İİK.'nun 223. maddesine göre tebliğe elverişli adres gösterilir ve gerekli masraf avans olarak yatırılırsa itiraz süresinin sıra cetvelinin itiraz edene tebliğ edildiği tarihten itibaren başlayacağı, masraf yatırılmadığı halde tebligat yapılmış olsa bile bu kuralın yine geçerli olduğu- Kanunda öngörülen 15 günlük süre hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen dikkate alınması gerekeceği-
Kayıt Kabul talebinin reddedilmesine ilişkin karar kendisine 04.07.2011 tarihinde tebliğ edilen kişiye yapılan bu tebliğin 'bilgi verme niteliğinde olduğu'; bu nedenle, davacının sıra cetvelini gazetede en son ilan edildiği tarihten itibaren 15 gün süre içinde açmasının gerekeceği-
Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraza ilişkin davada, davacının alacaklı olduğu icra dosyasında bedeli paylaşıma konu borçluya ait aracın trafik kaydına ilk olarak 14.07.2009 tarihinde haciz konmuş ve mahkemece, geri çevirme kararıyla istenmesine rağmen sunulmayan 22.06.2004 tarihli rehin sözleşmesi dayanak gösterilmek suretiyle davalı kooperatifçe davacının haciz tarihinden sonra 08.03.2010 tarihinde dava dışı kişinin kredi borcu sebebiyle bedeli paylaşıma konu araç üzerine rehin konulması işleminin muvazaalı olarak kabulü gerektiği- Mahkemece, sıra cetvelinde davalı kooperatife ayrılan payın yargılama giderleri ve vekalet ücreti dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde, davalı kooperatife bırakılmasına karar verilmesi gerektiği- İİK. 142/1 uyarınca sıra cetveline ilişkin davanın kendine pay ayrılan ve şikayet sonucundan etkilenecek olan alacaklılara yöneltilmesi, "borçlu" yönünden sıra cetveline ilişkin davanın hukuki yarara ilişkin dava şartı noksanlığından, HMK mad. 114/1-h ve 115/2 uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Dava birden fazla alacaklı tarafından açılır ve kabul edilirse; davacı alacaklılar sıra cetveline göre davalı alacaklıya isabet eden paydan alacaklarını temin edecekleri, bu tutarın davacı alacaklıların sıra cetveline göre istifade edebilecekleri alacak tutarı ile yargılama giderlerinden ibaret olduğu- Kanun sıra gözetmeksizin bütün alacaklıların sıra cetveline itiraz davası açabileceğini öngördüğüne göre, burada davalının alacak ve miktarına karşı koymanın, yanı itiraz eden davacı alacaklı olmanın, dava hasılatından pay almak için gerekli ve yeterli olacağı, kanun davacıların sırası konusunda bir ayırım ve yollama yapmadığına göre, davacıların eşit haklara sahip olduğunun kabul edilmesi ve bu eşitliğin "aynı sırada" oldukları şeklinde anlaşılması gerektiği- Aynı sıra cetveli için muhtelif alacaklılar tarafından farklı tarihlerde, aynı alacaklılara husumet yöneltilerek davalar açılmış olması halinde, açılan tüm davaların birlikte incelenerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde tek bir kararla sonuçlandırılması, davaların birleştirilerek yargılama yapılması gerektiği- Bir yargı çevresinde aynı düzeyde bulunan birden fazla mahkemenin, davaların birleştirilmesi açısından aynı mahkeme sayılacağı, bu durumda mahkemece, aynı sıra cetvellerine karşı, aynı yer sayılan mahkemelerde açılmış başka davalar da olup olmadığı araştırılıp, varsa HMK'nın 166/4. maddesi uyarınca birbiriyle bağlantılı olduğunun kabulü ile önce esas kaydı yapılan dosya üzerinde 166/1. maddesi uyarınca işbu davanın birleştirilmesi, önce açılan davanın bu dava olduğunun tespiti halinde diğer davaların bu dava ile birleşmesinin beklenmesi, mahkemelerince birleştirme kararı verilmemesi halinde davaların sonuçlarının beklenmesi, aynı yer sayılmayan mahkemelerde açılmış başka davalar olması halinde ise, yine o davaların da sonuçlarının beklenmesi gerektiği-
Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetveline itiraz davalarında, davanın kabulü halinde, İİK. mad. 235/3 kıyasen uygulanarak, davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde, davalıya bırakılmasına karar verilmesi, sıranın değiştirilmesine veya iptaline ya da sıra cetvelinin iptaline karar verilmemesi gerektiği- Sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hükmün, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğuracağı ve verilen kabul kararında durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulması gerektiği-
Kayıt kabul davası-
Kayıt kabul davası-
Kayıt kabul davası-