“İtiraz” ve “şikayet” arasında nitelik ve sonuç farkları bulunduğundan, borçlunun ödeme emrine karşı hem “itiraz” ve hem de “şikayet” yoluna başvurabileceği – Borçlunun yasal süre içinde icra dairesine başvurarak “örnek:7 ödeme emri”ne itiraz etmiş olmasının, aynı zamanda şikayet yoluyla icra mahkemesinden ödeme emrinin iptalini istemesine engel teşkil etmeyeceği-
Yabancı uyruklu kişilerin, Türkiye’de takipte bulunabilmek için -mensup oldukları devlet ile aramızda alacaklıyı teminat göstermekten muaf tutan ikili bir anlaşma bulunmadıkça- «yargılama ve takip giderleri» ile «karşı tarafın zarar ve ziyanını» karşılamak üzere gerekli teminatı döviz olarak yaptırmak zorunda oldukları-Bu zorunluluk yerine getirilmeden takibin başlatılmış olması halinde, alacaklıya "gerekli teminatı yatırması için" icra dairesince uygun bir süre verilmesi gerekeceği-
Yabancı para alacağına dayalı takiplerde, alacaklının takip talebinde “fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılmasını” istemiş olması halinde, takip konusu alacak, tahsil tarihine kadar “yabancı para alacağı” olarak değerlendirileceğinden, bu alacağa 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince “vade tarihinden fiili ödeme tarihine kadar” Devlet Bankalarının o para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre faiz isteyebileceği-
İcra mahkemesince takip dayanağı ilamda öngörülmediği sürede, yabancı para alacağının Türk parası karşılığının tespit edilip, bu miktara, ilama aykırı olarak “TL faizi” uygulanamayacağı-
Takip talebinde “faiz oranı” nın belirtilmemiş olmasının, borçluya gönderilen “ödeme emrinin/icra emrinin iptali”ni gerektirmeyeceği; basit bir hesaplama ile istenen faiz oranının bulunabileceği durumlarda, anılan eksikliğin her zaman alacaklıya tamamlattırılabileceği– Alacaklının “işlemiş faiz miktarını” takip talebinde açıkça belirtmiş olmasının yeterli olduğu-
Takip talebinde, takip konusu yabancı para alacağının “hangi tarihteki kur üzerinden TL’ye çevrildiği”nin belirtilmesi gerektiği-
Vergi kimlik numarası her zaman tamamlanması mümkün olan bir noksanlık olduğundan, takip talebinde alacaklının vergi numarasının yazılı olmamasının “takibin iptali”ni gerektirmeyeceği-
“Ölü kişi hakkında takip yapılamayacağı”na ilişkin şikayetin borçlunun mirasçıları tarafından yapılmadıkça dinlenmeyeceği-
Sadece «takip talebi»nde veya hem «takip talebi»nde ve hem de «ödeme (icra) emri»nde, takip konusu yabancı para alacağının Türk parası ile tutarının (karşılığının) '- «harca esas değer» olarak- gösterilmemiş olması halinde, icra mahkemesince doğrudan doğruya (kendiliğinden) veya (süresiz) şikayet yoluyla yapılacak başvuru üzerine «takibin iptaline» karar verilmesi gerekeceği, İİK. 58/II-3 hükmünün devletin hükümranlık hakları ve kamu düzeniyle ilgili bir hüküm olduğu–