Yüze karşı verilen ‘kısa karar’ ile daha sonra yazılan ‘gerekçeli karar’ arasında çelişki bulunması halinde bu kararların temyiz edilebileceği–
HUMK’un 434/II maddesine göre verilen süre içinde giderlerin tamamlanmaması halinde ‘kararın temyiz edilmemiş sayılmasına’ karar verme yetkisinin hükmü veren mahkemeye ait olduğu, ancak icra mahkemesince ‘temyiz isteminin reddine’ karar verilmeden dosyanın Yargıtay’a gönderilmesi durumunda Yargıtayca ‘temyiz isteminin reddine’ karar verilebileceği–
Harca tabi olan temyiz dilekçelerinden alınacak harcın mahkeme kalemince hesaplanıp ilgilisinden istenmeden ve dolayısıyla harç alınmadan temyiz defterine kaydedilmiş olmaları halinde HUMK’un 434/III maddesi hükmünün benzetme yoluyla uygulanması gerekeceği– 25.1.1985 tarihli İçt. Bir. K. uyarınca temyiz eden vekiline ‘temyiz harcını yatırması yönünde’ bir muhtıra gönderilmemiş olması halinde, bu kişinin temyiz isteminin süresinde yapılmış sayılması gerekeceği–
Stajyerler, avukatın yazılı muvafakatı ile ve onun gözetim ve sorumluluğu altında avukatın takip etti dava ve işlerle ilgili işlemleri yapabileceğinden, stajyere yapılan tebligatın, yetki veren avukat adına yapılmış sayılacağı–
‘İtirazın kaldırılması ve tahliye kararı’nın tehiri icra kararı alınmadan temyiz edilmiş olması halinde, takibin tehirinin (geri bırakılmasının) söz konusu olmayacağı–
Temyiz giderlerinin –HUMK’un 434. maddesi gereğince verilen- 7 günlük süreden sonra yatırılmış olması halinde mahkemece ‘temyiz isteminin reddine’ karar verilmesi gerekeceği (Eğer böyle bir karar verilmeden dosyanın Yargıtay’a gönderilmiş olması halinde Yargıtayca ‘temyiz isteminin reddine’ karar verilebileceği)-
İcra mahkemesinin "nizalı alacağın hesaba katılıp katılmayacağı" hususunda verdiği kararların (İİK. 297/IV) temyiz edilemeyeceği–
İstihkak davalarında “takip konusu alacak” ve “hacizli malların değeri”nden hangisi az ise, o miktarın ‘dava değeri’ni oluşturacağı-
SSK’dan alınmakta olan emekli maaşına konulan haczin kaldırılması’ istemi hakkında verilen kararın –devam etmekte olan bir kesinti söz konusu olduğundan- tür ve miktar yönünden temyizinin mümkün olduğu–