Bölge Adliye Mahkemesince, asıl kararın İİK’nın 365/1-3. maddesi uyarınca kesin olarak verildiği ve borçlunun bu karara yönelik temyiz istemi de ek karar ile (kararın kesin olarak verildiğinden bahisle) reddedilmiş ise de; kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte senedin kambiyo vasfına haiz olmadığına dair şikayetin hak düşürücü süreden reddine dair kararın kesin olduğuna iliskin 2004 sayılı Icra ve Iflas Kanunu’nda herhangi bir hüküm olmadığından esasa iliskin kararın İİK'nın 365. maddesi gözetildiğinde temyizi kabil olduğunun anlaşıldığı-
Uyuşmazlık (istinaf) konusu değerin, İlk Derece Mahkemesinin karar tarihine göre kesinlik sınırını geçmediği anlaşıldığından İlk Derece Mahkemesinin ek kararına yönelik istinaf isteminin reddi kararı doğru olup, anılan Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz talebinin reddine ilişkin son kararının onanması gerekeceği-
12. HD. 25.12.2023 T. E: 8931, K: 9236
12. HD. 11.12.2023 T. E: 8511, K: 8483
12. HD. 11.12.2023 T. E: 8515, K: 8484
12. HD. 06.12.2023 T. E: 1997, K: 8319
İlk derece mahkemesince 20/10/2022 tarihinde verilen şikayetin reddine dair kararda alacaklı lehine vekalet ücretine hükmedilmediği, kararın tüm unsurları ile birlikte alacaklı vekilinin yüzüne karşı tefhim edildiği, alacaklı tarafından süre tutum dilekçesi sunulmadığı, gerekçeli istinaf dilekçesinin kararın tefhiminden itibaren yasal 10 günlük süreden sonra, gerekçeli kararın 06/11/2022 tarihinde tebliği üzerine, 08/11/2022 tarihinde, verildiği anlaşılmış olup alacaklının istinaf istemi süresinde olmadığından anılan durumun borçlu lehine kesinleşmiş sayılacağı ve usuli kazanılmış hak oluşturacağı, o halde; Bölge Adliye Mahkemesince, İİK'nın 365/3. maddesi uyarınca alacaklının istinaf başvurusunun süre aşımından reddine karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçi borçlunun icra mahkemesine başvurusu borcun itfa edildiğine ilişkin olup, İİK'nın 363/son maddesi kapsamında olmadığı ve İİK’nın 149/a-2 maddesine göre istinafın satışı durdurması için gerekli teminatın da depo edilmediği anlaşıldığından Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda yazılı gerekçe ile ihalenin feshine karar verilmesinin isabetsiz olduğu- Şikayetçi borçlunun takibin iptali talepli şikayet başvurusunda bulunduğu ancak ihale tarihinde henüz icra mahkemesinde yargılamanın devam ettiği, mahkemesince ........... tarihli ara karar ile takip tutarının %20’si oranında teminat tutarının icra kasasına depo edilmesi halinde takibin durdurulmasına karar verilmiş ise de icra dosyasına teminatın yatırılmadığı ve satışın durdurulması yönünde bir karar alınmadığı anlaşıldığından ihalenin yapılmasının usul ve yasaya uygun olduğu-
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesince ''tebliğinden itibaren'' denilmek suretiyle istinaf süresi konusunda tarafları yanıltacak şekilde hüküm oluşturulduğu bu hükme göre tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içerisinde istinaf başvurusunun yapıldığı gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
İlk Derece Mahkemesinin asıl karara ilişkin 05.04.2023 tarihli kısa kararında “davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tefhim veya tebliğinden itibaren 10 gün içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere “ karar verildiği, kararın 05.04.2023 tarihinde davacının yüzüne karşı tefhim edildiği, davacıya henüz gerekçeli karar tebliğ edilmeden 18.04.2023 tarihinde kararın istinaf edildiği, İlk Derece Mahkemesince ek karar ile istinaf yoluna başvuru süresinin tefhim tarihinden başlatılarak istinaf talebinin yasal sürede olmadığına karar verildiği görülmüş ise de, mahkemece kısa kararda “tefhim veya tebliğden itibaren “ denilmek sureti ile şikayetçinin kanun yoluna başvuru süresinin başlangıç tarihi yönünden yanıltıldığı, dolayısı ile kanun yoluna başvuru süresinin tebliğden itibaren başlayacağının gözetilmesi gerekeceği-