818 sayılı BK'nun 113 maddesindeki önemli yönün, alacaklının hangi eylem ve işlemlerinin, bu hakkı kullanmak istediği şeklinde yorumlanması gerektiği olduğu, ifade edilmek istenen hususun, somut olayın niteliğinin, para borcunun son bulmasına karşılık, işlemiş faiz borcunun devamını gerektirmesi olduğu, alacaklının, asıl borç konusu para alacağını tahsil ederken, işlemiş faizleri talep hakkını saklı tuttuğunu beyan etmediği veya bu durum “hal ve koşullardan çıkartılmadığı” takdirde ise, 818 sayılı BK'nun 113 maddesindeki yasal ilke uyarınca, asıl borç son bulmakla, faiz alacağının da son bulacağı-
Faiz isteme hakkı saklı tutulmadan asıl borcun ifa ile sona ermesinden sonra açılan davada, TBK. mad. 131/1 gereği asıl borç ifa ile sona erdiğinde faiz borcu da sona ereceğinden, temyiz süresi içinde temyiz edilmemesi nedeniyle davacının faiz isteme hakkını saklı tuttuğu şeklinde yorum yapılamayacağı-
Aylığın geç bağlanması nedeniyle faiz alacağının tahsiline ilişkin davada, hükme dayanak tutulan 02.12.2014 tarihli bilirkişi raporunda, her ne kadar faiz oranının 01.05.2005-31.12.2005 tarihleri arasında %12, 01.01.2006-26.01.2013 tarihleri arasında %9 olarak alındığı belirtilmişse de, ekindeki çizelgede faiz oranının hatalı uygulanmak suretiyle faiz alacağının fazla olarak hesaplanması hatalı olduğu-
Aylıklarının geç ödenmesi nedeniyle işleyen yasal faizinin tahsili istemine ilişkin davada, Kurumdan gelen sigortalılık dosyasında davacı vekilinin Kuruma 11.07.2013 tarihinde intikal ettirdiği dilekçe ile faiz hakkını saklı tuttuğu, talep konusu dönem için ise ödenmeyen aylıkların 10.09.2013 tarihinde bankaya gönderildiği anlaşılmakla; davacının, Kurum ödemesinden önce Borçlar Kanunu'nun 131. maddesi anlamında faiz hakkını saklı tuttuğuna dair ihtirazi kayıt içeren talebi dikkate alınmaksızın, eksik inceleme ile karar verilmesinin hatalı olduğu-
Faiz alacağı istemine ilişkin davada, davacının toplu ödemeyi banka kanalıyla aldığı iddia olunduğunun anlaşılmasına göre davacının ödemeyi almadan önce ihtirazi kayıt ileri sürüp sürmediği, faiz hakkını saklı tutup tutmadığı, Kurum'dan faiz ödenmesini talep edip etmediği araştırılarak sonuca gidilmesi gerekeceği-
Borçlar Kanunu'nun 131/2. maddesi hükmü “İşlemiş faizin ve ceza koşulunun ifasını isteme hakkı sözleşmeyle veya ifa anına kadar yapılacak bir bildirimle saklı tutulmuş ise ya da durum ve koşullardan saklı tutulduğu anlaşılmaktaysa, bu faizler ve ceza koşulunun istenebileceği, buna göre evvelce işleyen faizleri talep hakkının saklı tutulduğu (ihtirazi kayıt) ve saklı tutulduğunun hal ve koşullardan çıkartılması kaydıyla, ödenmemiş faizlerin istenebilme hakkı ortadan kalkmamakta, asıl borç ifa veya sair bir surette son bulmuş olsa bile borcun fer'isi olan faiz varlığını sürdürmekte ve alacaklı bunları talep edebilme hakkını yitirmediği-
Alacaklının başlattığı takipte, eksik istediği bakiye alacağını, aynı icra dosyası üzerinden, usul ekonomisi ilkesi de gözetilerek ek takip talebi ile istemesinde yasal engel olmadığı-
Faiz alacağına mahkeme ilamında hükmedildiğinden 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 131. maddesi uyarınca (halin icabından anlaşılan durum gereği), bu alacaktan açıkça feragat edilmediği sürece hukuki varlığını koruyacağından alacaklının, fazlaya ilişkin hakkını saklı tutmasa bile ilamdan doğan alacağını zamanaşımı süresinin sonuna kadar isteyebileceği - Alacaklının daha önce başlattığı takipte, eksik istediği ve istemi sınırlandırıldığından o dosyada talep edemeyeceği bakiye faiz alacağını, yeni bir icra takibi ile istemesinde yasal bir engel olmadığı-
Asıl alacak için açılan davada faize ilişkin hakkın saklı tutulmamış olması, daha sonra faiz için ayrı bir dava açılmasına engel teşkil etmezse de, faiz isteğinin ayrı bir davaya konu yapılması halinde, dava tarihi itibariyle asıl alacağın ödenmemiş olması, ödenmiş ise de ihtirazi kayıt konulmasının şart olduğu- Aksi halde faiz alacağının da sona ermiş sayılacağı- Faiz alacağına ilişkin davanın açıldığı tarihten önce 18/04/2013 asıl alacağın ödendiği ve davacı-alacaklı tarafından ihtirazi kayıt konulmadan alacağın tahsil edildiği anlaşıldığından, davacının faiz alacağına ilişkin açtığı davanın reddi gerektiği-
Alacaklı asıl alacağı tahsil ederken faiz hakkını saklı tutmamışsa ya da halin icabından saklı tuttuğu anlaşılamıyorsa faiz isteme hakkının düşmüş olacağı, ödemelerin banka yoluyla yapılmış olmasının ihtirazi kayıt zorunluluğunu ortadan kaldırmayacağı, dosya kapsamından, davalının ödemeleri banka kanalıyla yaptığının anlaşıldığı, davacının ise bankadan bu alacağını tahsil ederken faiz hakkını saklı tuttuğunun iddia ve ispat edilemediği, öte yandan, davacı tarafından davalıya gönderilen 25.12.2009 ve 21.05.2010 tarihli ihtarnamelerde de faiz hakkının saklı tutulmadığının anlaşıldığı, halin icabından da faiz hakkının saklı tutulduğuna dair dosyaya herhangi bir delil ibraz edilemediği göz önüne alındığında bu durum karşısında davacının yukarıda sözü edilen yasa maddeleri karşısında faiz isteme hakkı düştüğünden bu yöndeki istemin reddine karar vermek gerekirken kabulü yolunda hüküm kurulmasının doğru olmadığı- Taraflar arasında akdedilen sözleşmelerin eki keşif özetinin 2. maddesinde demirin iş sahibi tarafından temin edileceği düzenlemesine yer verildiği, şu halde, inşaatta kullanılacak demir iş sahibi tarafından temin edileceğinden, davacı yüklenici demirin kendisi tarafından temin edildiğini ileri sürmekle sözleşmenin aksine olanın bu iddiasını ispatlamak zorunda olduğu-