Aylık işleyecek nafakanın tahsiline yönelik icra emrine karşı yapılan şikayet sonucunda verilen kararın miktar itibarı ile kesin olmayacağı-
HMK’nın 294. maddesinde hükmün tefhiminin, hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilmek suretiyle olacağı ve zorunlu hallerde hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde gerekçeli kararın bir ay içinde yazılacağı belirtilmekle, hüküm kurulurken gerekçe yazılmasının ve gerekçeli kararın tüm unsurlarıyla tefhim edilmesinin zorunlu olmadığı, istinaf başvuru süresinin kanun gereği usulüne uygun yapılan tefhimden itibaren başlayacağı, dolayısıyla kararın istinaf eden borçlu vekiline 20.04.2022 tarihinde tefhim edildiği halde istinaf dilekçesi belirli süre geçirildikten sonra, 23.05.2022 tarihinde verildiği, buna rağmen, süre tutum dilekçesi verilmediği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesinin; gerekçeli kararın tüm unsurlarıyla tefhim edilmemesi sebebiyle kanun yoluna başvuru süresinin tebliğden itibaren başlayacağı değerlendirmesi hatalı olup, mahkemece İİK'nın 365/3 maddesi gereğince istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerektiği-
Uyuşmazlık (istinaf) konusu değerin, İlk Derece Mahkemesinin karar tarihine göre kesinlik sınırını geçmediği anlaşıldığından İlk Derece Mahkemesinin ek kararına yönelik istinaf isteminin reddi kararı doğru olup, anılan Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz talebinin reddine ilişkin son kararının onanması gerekeceği-
Meskneiyet şikayetine ilişkin kararın borçluya tebliğ edildiği tarihe göre 10 günlük istinaf süresi Kurban B.ının ikinci günü dolduğundan, istinaf başvurusunun süresinde olduğu-
İcra mahkemesince ''kararın tebliğinden itibaren'' denilmek suretiyle istinaf süresinin başlangıcı konusunda tarafları yanıltacak şekilde hüküm oluşturulduğu, bu hükme göre tebliğ tarihinden itibaren yasal on günlük sürede istinaf başvurusunun yapıldığı gözardı edilerek ek kararla istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi doğru olmadığı-
İlk Derece Mahkemesince "karara karşı tefhim veya tebliğden itibaren on gün içinde istinaf yasa yolunun gösterilmesi ve tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içerisinde istinaf başvurusunun yapılması halinde istinaf başvurusunun süresinde sayılarak istinaf nedenlerinin incelenmesi gerektiği-
İlk Derece Mahkemesince "karara karşı tebliğden itibaren on gün içinde istinaf yasa yolunun gösterilmesi" ve tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içerisinde istinaf başvurusunun yapılması halinde istinaf başvurusunun süresinde sayılarak istinaf nedenlerinin incelenmesi gerektiği-
İcra mahkemesinin tarafları istinaf süresi konusunda (tebliğden itibaren iki hafta olarak) yanıltması halinde istinaf incelemesinin yapılması gerektiği-
İstinaf yoluna başvuru süresinin tefhimden itibaren on gün olduğu kabul edilse dahi, mahkemece hükümde kanun yolu süresinin tebliğden itibaren iki hafta olduğu gösterilmiş olduğundan, hatalı gösterilen kanun yolu süresi içinde yapılan kanun yolu başvurusunun incelenmesi gerektiği-
İlk derece mahkemesince 20/10/2022 tarihinde verilen şikayetin reddine dair kararda alacaklı lehine vekalet ücretine hükmedilmediği, kararın tüm unsurları ile birlikte alacaklı vekilinin yüzüne karşı tefhim edildiği, alacaklı tarafından süre tutum dilekçesi sunulmadığı, gerekçeli istinaf dilekçesinin kararın tefhiminden itibaren yasal 10 günlük süreden sonra, gerekçeli kararın 06/11/2022 tarihinde tebliği üzerine, 08/11/2022 tarihinde, verildiği anlaşılmış olup alacaklının istinaf istemi süresinde olmadığından anılan durumun borçlu lehine kesinleşmiş sayılacağı ve usuli kazanılmış hak oluşturacağı, o halde; Bölge Adliye Mahkemesince, İİK'nın 365/3. maddesi uyarınca alacaklının istinaf başvurusunun süre aşımından reddine karar verilmesi gerekeceği-