Alacaklının herhangi bir belgeye dayanmaması halinde, takip dayanağı belgenin bir örneğinin ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilmesi zorunluluğunun olmadığı-
Bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde, mahkemece, borçlunun faize itirazı hakkında 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince, takip dayanağı bononun vade tarihinden takip tarihine kadar, devlet bankalarından o yabancı para için açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödedikleri en yüksek faiz oranları sorularak tespit edildikten sonra bilirkişiye hesaplama yaptırılarak, alacaklının talep edebileceği işlemiş faiz miktarı saptanmalı, takip tarihinden sonrası için işleyecek faizin nitelik ve oranı da belirlenerek, oluşacak sonuca göre bir karar verileceği-
Davacı tarafından takip talebi ile birlikte takip dosyasına sunulan, takip talebinin eki niteliğindeki belgede, talep edilen 5.075,00 TL alacağın 2.670,00 TL'lik kısmının asıl alacak, 2.404,00 TL'lik kısmının işlemiş faiz olduğunun belirtilmesine rağmen, takip talepnamesinde ve ödeme emrinde talep edilen toplam 5.075,00 TL alacağın asıl alacak olarak yazılmasına yanlış anlam yüklenerek işlemiş faiz talebinin reddine karar verilemeyip davalı tarafça, dava tarihinden önce icra dosyasına yapılan 2.600,00 TL'lik ödemenin de dikkate alınması gerektiği-
Alacaklının takibinde dayanmadığı bir belgeye itirazın iptali davasında ispat vasıtası olarak dayanamayacağı-
İcra müdürlüğünce yapılacak olan kapak hesabında itirazın iptaline ilişkin davada kesinleşen faiz oranının uygulanması gerektiği-
Takip talebinde ve ödeme emrinde faizin işlemeye başladığı gün ve oranının gösterilmediğini ileri sürerek icra takibinin ve ödeme emrinin iptalini istemiyle yapılan başvurunun "şikayet" niteliğinde olduğu-
Faiz oranı ile başlangıç tarihinin takip talebinde gösterilmediği yönündeki istemin, şikayet niteliğinde olduğu, mahkemece, taraflar gelmeseler bile inceleme yapılıp bu yöndeki şikayetin sonuçlandırılması gerekirken (İİK. mad. 18/3), şikayetçi borçlu vekilinin duruşmaya gelmemesi sebebiyle -HMK. mad. 150 uyarınca- dosyanın işlemden kaldırılmasına ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Adi ortaklık hakkında yapılan takibin ve çıkarılan ödeme emrinin geçerliliğinin bulunmadığı-
Adi ortaklık adına yapılan başvurunun, tüzel kişiliği olmadığından aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekeceği-
Tüzel kişiliği olmayan "parti il başkanlığı"nın takipte borçlu olarak gösterilmesi mümkün değilse de, takibe dayanak belgelerin anılan il başkanlığı adına düzenlendiği ve kat mülkiyetine konu taşınmazın borçlu il başkanlığı tarafından kullanıldığı gözönüne alındığında borçlu tarafın yanlış gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından (HMK. mad. 124/4), mahkemece takibin "Parti Genel Başkanlığı"na yöneltilmesi için alacaklıya kesin süre verilmesi (HMK. mad. 115/2) ve sonucuna göre hüküm tesisi gerekeceği-