Kayıt kabul davalarında, mahkemece maktu karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekirken nisbi karar ve ilam harcına hükmedilmesinin doğru olmadığı, ancak bu hususun yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Dava kayıt kabul istemine ilişkin olup, bahsi geçen banka hesabının davacı ile birlikte dava dışı kişinin ortak hesabı olduğu iddia edilmiş olup bilirkişi raporunda da bu durumun teyit edildiği, dosya içerisinde herhangi bir temliknameye de rastlanılmamış olup, şayet temlikname yoksa davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddi gerekeceği dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekeceği-
Rücuen tahsilat istemi- Rücuen tahsilat isteminin dayanağı olan dava dışı işçilere yapılan ödemelerin kaynağı iş mahkemesinin ilamı olup, davalı müflislerin iflas tarihinden önce doğan bir alacaktan kaynaklandığından, davanın İİK. mad. 235 gereği kayıt kabul istemi olarak görülmesi ve bu istemler yönünden de iflasa karar verilen yer Asliye Ticaret Mahkemeleri'nin görevli ve kesin yetkili olduğu anlaşıldığından, mahkemenin görevli olması sebebiyle işin esasına girilip inceleme yapılması gerektiği-
İflas masasına alacağın kayıt ve kabulüne yönelik davalarda iflasa karar veren yer asliye ticaret mahkemelerinin görevli ve kesin yetkili olduğu-
Davacının İİK. mad. 223/3 anlamında sıra cetveli ve masa kararının tebliğine yönelik masraf verdiği davanın 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından mahkemece işin esasına girilip oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği-
Temlik eden bankanın taşınmazlar üzerine 01.04.2011 tarihinde haciz işlemi uyguladığı, 07.09.2012 tarihinde satış talebinde bulunarak, 19.09.2012 tarihinde satış avansını yatırdığı, haciz tarihinde yürürlükte bulunan İİK.'nun 106. maddesine göre gayrimenkullerde 2 yıl içerisinde satış talebinde bulunulması gerekeceği, şikayet olunan temlik alanın selefi bankanın 01.04.2011 tarihli haczinin ayakta olduğu, haciz ayakta olduğuna göre, sıra cetveli usule uygun olduğundan şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Haciz yolu ile takiplerde kıyasen uygulanması gereken İİK'nın 235/3. maddesi uyarınca, sıra cetveline itiraz davalarında sıra cetvelinin iptaline veya davalının sıra cetvelinden çıkarılmasına değil, davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri de dahil olmak üzere öncelikle davacı alacağının karşılanmasına tahsisine, artan kısım bulunması halinde davalıya bırakılmasına karar verilmesi gerekeceği, sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hükmün, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğuracağı ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulması gerekeceği-
Davacı tarafça, şirketin iflasından sonra müflis şirket iflas idaresine usulüne uygun kayıt başvurusu yapılmaksızın, dava dışı işçiye ödenen bedelin tahsili amacıyla, Ticaret Mahkemesinde alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı- Davalı iflas idaresi davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden aleyhine masraf ve vekalet ücreti hükmedilmesi doğru görülmemiş ise de yapılan yanlışlığın giderilmesinin, yeniden yargılamaya gereksinim göstermediği-
Görevleri sona eren iflas idaresi memurları huzuru ile yargılamaya devam edilerek karar verilmesinin doğru olmadığı-
İşçinin alacağı iflastan sonra kesinleştiyse de, işçinin iflastan önceki çalışmasına dayandığından, İİK. mad. 235/1 uyarınca, iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesi kesin yetkili olduğu-