Haciz yolu ile takiplerde kıyasen uygulanması gereken İİK'nın 235/3. maddesi uyarınca, sıra cetveline itiraz davalarında sıra cetvelinin iptaline veya davalının sıra cetvelinden çıkarılmasına değil, davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri de dahil olmak üzere öncelikle davacı alacağının karşılanmasına tahsisine, artan kısım bulunması halinde davalıya bırakılmasına karar verilmesi gerekeceği, sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hükmün, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğuracağı ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulması gerekeceği-
Davacı tarafça, şirketin iflasından sonra müflis şirket iflas idaresine usulüne uygun kayıt başvurusu yapılmaksızın, dava dışı işçiye ödenen bedelin tahsili amacıyla, Ticaret Mahkemesinde alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı- Davalı iflas idaresi davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden aleyhine masraf ve vekalet ücreti hükmedilmesi doğru görülmemiş ise de yapılan yanlışlığın giderilmesinin, yeniden yargılamaya gereksinim göstermediği-
Görevleri sona eren iflas idaresi memurları huzuru ile yargılamaya devam edilerek karar verilmesinin doğru olmadığı-
İşçinin alacağı iflastan sonra kesinleştiyse de, işçinin iflastan önceki çalışmasına dayandığından, İİK. mad. 235/1 uyarınca, iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesi kesin yetkili olduğu-
Alacak, kayıt kabul, itirazın iptali davası- "Eser sözleşmesine konu binada yapılan işler ve 8. katın imara aykırı ve ruhsatsız olduğu" savunulmuş, bozma öncesi alınan mimar bilirkişi raporunda da bu durum tespit edilmiş olup, belirtilen aykırılıkların bu kanun uyarınca giderilmesi konusunda taraflarca müracaat yapılıp yapılmaması önem arz ettiğinden, ilgili mevzuat uyarınca müracaat olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları-
"Hizmetin ticari kayıtlarda bulunmadığı" nedeniyle kayıt kabul davasının reddine karar verilmişse de, davacı vekilince davaya konu alacak için fatura düzenlenmediği, işleyişe göre de fatura düzenlenmesinin imkansız olduğu, bu nedenle de taraf defterlerine işlenmediği iddia edildiğine göre; mahkemece içinde sigortacılık konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyeti oluşturularak, ticari kayıtlarda faturalandırılan hizmetlerin dava konusu hizmetler olup olmadığı, bu hizmetlerin faturalandırılmamış olmasının ticari teammüllere uygun olup olmadığı, bu hizmetlerin yapılmış olması halinde TTK. mad. 20 uyarınca fatura kesilmemiş de olsa bu hizmetleri karşılayan davacı tarafından talep edileceği hususu da göz önünde bulundurularak tafsilatlı rapor tanzim edilerek karar verilmesi gerektiği-
İbrazı halinde karşılıksız çıkan çek yaprakları için Çek Kanunu uyarınca belli bir bedelin banka tarafından ödenmek zorunda olduğu, bu riskin sözleşmede bulunup bulunmadığına bakılmaksızın bankaca karşılandığı için davalıdan talep edilebileceği, bu nedenle mahkemece 139 adet teslim edilmeyen çek riski alacağının şarta bağlı alacak olarak iflas masasına kayıt ve kabul edilebileceğinin gözden kaçırılmasının doğru olmadığı-
Daha önce HUMK'nın 187/4. maddesinde bir ilk itiraz olarak nitelenen "derdestlik" hususun HMK. mad. 114/1-ı hükmü ile dava şartı haline getirildiği- Davanın tarafları, konusu, dava sebebi aynı değilse derdestliğin söz konusu olmadığı- Bunun yanında, anılan dosyada davacı olan tüketicinin davalılar müflis şirket ve diğer ortağı yönünden davayı takipsiz bırakması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına, diğer davalı yönünden ise davanın kabulüne dair karar verildiği anlaşılmakla, derdestlik söz konusu olmadığından, mahkemece davanın esasına girilmesi gerektiği-
Davalının alacağının hem sırasına hem de esasına itiraz edilmesi halinde, mahkemece öncelikle sıraya ilişkin itirazın incelenmesi, sonucuna göre esasa ilişkin itirazın incelenmesine geçilmesi gerektiği- Kambiyo takiplerinde itiraz süresi 5 gün ise de ödeme süresi 10 gün olduğundan takibin bu 10 gün geçikten sonra kesinleştiği- Davalının alacaklısı olduğu takip kapsamında ihtiyati haciz konulduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan bu takipte kesinleşme süresinin 10 gün olduğu- Davacının alacaklısı olduğu takipte ise ihtiyati haciz tarihinde konulduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, genel haciz yolu ile yapılan bu takipte kesinleşme süresinin 7 gün olduğu ve davalı haczinden önceki tarihte kesinleştiğinden cetvelde 1. sırada yer alması gerektiği- Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetveline itiraz davalarında, davanın kabulü halinde kıyasen uygulanması gereken İİK. mad. 235/3 uyarınca, davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde, davalıya bırakılmasına karar verilmesi, sıranın değiştirilmesine ya da iptaline ya da sıra cetvelinin iptaline karar verilmemesi gerektiği- Sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hükmün, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğuracağı ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulması gerektiği-