşullarda cari hesap ve kredi ilişkisinin bulunmadığı ve icra emri gönderilmesine olanak tanıyan anılan maddenin olayda uygulanmayacağı- Takip konusu ipoteğin, İİK.'nun 149. maddesinde düzenlenen kesin borç ipoteği mahiyetinde olmadığı anlaşıldığından, alacaklı tarafından sözü edilen maddelere dayanılarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapılmasının mümkün olmadığı ve bu hususun İİK. mad. 16/2 uyarınca süresiz şikayete tâbi olduğu-
Borçlu şirkete tebliğe çıkarılan hesap kat ihtarnamesinin işyeri sahibinin kardeşine tebliğ edilmesi halinde usulsüz olacağı- Yöntemine uygun hesap kat ihtarı tebliği bulunmadığından, şikayetçi borçlu şirket hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra emri gönderilmek suretiyle takip yapılmasının mümkün olmadığı-
İpotek akit tablosunun incelenmesinde kredi sözleşmesinin kefili olan kişinin kefalet borçlarının ipoteğin teminatı kapsamında olmadığı anlaşıldığından, asıl borçluyu takibe dahil edilip icra emri tebliğ ettirmesi için alacaklıya süre verilmesi gerektiği-