Tapu iptali ve tescil davasında, dava konusu yapılan yerde davacı ve bayii yararına imar ihya ve zilyetlik koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması gerekeceği-
Dava, mirasçılar arasında açılıp yürüyen bir dava olduğu anlaşıldığına ve taşınmazların ortak miras bırakandan kaldıkları belirlendiğine göre terekeye dahil taşınmazlar üzerinde bir veya birkaç mirasçının sürdürdükleri zilyetlik tüm mirasçılar adına sürdürülmüş sayılması gerekeceği- Mahkemece yeniden yapılacak keşifte yerel bilirkişi listesinde yer alan bilirkişilerin tamamı ile tarafların bildirdikleri tanık listesinde yer alan tüm tanıkların davetiyeyle keşif yerine çağırılmaları, ayrı ayrı huzura alınıp dinlenmeleri, murisin sağlığında mirasçıları arasında taşınmazlarını bölüştürüp bölüştürmediği, kadastro çalışmaları sırasında murisin verdiği beyan üzerine mirasçılar adına bulunan taşınmazların tespit ve tescillerinin yapılıp yapılmadığı, bunlardan hiçbirinin doğru olmadığının anlaşılması halinde bu sefer murisin ölümünden sonra tüm mirasçıların bir araya gelerek yöntemine uygun bir biçimde muristen kalan taşınmazları kendi aralarında  taksim edip etmedikleri hususlarının yerel bilirkişiler ile tanıklardan sorulmak suretiyle açıklığa kavuşturulması gerektiği-
Tapu iptali ve tescil davasında, satın alan davalının satın alma sırasında taşınmazı gelip görmesi ve zemin durumunu bilmesi kuralından da hareketle dava konusu taşınmaz bölümü ile ilgili durumu bilen, bilmesi gereken ve bilebilecek durumda olan kişilerden olduğunun kabulü gerekip, davalının tapu kütüğüne güven ilkesinden yararlanamayacağı, iyi niyeti korunamayacağı ve iyi niyetli sayılamayacağı-
Zilyetlik maddi olaylardan olup 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14/1. maddesi uyarınca tanık ve yerel bilirkişi dahil olmak üzere her türlü delille kanıtlanmasının mümkün olduğu- Dava Hazine ve ilgili belediye hasım gösterilerek tescil davası olarak açılmış yargılama devam ederken taşınmazın hazine adına tescili üzerine tapu iptali ve tescil davasına dönüşmüş olup, Belediye Başkanlığı'na karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacıların TMK’nun 713/2.maddesinde yazılı “ölüm” sebebine dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunduğu, Hazinenin ise, kayıt malikinin mirasçılarının belirlenememesi halinde mirasçılık belgesi de gözetilerek,parsellerin Hazine adına tescilini istediği, kayıt malikinin mirasçılarını gösteren hasımlı mirasçılık belgesinin alınması,gerçek mirasçıların belirlenmesi ve bu kayda göre tapu kaydının düzeltilmesi gerekeceği- Davanın TMK’nun 713/2.maddesine göre sahteliği anlaşılan ilama göre tapuda malik görünen kişilere karşı davanın açılarak taraf teşkilinin sağlanmadan dava yürütülse de MK'nun 713/2. maddesinde belirtilen hukuki sebeplerden birine dayanılarak açılan davalarda, bu tür davaların niteliği ve özelliği gereği husumetin yargılama sırasında tamamlanabileceği-
Davalı davanın açılmasına, kendi hal ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşması ve delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce davacının talep sonucunu kabul etmiş ise, yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmemesi gerekeceği-
Bir taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve TMK'nun 713/1. maddeleri uyarınca, olağanüstü zamanaşımı yoluyla kazanılabilmesi için anılan maddelerde yazılı koşulların davacı lehine gerçekleşmesi yanında, ekonomik amaca uygun eylemli zilyetlik ve tasarrufun da kanıtlanması gerekeceği-
Dava konusu taşınmazın % 60-65 dereye yakın % 30-35 eğiminin bulunduğu, üzerinde taşlık ve kayalığa tabi olarak yetişmiş meşe ağaçlarının ve fıstık ağaçlarının bulunduğu, bulunan fıstık ağaçlarının 10-15 yaşlarında olduğu, davacının bunların dışında delil sunamadığı, TMK 713/1 ve Kadastro Kanunu'nun 14-17. maddelerindeki koşullar oluşmadığından davanın tümüyle reddi gerekeceği-
Taşınmaz tapusuz yerlerden olup kazanmayı sağlayan zilyetliğin, imar ve ihya yolu ile koşulların varlığı halinde edinilmesinin mümkün yerlerden olduğu-
Taşınmaz tapusuz yerlerden olup kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya yolu ile koşulların varlığı halinde edinilmesinin mümkün yerlerden olduğu-