İİK'nın 5311 sayılı Kanun ile değişiklikten önceki 363. maddesinde öngörülen tefhim veya tebliğden itibaren on günlük temyiz süresinin kısa kararın yüzüne karşı verilen taraf yönünden tefhimden itibaren başlayacağı-
Somut olayda, artırma uzatma tutanağın iptali ve satışın uhdesinde kaldığının tespiti ile ihale bedelini yatırmak üzere süre verilmesi talebinin reddine ilişkin icra müdürlüğü işlemi İİK’nın 363. maddesinde sayılan işlemlerden olmadığından, ilk derece mahkemesi kararının konu itibariyle kesin olmadığı; iş bu işlem hakkındaki karara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği-
Şikayetçinin icra mahkemesine başvurusunun, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ilamsız icra takibinde sair hususlarla birlikte takip talebi ve ödeme emrinde yabancı para alacağının TL karşılığı gösterilmediğinden bahisle takibin iptali istemine yönelik şikayet olup, bu kararın istinafı üzerine verilecek karar beklenmeden ihale yapılması, İİK'nın 363/4. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden, dosya kapsamından anlaşılan bu durumun, mahkemece, gerek istem üzerine gerek re'sen dikkate alınması gerektiği-
İİK. 363'de sınırlı sayıda sayılan işlemler dışında kalan işlemler hakkındaki kararlara karşı istinaf yolu açık olup Bölge Adliye Mahkemesince işin esası incelenerek karar verilmesi gerekeceği- Somut uyuşmazlıkta; şikayet konusu yapılan, satış talebinin vaki olmamış sayılmasına ve reddine ilişkin icra müdürlüğü işlemi İİK’nın 363. maddesinde sayılan işlemlerden olmadığından, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin önceki içtihadından dönülmek suretiyle satış talebinin reddine ilişkin icra müdürlüğü işlemi hakkındaki ilk derece mahkemesi kararının konu itibariyle kesin olmadığı; işbu işlem hakkındaki karara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği kanaatine varıldığı-
Somut olayda, İcra Mahkemesi kararının istinaf yoluna başvuran şikayetçi borçlu vekiline tefhim edildiği, istinaf süresinin kısa kararın tefhimi ile başladığı, istinaf dilekçesinin verilip kaydettirildiğinin görüldüğü- 10 günlük isitnaf süresinin son günü olan 30.06.2023 tarihi, Kurban B.ının üçüncü günü olup resmi tatil günü olduğundan, istinaf başvuru süresinin son gününün Kurban B.ı ve hafta sonu tatiline rastlaması nedeniyle, borçlunun istinaf başvurusunun takip eden ilk iş günü olan 03.07.2023 tarihinde ve yasal süresi içinde yapıldığının anlaşıldığı- O halde Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esasının incelenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Haczedilmezlik şikâyetinin, icra mahkemesince tedbir kararı verilmedikçe (İİK 22) satış isteme süresini kendiliğinden durdurmayacağı- Borçlunun haczedilmezlik şikâyetinde bulunmasının alacaklının satış talebine engel olmadığı- İİK m. 363/4 uyarınca, şikâyet hakkında verilen icra mahkemesi kararı kesinleşmeden icra müdürlüğünce satış işlemi yapılamazsa da istinaf yoluna başvurulmasının alacaklının satış isteme süresini durdurmayacağı- İlk derece mahkemesinin karar tarihinde haciz kalkmamış olduğundan ve alacaklı şikâyet konusu taşınmazın satışını İİK 106 uyarınca bir yıllık sürede talep etmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı verdiği tarihte haciz kalkacağı- Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme sırasında haciz kalktığından konusuz kalan şikâyetin "esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına" dair karar verilmesi gerektiği- "Şikâyet tarihinde haczin kalkmadığı, şikâyet tarihindeki şartlara göre meskeniyet şikâyetinin esasının incelenerek değerlendirme yapılması gerektiği, aksi hâlde alacaklının her defasında yeniden haciz istemesi ve satış masraflarını yatırarak satış talep etmesi gerektiği"  şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
İflas idaresi işlemine kararın temyiz kabiliyeti bulunmadığı-"Şikayetçi sıra cetvelinde 592. sırada alacağının kabul edildiğini, diğer şikayetlerinin yanında İİK’nın 219 uncu maddesine göre verilen tasfiye kararı sonrasında yapılan ikinci alacaklılar toplantısının iptalinin de talep edildiği, anılan şikayetle ilgili olarak verilen kararın İİK 363 üncü maddesinde sayılan istinaf yoluna başvurulması mümkün olmayan kararlar arasında bulunmadığı açık olup bu şikayet üzerine verilen icra mahkeme kararına karşı istinaf yoluna başvurulabileceği, istinaf isteminin reddi kararının niteliği itibariyle kesin olduğuna ilişkin kararın isabetsiz olduğu, istinaf isteminin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği" şeklindeki karşı oyun kabul görmediği-
Bölge Adliye Mahkemelerinin şikayetin süreden reddi kararının İİK m. 365/1-son gereğince kesin nitelikte olup temyiz kabiliyeti bulunmadığı-" İcra mahkemesi kararlarına karşı konu itibariyle istinaf yolu kapalı olan kararların İİK m. 363 ile kanun içindeki muhtelif maddelerde açıkça belirtilmiş olduğu, bu kararlar dışındaki tüm kararların konusunun miktar veya değeri İİK m. 363'deki sınırı geçtiği takdirde istinaf yolu açık kararlar olduğu, İİK m. 364'de ise konu itibariyle bir sınırlama getirmeksizin Bölge Adliye Mahkemelerince verilen ve miktar veya değeri maddede belirtilen temyiz sınırını geçen kararlara karşı temyiz yolunun açık olduğunun düzenlendiği, bu hükümler dışında istinaf veya temyiz yolunun kapalı olduğuna ilişkin hüküm bulunmadığı, İİK m. 365/son'da geçen ‘kesin’ ibaresinin temyiz yolunun kapalı olması anlamında olmadığı, fıkranın değişiklikten önceki halinde olduğu gibi, kararın verilmek üzere dosyanın icra mahkemesine geri çevrilmeden doğrudan istinaf mahkemesince karara bağlanacağı şeklinde yorumlanması gerektiği, somut olayda temyiz incelenmesi istenilen karar ihalenin feshi isteminin yasal süre aşımından reddine ilişkin olup temyiz kabiliyeti bulunmakta olduğundan işin esasının incelenerek sonunca göre bir karar verilmesi gerektiği " şeklindeki karşo görüşe itibar edilmediği-
Somut olayda, icra mahkemesi kararı istinaf yoluna başvurana 05.06.2022'de tebliğ edildiği halde, istinaf dilekçesinin yasal 10 günlük süreden sonra 16.06.2022 tarihinde verilip kaydettirildiği ve istinaf isteminin süresinde olmadığının tespit edildiği- O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, İİK'nın 365/3. maddesi gereğince istinaf isteminin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Uyuşmazlık, İİK'nın 106–110. maddeleri gereğince haczin kaldırılmasına ilişkin ise de, şikayetçi alacaklı olduğundan, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin içtihatları gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kesin nitelikte olmadığı-