Zilyedliğe dayalı tescil davasında konu olan yerin “orman sayılan yer”lerden olduğunun iddia edilmesi halinde, mahkemece araştırılacak hususlar-
Kanunlar uyarınca Devlete kalan taşınmazların tapulu ya da tapusuz olsun zilyedlik ve zamanaşımı yoluyla kazanılamayacakları-
MK.’nun -değişiklikten önceki- 639/II’ye dayalı davalarda, taşınmazı iktisap edecek olan zilyedin iyiniyetli olmasının gerekli olmadığı-
Gerçek kişi tarafından açılan zilyedliğe dayalı tescil davasının red- dedilerek buna ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra, hazinenin, taşınmazın adına tescilini isteyebileceği-
Yitik (kaybolmuş) kişilerden kalan terk edilmiş taşınmazların, zil-yedlikle kazanılamayacağı-
Davacının zilyedliğine, satıcının zilyedliğinin eklenebilmesi için, satışın yasal olması gerektiği-
Davalılar kendilerine satışta bulunan bayilerinin zilyedliğine de dayanabilieceklerinden, bilirkişi krokisinde tapu kayıtlarının kapsamı dışında kalan yerlerin zilyedlikle iktisaba elverişli olup olmadığı ve 1617 sayılı yasada öngörülen iktisap koşullarının davalı taraf yararına oluşup oluşmadığının araştırılması gerektiği-
3533 sayılı kanun uyarınca, belediye ile Hazine arasındaki uyuşmazlıkta, hakemin -MK.713’e göre- tescil kararı veremeyeceği-
Tapuda malik görünen kişinin adresinin tesbit edilememesinin, “kim olduğunun bilinemediği” anlamına gelmeyeceği-
D.in devamı sayılan kıyı alanının yani kumluk ve çakıllık alanın -bu kısım da, deniz gibi kamu malı niteliğinde olduğundan- zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı-