“İtiraz” ve “şikayet” arasında nitelik ve sonuç farkları bulunduğundan, borçlunun ödeme emrine karşı hem “itiraz” ve hem de “şikayet” yoluna başvurabileceği – Borçlunun yasal süre içinde icra dairesine başvurarak “örnek:7 ödeme emri”ne itiraz etmiş olmasının, aynı zamanda şikayet yoluyla icra mahkemesinden ödeme emrinin iptalini istemesine engel teşkil etmeyeceği-
Takip dosyasının işlemden kaldırılması üzerine alacaklının (haciz isteyebilmek için) takip talebini de (md. 58) yenilemesine ve borçluya yeni bir ödeme emri gönderilmesine gerek olmadığı, çünkü, kesinleşmiş olan takibin devam ettiği; yani derdest olduğu-
Kural olarak müvekkilin ölümü ile vekalet ilişkisinin sona ereceği, ancak müvekkilinin veya mirasçılarının bizzat işlerini görebilecek hale gelinceye kadar görevini sürdürmekle yükümlü olduğu-
İcra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişilerin yargılama ve takip giderleri ile karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin (icra takiplerinde icra dairesinin) belirleyeceği teminatı göstermek zorunda oldukları; kişilerin karşılıklılık esasına göre teminat göstermekten muaf tutulabilecekleri–
Ölü kişi hakkında takip yapılamayacağı gibi, bu şekilde başlatılan bir takibin mirasçılara da yöneltilemeyeceği– (Not: 6100 sayılı yeni HMK’ nun 124/4 maddesindeki “dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir.” şeklindeki yeni düzenleme nedeniyle, bu kararlar önemini yitirmiştir…
Takip talebinde, takip dayanağı ilamda isimleri ayrı ayrı gösterilmiş olan alacaklıların hepsinin belirtilmeyip, bir alacaklının ismi yazıldıktan sonra ‘ve arkadaşları’ ibaresi yazılarak yapılan icra takibinin usulsüz sayılmayacağı–
Sadece «takip talebi»nde veya hem «takip talebi»nde ve hem de «ödeme (icra) emri»nde, takip konusu yabancı para alacağının Türk parası ile tutarının (karşılığının) '- «harca esas değer» olarak- gösterilmemiş olması halinde, icra mahkemesince doğrudan doğruya (kendiliğinden) veya (süresiz) şikayet yoluyla yapılacak başvuru üzerine «takibin iptaline» karar verilmesi gerekeceği, İİK. 58/II-3 hükmünün devletin hükümranlık hakları ve kamu düzeniyle ilgili bir hüküm olduğu–