Davadaki talep tahliye ve haciz istekli takibe konu site aidatları alacağının tahsili ile kiralananın tahliyesi istemine ilişkin olup, bu durumda takip tahliyeyi de içerdiğinden İİK mad. 363'te açıklanan ve takibe konu olan alacak için değerlendirme yapılan yasa maddesi somut olayda uygulanamayacağı-
Genel mahkemede İİK.nun 72.maddesi anlamında menfi tespit davası açılmış olması, icra mahkemesinde görülmekte olan şikayet bakımından bekletici mesele yapılmasını gerektirmeyeceği-Mahkemenin verdiği ihale konusu taşınmazın ihale alıcısına teslim edilmemesine ilişkin ihtiyati tedbir kararının iflas müdürlüğünce uygulanması zorunlu olduğundan, bu karar taşınmazın tahliyesini engellemez ise de, ihale alıcısına teslim edilmesini engelleyeceği-
İcra mahkemesinin kararlarının, tarafların yüzüne karşı verilmişse, «tefhim» tarihinden itibaren, tarafların (veya bir tarafın) yokluğunda verilmişse, o taraf için «tebliğ» tarihinden itibaren temyiz edilebileceği-
Sözü edilen ve incelenmesi istenilen kararın kesinlik sınırı içerisinde olduğu anlaşıldığından temyiz isteğinin reddi gerekeceği-
İcra hukuk mahkemelerince verilecek kararların temyiz süresinin tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren 10 gün olduğu-
İcra mahkemesi kararlarının infazı için kesinleşmesinin aranmadığı- Takibin iptali üzerine hacizlerin de kaldırılması gerektiği-
Şikayetçi üçüncü kişinin, ‘ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan icra takibinde kıymeti takdir edilen geminin, ipotek konusu olan gemi olmayıp kendilerine ait gemi olduğunu’ ileri sürerek ‘yapılan kıymet takdirinin iptali ile satışın durdurulmasını’ talep etmesinin, ‘kıymet takdirine itiraz’ değil, icra müdürünün işleminin hukuka aykırı olduğuna yönelik ‘şikayet’ niteliğinde bulunduğundan, mahkeme kararının İİK. mad. 363 uyarınca temyiz edilebileceği; şikayet yoluna şikayete konu işlemi iptal ettirmekte hukuki yararı olan herkesin başvurabileceği, şikayetçinin takibin tarafı olması zorunluluğunun olmadığı ve kendisine ait geminin kıymetinin takdir edildiğini, icra müdürlüğü işleminin hukuka aykırı olduğunu iddia eden şikayetçinin, bu işlemi ‘şikayet’ konusu yapmasında hukuki yararının bulunduğu-
Satışın durdurulmasına yönelik icra mahkemesi kararlarının kesin olduğu- Talimat yazısı, borçluya ait menkul ve gayrimenkul mallar ile 3. kişilerdeki hak ve alacakların haczi yönünde ve genel nitelikli olmayıp da belli bir malın haczini isteyen nokta haczi biçiminde yazılmış ise, bu halde anılan haciz ile ilgili şikayetin, talimatı yazan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince inceleneceği-
Taksit sözleşmesinin (İİK. mad. 111) yapılması ile satış isteme sürelerinin duracağı ancak taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi üzerine duran icra işleminin kaldığı yerden devam edeceğinden, mahkemece ödemenin gerçekleşmediği taksit tarihi esas alınmak sureti ile satış isteme süresinin kaldığı yerden işletilmesiyle karar verilmesi gerekeceği- 01.11.2006 tarihli haciz ve 02.12.2011 tarihli ihale itibari ile yürürlükte bulunan İİK'nun (6352 s. Kanunla yapılan) değişiklik öncesi 106. maddesine göre taşınmazlarda satış isteme süresinin 2 yıl olduğu- İcra müdürünün, satış talebinin, kanunda öngörülen süreler içinde olup olmadığını re’sen gözetmesi gerekeceği, satış isteme sürelerinin geçmesine rağmen, icra müdürünün satış talebini kabul etmesinin, bu husus kamu düzenini ilgilendirdiğinden, süresiz olarak şikayete konu edilebileceği ve şikayetin icra mahkemesince reddedilmesi halinde de, bu karar temyize konu edilemeyeceğinden (İİK. mad. 363) daha sonra ihalenin feshi sebebi olarak ileri sürülebileceği- Satış isteme süresinin geçmesi nedeniyle haczin kalkmış olmasına rağmen yapılan ihalenin feshi gerekeceği-
İcra mahkemesi kararlarının infazı için kesinleşmesinin zorunlu olmadığı-