Avukat olmayan kişinin, alacaklı vekili sıfatıyla yaptığı icra işlemleri geçersiz olduğundan, bu işlemlerin, sonradan icazet olunsa da geçerli hale gelmeyeceği- Avukat yanında çalışan katibin alacaklı adına şahsen veya yanında çalıştığı avukat adına imza atmak suretiyle vekaleten icra işlemleri yapmasına mümkün olmadığından, icra mahkemesince, alacaklı vekiline, icra takip dosyalarındaki hangi işlemler için kendisi adına imza attığının sorulması, işlemlerin niteliği dikkate alınarak her bir işlem için ayrı ayrı karar verilmesi gerektiği-
Alacaklının şikayet dilekçesi içeriği ile icra müdürlüğünce aynı takip dosyası borcu için 11.12.2012 tarihinde yapılan dosya hesabında % 108 faiz oranının uygulanmış olması ve takip talebi ile ödeme emrinin takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde uygulanacak faiz oranına ilişkin kısmındaki "% 1 08" ifadesinde yer alan 1 ile 08 rakamları arasındaki boşluk ve siliklik nedeniyle, takipte talep edilen faiz oranı hususunda açıklık olmadığının anlaşıldığı, o halde mahkemece, takip talebi ve ödeme emrinde yazılı "% 1 08" faiz oranı üzerinde tahrifat olup olmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Takip tarihinden sonrasına değişen oranlarda faiz uygulanabilmesi için, talep edilen faiz oranının takip tarihi itibariyle ticari veya yasal faiz oranına denk olması gerekeceği, böyle bir durumda alacaklının ticari ya da yasal faiz istediği kabul edileceğinden, faizin anılan faiz türlerine göre değişen oranlarda hesaplanması gerekmekte olup, bu hususun borçlu tarafından her zaman ileri sürülebileceği-
Takip borçlusu olan köyün 5216 sayılı Kanun kapsamında yapılan protokolle idarenin hizmet alanına dahil edildiği görüldüğünden, takibe konu faturada belirtilen mal bedeli alacağının nereden kaynaklandığı tespit edilerek Köyden talep edilen bu fatura borcunun hangi kuruma ve ne miktarda devredildiğinin devir, tasfiye ve paylaştırma komisyonu kararıyla tespiti gerektiği-
6360 s. Kanun kapsamında tüzel kişiliği kaldırılan borçlu belediyenin elektrik borcunun hangi tür elektrik kullanımından kaynaklandığı tespit edildikten sonra, borcunun hangi kuruma ve ne miktarda devredildiğinin devir, tasfiye ve paylaştırma komisyonu kararıyla tespiti gerektiği-
Alacaklı tarafından Üniversite Rektörlüğü yerine, tüzel kişiliği olmayan Üniversite Döner Sermaye İşletmesi hakkında takip yapılması, maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olup, dürüstlük kuralına da aykırı olmadığından, alacaklının taraf değişikliği (HMK. mad. 124/3-4) yapmak suretiyle bu yanlışlığı düzeltmesinin mümkün olduğu-
İlamsız takip bir belgeye dayanıyorsa, belgenin tasdikli bir örneğinin ödeme emriyle birlikte borçluya tebliğ edilmesi gerektiği-
Hakkında takip açılmamış olan şirketin icra tehdidi altında takip konusu borcu ödediğinden söz edilemeyeceği- İcra takibinde borçlu sıfatı bulunmadığından, takip konusu alacağı ödemek ve takip alacağını temlik almakla alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşmesinden de bahsedilemeyeceği- Alacaklı bankadan, takibe konu alacağı temlik alan ve ipotek sorumluluğu bulunmayan A.Ş.nin temlik alacaklısı sıfatıyla takibe devam etmesinde yasaya aykırılık olmayacağı-
Mahkemece, takip günü saat farkıyla yapılan ödemenin takipten önce yapılan ödeme olarak kabul edilemeyeceği ve alacaklının takipte haklı olduğu gözetilerek, hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilen tutar üzerinden borçlunun icra vekalet ücreti ve takip masraflarından sorumlu olacağı-
634 sayılı Kat Malikleri Kanunu'nun 20/2 maddesi gereğince ödenmeyen ortak gider borcu için alacaklı aylık %5 gecikme tazminatı talep edebilir ise de, takip talepnamesinde alacaklı takip öncesi dönem için işlemiş faiz talebinde bulunduğu ve ayrıca takipten sonraki dönem için de aylık %5 faiz talep ettiği, bu durumda, faiz alacağının 3095 sayılı yasaya göre hesaplanması gerekeceği-Mahkemece faize itirazın kaldırılması isteminin bu doğrultuda bilirkişiden ek rapor alınarak değerlendirilmesi gerekirken alacaklının gecikme tazminatı talebi olmadığı halde hatalı olarak gecikme tazminatı üzerinden hesaplama yapan bilirkişi raporu esas alınarak eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-