12. HD. 25.06.2024 T. E: 1373, K: 6442
Banka ve kredi veren kuruluş olmayan Varlık Yönetim A.Ş'nin ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapması usulsüz ise de; ipotek akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını içermemesi, alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip yapılmasına engel olmadığı ve  bu durumda borçluya örnek 9 ödeme emri gönderilebileceği-
Türk parası ile bir ipotek yapılıp, ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle takibe geçildiğinde, alacağın muayyenliği ilkesine göre ana paranın tür ve miktarı değiştirilemeyeceği, bu nedenle kredi sözleşmelerindeki yabancı para alacağı üzerinden borçluya tebliğ edilen hesap özetine dayanılarak aktin muayyenlik ilkesi gözetilmeksizin icra emri tebliği ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılamayacağı, bu hususun kamu düzenine ilişkin olup, her zaman ileri sürülebileceği- Davacıların şikayetinin kabulü ile ipoteğin bölünmezliği ilkesi de dikkate alınarak takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
"İcra emri tebliğ edildiğinden alacaklı tarafından takipten feragat edilmesi halinde harç alınması gerekmekte olup icra müdürlüğünün harçsız vazgeçme talebinin reddi kararının yerinde olduğu" gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği, iş bu karar dolayısıyla da takip ayakta olup, ilk icra dosyasının kapatılmadığı, mevcut durumda her iki takip derdest olmakla, ikinci takibin "tahsilde tekerrür etmeme kaydıyla" başlatılmasının da sonuca etkili olmadığı-
Cebri icra hukukuna ilişkin meselelerde Türk icra organlarının yetkisinin münhasır olduğu- Cebri icra hukukuna ilişkin fiil ve işlemlerde Türk mahkemelerinin ve icra iflas organlarının yetkisinin milletlerarası yetki sözleşmeleri ile kaldırılamayacağı- Alacaklı tarafça başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip, Türkiye’de bulunan taşınmazların paraya çevrilerek satılması sonucunu doğuracağından, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte borçlunun kredi sözleşmesinde yabancı mahkemenin yetkili olduğuna dair yetki itirazının reddine karar verilmesi gerektiği-
İİK m. 150/ı'da belirtilen borçlu cari hesap teriminin her türlü cari hesap sözleşmesini kapsayacak genişlikte olmadığı- Borçlu cari hesabının, bankanın müşterisine tahsis ettiği kredi hesabı olduğu ve diğer cari hesap sözleşmelerinden farklı olarak müşterinin (krediyi kullananın) hep borçlu durumda olduğu ve bu nedenle bu maddede tanımlanan krediyi kullandıran tarafın ancak bir banka olabileceği- İİK m.150/ı koşullarında takip yapma yetkisine sahip alacaklının, "banka" veya "bu koşullarda kredi kullandıran finans kurumu" olabileceği-  Bankadan alacağı temlik alanın, İİK m. 150/ı'da belirtilen nitelikte “krediyi kullandıran taraf” sıfatı bulunmadığından, bu maddede belirtilen koşullarda takip yapma hakkı da bulunmadığı ve bu durumda takip şartı oluşmadığından takibin iptaline karar verilmesi gerektiği (icra emrinin iptali ile yetinilmesini hatalı olduğu)-
Hesap kat ihtarnamesine borçlu tarafından itiraz edilmediğinde burada belirtilen borç miktarının kesinleşmiş olacağı (İİK m. 150/ı)-  Borçlunun şikayeti üzerine, icra emrindeki asıl alacak miktarı, kat ihtarnamesinde kesinleşen toplam alacak miktarına göre düzeltildikten sonra, itiraz edilmeksizin kesinleşen hesap kat ihtarnamesindeki toplam alacağa hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten, borçlunun temerrüde düştüğü tarihe kadar işleyen akdi faiz ile bu tarihten takip tarihine kadar işleyen temerrüt faizi miktarı ve işleyecek faiz oranının alacaklının talebi ve kredi sözleşmesi hükümleri göz önüne alınmak suretiyle bilirkişi incelemesi ile tespit edilerek bir karar verilmesi gerektiği-
İpoteğe bağlı şartın gerçekleştirilip gerçekleştirilmeyeceğinin icra mahkemesinde denetlenemeyeceği yargılamayı gerektirdiğinden, takibe konu ipoteğe dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi sureti ile ilamlı takip yapılamayacağı- Bu durumda mahkemece icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İpotek akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmediği durumlarda alacaklının ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapamayacağı- 
İpotek hakkının bölünmezliği ilkesi gereğince; alacaklının, ipotek ile teminat altına almak istediği tüm alacağını aynı takip dosyasından talep ederek ipoteğin paraya çevrilmesini talep etmesi gerektiği- Zira takip konusu taşınmazın satışı gerçekleştiğinde taşınmazda yer alan ipotek çözülmekle, teminat oluşturmaktan çıkacağı- Bu nedenle takipte talep edilmeyen bakiye alacak var ise sonradan ipoteğin teminatı kapsamında istenemeyeceği gibi, bu hakkın saklı tutulmuş olmasının da sonucu değiştirmeyeceği-