Sanığın üzerine kayıtlı taşınmazı üçüncü kişiye alacaklılarını zarara uğratmak kastıyla devrettiğinin iddia edilmesi karşısında, taşınmazı devir alan şahsın tanık sıfatıyla beyanı alınarak, satış bedelinin ne şekilde ödendiği ve satış gelirinin nereye ne şekilde harcandığı belirlendikten sonra sanığın hukuki durumunun tayin edilmesinin gerektiği-
"Alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla mevcudu eksiltmek”suçunun oluşması için haciz yoluyla takibe girişilmesi gerektiği, hakkında "taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi” başlatılan sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği-
-Sanığın elinde geçen satış bedeli ile ödeme yaptığı dosyalar ve taşınmaz satış senedi celp edilerek incelenmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesinin gerektiği- Tasarrufun iptali davası sonucunun beklenilerek sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği-
İsnat edilen eylemden dolayı şikayetçi olan müştekinin zarar gördüğünün ve isnat edilen suçun sübut bulduğunun dosya içeriğinden anlaşılması karşısında; sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği-
Soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması halinde “davanın düşmesine” karar verileceğinden, somut uyuşmazlıkta; borçlu şirketin itirazı üzerine daha önce açılan itirazın iptali davasının kesinleşmemiş olduğu anlaşılmakla, takip henüz kesinleşmeden şikayette bulunulduğu ve buna göre kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması karşısında, sanıklar hakkında açılan davanın “düşmesine” karar verilmesi gerektiği-
Şikayetçi vekilinin, İİK'nun 347. maddesinde yazılı 1 yıllık süre geçtikten sonra şikayetçi olduğu nazara alınmadan, şikayet hakkının düşürülmesi kararı yerine yazılı şekilde beraat kararı verilmesinin hatalı olduğu-
Borçlu sanığın şikayete konu taşınmaz hisselerinin tamımını aynı tarihte icra takibinden kısa süre önce teyzesi olan diğer sanığa sattığı, taşınmazlardaki hisselerinin tamamını yakın akrabasına aynı tarihte devretmesi göz önüne alındığında, alacaklıları zarara uğratmak kastıyla hareket ettiğinin anlaşılması karşısında, sanıkların ayrı ayrı mahkumiyetlerine karar verilmesi gerektiği-
Şikayete konu taşınmazın devredildiği anlaşılmakla, satışın muvazaalı olup olmadığının tespiti açısından, taşınmazın tasarruf tarihindeki gerçek değeri ile satış değeri arasında fahiş fark olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılıp, sanık ve taşınmazı satın alan kişi dinlenilerek, taraflar arasında yakın akrabalık ya da yakın arkadaşlık ilişkisi bulunup bulunmadığı, taşınmazın halen kimin kullanımında olduğu, satış bedelinin ödenip ödenmediği, satış bedeline ilişkin belge veya dekontların sorulması, şeklindeki hususların tespiti ile yapılacak değerlendirme sonunda karar verilmesi gerektiği-
Sanığın suça konu taşınmazını, hakkındaki takip kesinleştikten sonra devrettiği, dosyada sanık ve tanığın soyut savunma ve beyanları dışında somut kesin ve inandırıcı bir delilin bulunmadığı anlaşıldığından, sübut bulan eylem bakımından sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği-
Şikayete dayanak olan icra takip dosyasında ödeme emrinin borçlu şirkete tebliğ edilememiş olduğu , şikayet başvurusunun ise henüz ödeme emri tebliğ edilmeden ve bu haliyle takip kesinleşmeden yapıldığı ve buna göre kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında açılan davanın CMK mad. 223/8. maddesi gereğince “düşmesine” karar verilmesi gerektiği-