Davalı kuruma yönelik faiz isteminin saklı tutulduğuna yönelik ihtirazi kayıt ileri sürdüğünü tanık deliline dayandırmasına göre, davalı Kurum'un yetkilisi huzurunda sözlü beyanın halin icabından anlaşılan durum olarak değerlendirilemeyeceğinin açık olduğu, kesinleşen mahkeme ilamının faize dair olarak herhangi bir hüküm içermediği, birikmiş maluliyet aylıklarının toplu ödeme tarihi esnasında ve öncesinde davacı tarafından faiz alacağının saklı tutulduğuna yönelik ihtirazî kaydın yazılı olarak ileri sürülmediği, eldeki davanın da toplu ödeme tarihinden sonraki bir tarihte açılmış olması sebebiyle faiz isteme hakkının düştüğü-
Asıl borç son bulduğu halde alacaklı ancak bu hakkını saklı tuttuğunu veya durum koşullardan bunun anlaşılması gerektiğini kanıtladığı takdirde işlemiş faizlerle ilgili hakkı son bulmayacağından ödeme yapılmazdan önce davacının Kurum'a birikmiş aylıklarının ödenmesi konusunda başvurusunun bulunup bulunmadığı, başvuru var ise davacının bu başvurusunda faiz alacağına ilişkin haklarını saklı tutup tutmadığı, toplu ödemenin banka kanalıyla yapıldığının anlaşılmasına göre davacının bu ödemeleri alırken faiz hakkını saklı tuttuğuna dair bankaya sunulmuş bir dilekçesinin bulunup bulunmadığı, faiz hakkını saklı tuttuğuna dair ihtirazi kayıt ileri sürüp sürmediğinin araştırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verileceği-
Davalı Kurumdan, davacının birikmiş aylıklarına dair toplu ödemenin hangi tarihte yapıldığı, ödeme yapılmadan önce davacının faiz hakkını saklı tuttuğuna dair dilekçesinin olup olmadığı ve bu ödemeleri alırken faiz hakkını saklı tuttuğuna dair ihtirazi kayıt dilekçesi bulunup bulunmadığı sorulacağı-
Davacı asıl alacağı tahsil ettiğini belirttiğine göre, asıl borcu tahsil ettiği sırada ihtirazi kayıt ileri sürüp sürmediği belirlenerek tarafların hukuki durumlarının 818 s. BK. mad. 113 kapsamında değerlendirilmesi gerektiği-
Davacı tarafından çekilen ihtarnamede alacağın ödenmemesi halinde yasal faiz isteneceğinin belirtilmiş olup avans faizinden söz edilmediği, alacaklı tarafından avans faizi yerine yasal faiz isteneceğinden söz edilerek yapılan seçimin, usul işlemi olmayıp maddi hukuka ilişkin olduğundan bu seçimi aşan talepte bulunulamayacağı, tercih hakkı kullanıldıktan sonra karşı tarafın aleyhine olacak bir oran üzerinden talepte bulunularak seçilen orandan dönülebilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle ilk tercih hakkını aşacak biçimde yasal faizin üstünde faiz talep edilmesinin seçim hakkının niteliğine uygun düşmediği, yasal faiz yerine daha yüksek oranda faize hükmedilmesinin de doğru olmadığı- TBK. mad. 131 hükmüne göre asıl alacağı tahsil ederken işlemiş faizleri talep etme hakkı saklı tutulmamış veya halin icabından saklı tutulduğu anlaşılmamış ise işlemiş faizleri talep etme hakkının düştüğü ve artık bu faizin talep edilemeyeceği, faiz talebine konu asıl alacağın tahsili sırasında işlemiş faizleri tahsil etme hakkı saklı tutulmadığı gibi saklı tutulduğunun kabulünü gerektirir durum bulunmadığı halde temerrüt faizi alacağına ilişkin olan birleşen davanın kabulüne karar verilmesinin de belirtilen yasal düzenlemeye aykırı olduğu- 
Taraflar arasındaki sözleşme tarihi ve asıl alacağa ilişkin dava tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı mülga 113. madde gereğince asıl alacağın tahsili sırasında işlemiş faizleri talep hakkı saklı tutulmamış veya saklı tutulduğu halin icabından anlaşılmış değilse artık bu faizleri talep etme hakkının düşeceği- Somut olayda asıl alacağa ilişkin açılan davada faiz talep edilmediği, bu davada verilen mahkeme kararının infazı nedeniyle icra dosyasına yatırılan paranın ödenmesi sırasında ihtirazî kayıt da konulmadığı, icra takibinde fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması faiz isteme hakkının saklı tutulduğuna ilişkin bir ihtirazî kayıt olarak değerlendirilemeyeceği, bu durumda davacı tarafın faiz isteme hakkı düştüğü ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği halde kısmen kabul kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Davacının Kurum tarafından birikmiş maaşının eksik ödendiği iddiası olmasına rağmen, bu husus hiç araştırılıp hükümde tartışılmadan, Kurumdan aylığa ilişkin belgeler getirtilmeden ve davacının faiz hakkını saklı tutup tutmadığı araştırılmadığı gibi gerekçeli kararda halin icabından saklı tutulduğunun anlaşılması gerekip gerekmediği yönünde bir değerlendirme yapılmadan karar verilemeyeceği-
Alacaklının nakdinden bir süre için yoksun kalması nedeni ile, nakdin kullanılması olanağını borçluya bırakması karşılığında elde ettiği, miktarı kanun ya da hukuki işlem ile belirlenmiş, para borçları açısından özel olarak düzenlenen, tahsil için zararın ve kusurun varlığı şart olmayan bir tür tazminat, bir medeni semere olarak tanımlan faiz kavramı kapsamındaki temerrüt faizinin muhtemel zararların giderilmesi amacıyla doğrudan doğruya yasa koyucu tarafından öngörülmüş bir karşılık olduğu, talep edilebilmesi için gerçekten bir zarar görülmüş olmasının gerekli olmadığı, bu konuda borçluya bir ispat hakkı tanınmadığı gibi; borçlunun temerrüde düşmekte kusurlu olmasının da şart olmadığı, borçlunun para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetince varlığını sürdüren bir karşılık olarak, alacaklının aksi iddia olunmayan farazi zararının asgari oranda giderilmesine yönelik, para borcunun fer'isi niteliğindeki (BK. Md.113/2 ve 131) faizin, asıl alacakla birlikte sona ermemesi için saklı tutulması, ya da, halin icabından saklı tutulduğunun anlaşılmasının yasal bir gereklilik olduğu- Somut olayda; davacının Kurum tarafından birikmiş maaşının eksik ödendiği iddiası olmasına rağmen, bu husus hiç araştırılıp hükümde tartışılmadan, Kurumdan aylığa ilişkin belgeler getirtilmeden ve davacının faiz hakkını saklı tutup tutmadığı araştırılmadığı gibi gerekçeli kararda halin icabından saklı tutulduğunun anlaşılması gerekip gerekmediği yönünde bir değerlendirme de yapılmamasının usul ve yasaya aykırı olduğu, yapılacak işin davacının faiz hakkını saklı tutup tutmadığını Kurum ve ödemenin yapıldığı banka kayıtlarından yukarıdaki bilgiler ışığında araştırmak, Kurumdan aylık dosyasının ve aylığa ilişkin tüm belgeler ile ve hangi aylar için ne kadar aylık bağlandığına ilişkin ayrıntılı listenin getirtilerek, birikmiş aylık miktarının doğru miktarda bağlanıp bağlanmadığı varsa faizi konusunda uzman bilirkişiden ayrıntılı rapor almak, faiz hakkı saklı tutulmamış olsa bile eğer birikmiş maaşın eksik ödendiği ortaya çıkarsa bu miktarın faizinin ayrı olarak ödenmesi gerektiği göz önüne alınarak sonucuna göre karar vermek olduğu-
Prime esas kazancın değişmesinden doğan yaşlılık aylığı farkı olan asıl borcun davalı Kurumca kabul edilip ödenmiş olması ve davacının da faiz hakkını saklı tutması karşısında artık faiz hakkının doğmadığı ve davalı Kurumun faiz alacağından sorumlu tutulamayacağı düşünülemeyeceğinden bankadan davacının faiz hakkını saklı tuttuğuna dair dekont örneğini istenerek, davacının faiz hakkını saklı tuttuğunun anlaşılması halinde sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-