Taşınmazın üzerine şikayetçi tarafından haciz konulmuş olduğu halde borçlu tarafından üzerindeki hacizle birlikte satıldığı, alacaklısından mal kaçırmak kastiyle mevcudunu eksiltmek suçu bakımından, sanık hakkında hapis cezası bakımından alt sınırdan ceza tayin edilirken, TCK'nın 61. maddesinde gösterilen esaslar çerçevesinde teşdidin gerekçesi açıklanmadan, yalnızca vicdani kanaate varılarak denilmek suretiyle adli para cezasının üst sınırdan tayininin bozmayı gerektirdiği-
Sanık hakkında İİK 331. maddesine aykırılıktan hüküm kurulması, anılan Kanun maddesine aykırılığın ise altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ve bin güne adli para cezası olması karşısında; TCK'nın 61. maddesi uyarınca, suçun Kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezanın belirlenmesi ve adli para cezasına hükmedilmesi gerekirken üç ay hapis cezasının paraya çevrilmesi suretiyle ceza tayininde hataya düşüldüğü-
Şikayet tarihi itibariyle henüz itirazın iptali davası kesinleşmemiş olduğundan kesinleşmiş bir alacak bulunmadığı ve İİK 331'de düzenlenen suçun yasal unsurları oluşmadığından sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği- Uzlaştırmanın soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza ve ceza muhakemesi hukuku kurumu olduğu ve İcra ve İflas Kanunu'nun 354. maddesinin, uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasını ortadan kaldırmayacağı, sanık hakkında 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle değişik CMK'nın 253, 254. maddelerinin uygulanması gerektiği-
İİK'nın 331. maddesinde düzenlenen suç bakımından, öncelikle "uzlaştırma" hükümlerine başvurulmasının zorunlu olduğu-
Yapılan kanun değişikliği ile özel etkin pişmanlık hükmünün uzlaşma kurumunun uygulanmasına engel teşkil etmemesi, suçun işlenmesinden sonra fail ile mağdur arasındaki çekişmeyi bir uzlaştırmacının girişimiyle kısa zamanda tarafların özgür iradeleriyle ve adli merciler daha fazla meşgul edilmeden sonuçlandırmayı amaçlayan uzlaşmanın soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza ve ceza muhakemesi hukuku kurumu olması karşısında uzlaştırma hükümlerinin uygulanıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
02.12.2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253. maddesinde değişiklik yapılarak madde içeriğinden "etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile" ibaresinin çıkarılması nedeniyle özel bir etkin pişmanlık hükmü olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 354. maddesinin aynı Kanun'un 331/1 maddesinde düzenlenen suç yönünden uzlaştırma kurumunun uygulanmasına engel teşkil etmemesi, suçun işlenmesinden sonra fail ile mağdur arasındaki çekişmeyi bir uzlaştırmacının girişimiyle kısa zamanda tarafların özgür iradeleriyle ve adli merciler daha fazla meşgul edilmeden sonuçlandırmayı amaçlayan uzlaştırmanın soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza ve ceza muhakemesi hukuku kurumu olması ve İcra ve İflas Kanunu'nun 354. maddesinin yerine geçip anılan maddenin uygulanmasını ortadan kaldırmaması karşısında, sanık hakkında 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle değişik CMK'nın 253, 254. maddelerinin uygulanması zorunluluğunun bozmayı gerektirdiği-
Şikayetçi tarafın, sanığın, üzerine kayıtlı araçları, alacaklılarını zarara uğratmak amacıyla amacıyla devrettiğini, sanığın ise araçlardaki parçaları kendisinin sökmediğini kiraya verdiği şahsın sökmüş olabileceğine ilişkin savunması karşısında, sanığa isnat edilen suç kastının oluşup oluşmadığının tespiti açısından, araçlara ilişkin kira sözleşmesi olup olmadığı araştırılıp, kiraya verildiyse kiraya verdiği şahısta dinlenip, sonucuna göre şikayete konu araçların alacaklıyı zarara sokmak kastiyle yapılıp yapılmadığı hususunda sanığın hukuki durumunun tayini gerektiği-
Türk Borçlar Kanunu'nun 583. maddesi hükmünün icra kefaletleri için de geçerlik şartı olduğu- Haciz tutanağında sanığın sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini kendi el yazısı ile belirtmemiş olması karşısında geçerli olmayan icra kefaleti nedeniyle borçlu sıfatını kazanamayacağı ve hakkında İİK’nın 331/1. maddesinin uygulanma imkanı bulunmadığı-
"Alacaklısını zarara uğratmak maksadıyla mevcudunu eksiltmek” (İİK. mad. 331) suçuna 5237 s. TCK. mad. 37-41 kapsamında iştirakin mümkün olduğu- Uzlaşmanın soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza ve ceza muhakemesi hukuku kurum olduğu-
İcra ve İflas Kanununda düzenlenen suçlarda uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerektiği-