Bilirkişi incelemesine esas olmak üzere davalı müflis kooperatife ait ticari defter ve kayıtlarının ibraz edilmemesi kooperatif aleyhine sonuç doğuracağı- Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin inkar edilmediği, dava konusu edilen 4 adet senede ilişkin davalı müflis kooperatif aleyhine başlatılan icra takiplerinin de itirazsız kesinleştikleri, dosya kapsamından muvazaa konusunda da bir iddianın bulunmadığı gözetilerek, 4 senetten dolayı da davacının alacaklı olduğunun kabulü gerekeceği-
Davalı hakkında iflas kararının verildiği tarihi itibariyle vekilinin vekilliği sona erdiğinden, husumetin iflas idaresine yöneltilmesi sağlanılarak, İİK mad. 194'e göre işlem yapılması ve sonrasında da aynı Kanun'un 235. maddesine göre, davaya davalı yönünden kayıt kabul davası olarak devam edilmesi gerektiğinden, davaya devam edilerek, temsil kabiliyeti kalmayan davalı hakkında karar verilmeyeceği-
Muvazaa nedenine dayalı sıra cetvelinin iptali istemine ilişkin davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Davalı yüklenici şirketin yargılama aşamasında 28.07.2011 tarihinde iflasına karar verildiği ve iflas idaresinin davada temsil edildiği görülmüş olup, mahkemece İİK'nın 235. maddesi anlamında davaya kayıt kabul davası olarak devam edilip, İİK'nın 195. maddesi gereği iflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ile takip masrafları ana paraya zammolunur ilkesi de gözetilerek karar verilmesi gerekli iken yazılı şekilde dava tarihinden itibaren faize dair tahsil hükmü kurulmasının hatalı olduğu- Kayıt kabul davalarında vekalet ücreti ve harcın maktu tayin edilmesi gerektiği-
Kayıt kabul davalarının maktu harç ve maktu vekâlet ücretine tabi olduğu-
5411 sayılı Bankacılık Kanununun 142. maddesindeki düzenlemede yer alan "Fon, Fon bankaları ve faaliyet izni kaldırılan bankaların iflas ve tasfiye idareleri tarafından açılacak hukuk davalarına asliye ticaret mahkemesi tarafından bakılacağı ve o yerde birden fazla asliye ticaret mahkemesi bulunması halinde, bu davaların (1) ve (2) numaralı asliye ticaret mahkemesinde görüleceği" hükmü, iş bölümü veya iş dağılımı kuralı olmayıp HMK anlamında "görev" düzenlemesi niteliğinde olduğu- Dava dilekçesinin görev yönünden reddine dair kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan HMK'nin 20. maddesinde gösterildiği şekilde bir gönderme talebinin mevcut olmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği-
Haciz yolu ile takiplerde kıyasen uygulanması gereken İİK'nın 235/3. maddesi uyarınca, sıra cetveline itiraz davalarında sıra cetvelinin iptaline veya davalının sıra cetvelinden çıkarılmasına değil, davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri de dahil olmak üzere öncelikle davacı alacağının karşılanmasına tahsisine, artan kısım bulunması halinde davalıya bırakılmasına karar verilmesi gerekeceği, sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hükmün, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğuracağı ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulması gerekeceği-
İflas masrafları ve masa borçları sıra cetvelinde yer alamayacağından, iflas masası aleyhine genel mahkemede açılması gereken davada İİK'nın 235. maddesindeki sürelerin uygulanmayacağı- Kayıt kabul davalarının, iflas alacaklılarının alacaklarını iflas masasına kaydettirmek için açtıkları ve dayanağını İİK’nın 235. maddesinden alan davalar olduğu- Davalı şirketin iflasına karar verildiği, davacı tarafça İş Mahkemesinin kesinleşen kararına dayalı olarak iflastan sonra icra dosyasına ödeme yapıldığı anlaşılmış olup, BK'nın 147. maddesine dayalı olarak kullanılan rücu hakkına dayalı alacağın, iflastan sonra ödenerek doğduğu ve bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde asliye hukuk mahkemeleri görevli olduğu-
Davacı tarafın delil listesinde taraf ticari defterlerine dayandığı gözetildiğinde, sadece davacı taraf defterleri incelenerek sonuca gidilmesi doğru olmadığından, mahkemece davalı şirket ticari defter ve kayıtları da getirtilerek HMK'nın 222. maddesi kapsamında birlikte değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçinin, alacağının işçi alacağı olduğundan bahisle kaydedilen sırasına şikayet ettiği, bu tür şikayetlerde görevli mahkemenin, İİK’nun 235. maddesi gereğince icra hukuk mahkemesi olduğu-