İptal davasını açma hakkı elinde geçici veya kesin aciz vesikası bulunan alacaklı ile iflas idaresine ait olduğu, borçlunun iflas etmiş olması halinde ise iptal davasını açma hakkının iflas idaresine ait olacağı ancak iflas idaresinin İİK 245. maddesi hükmüne göre dava hakkını alacaklıya devredilebileceği, alacaklının ancak bu takdirde dava açabileceği veya açılmış bir davayı takip edebileceği dolayısıyla alacaklının dava hakkının iflas idaresi tarafından kendisine devredildiğini belgelemesinin gerektiği- 2. alacaklılar toplantısında tasarrufun iptali davalarının İflas masası tarafından takip edilmesine karar verilmesi ve iflas idaresi temsilcisi ve vekilinin de duruşmaya bu amaçla katılması karşısında, alacaklı banka yerine, davanın iflas idaresi memurluğunca takip edildiği gözetilerek iflas idaresi lehine kurulması gerektiği-
Temyizden sonra davadan feragat edildiği ve davacı vekilinin vekaletnamesinde davadan feragate yetkisi bulunduğu anlaşıldığından, bu yönde karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekeceği-
Zorunlu dava arkadaşı durumunda olan davalı üçüncü kişilerin tasarrufunun iptali davasına dahil edilmesi gerektiği- İİK. mad. 97/13 uyarınca, takibin ertelendiğine veya ihtiyati tedbir yolu ile icra takibinin durdurulduğuna ilişkin hiçbir kanıt bulunmadığından, alacaklı yararına %40 tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu- Karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmesi halinde, dava konusu tasarrufun iptali ile davalı-karşı davacıya İİK'nun 283/1. maddesi gereğince, takip dosyasındaki alacak ve fer'ileri ile sınırlı olacak şekilde cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmesi gerektiği- İcra mahkemesinin “karşılık dava” olarak açılan tasarrufun iptali davasına bakabileceği-
Tasarrufun iptali davalarında, davalı-borçlunun (vekilinin) "takip konusu bononun teminat olarak (amacıyla) verildiği, alacağın gerçek bir alacak olmadığı" iddiasının araştırılamayacağı, bu iddianın menfi tespit davasına konu olabileceği, ancak tasarrufun iptali davası devam ederken açılmış olan menfi tespit davasının sonucunun, tasarrufun iptali davasında "bekletici mesele" yapılamayacağı-
Borçlu tarafından ihalesi alınan, ancak ihale bedeli tamamen ödenmediği için, borçlunun rızasını da içeren dilekçe ile davalı üçüncü kişilere satılan ve daha sonra da diğer davalılar dördüncü kişilere devredilen taşınmazların, borçlu adına tesciline karar verilmesi istemiyle açılan davanın takip konusu alacağın tahsiline yönelik olduğu ve davanın tasarrufun iptali olarak yorumlaması gerekeceği- Nakden verilen bir borca ilişkin olan bono, iptale konu tasarruflardan sonra keşide edildiğinden, davacı taraftan, varsa borcun daha evvel doğumuna ilişkin delilleri sorulmadan, eksik inceleme ile karar verilmesinin hatalı olacağı- Borçlunun yerleşim yeri olduğu belli olmayan ancak zaman zaman kaldığını bildirdiği adreste yapılan haczin geçici aciz belgesi olarak kabul edilemeyeceği- Davacıya kesin ya da geçici nitelikte aciz belgesi sunması için süre verilip dava şartının tamamlanması gerekeceği-
Ticari hayatta çeklerin ileri tarihli olarak keşide edildiği sık karşılaşılan bir durum olduğundan, takip dayanağı çeklerin keşide tarihi tasarruf tarihinde sonra olsa da, davacı ve borçlu arasında cari hesap ilişkisi bulunduğu iddiaları üzerinde durularak, davacı alacağının doğum tarihinin gerektiğinde her iki tarafın ticari defterleri karşılaştırılarak belirlenmesi gerekeceği-
İİK.'nun 97/17. maddesi gereğince açılan tasarrufun iptali davalarının ancak istihkak davasına karşılık olarak açılabileceği- Üçüncü kişi tarafından açılan istihkak davası, taraflarca takip edilmediğinden açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup, açılmamış sayılması ile meydana gelen sonuçların ortadan kalkacağı ve geride bağımsız olarak açılmış tasarrufun iptali davası kalmış ise de, karşılık dava olarak açılmayıp, ayrı dava olarak açılan iptal davalarının İcra Mahkemesince görülemeyeceği-
Mahkemece dava konusu taşınmazın üzerindeki ipotek nedeniyle satılmış olduğundan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği-
İcra mahkemesinin “karşılık dava” olarak açılan tasarrufun iptali davasına bakabileceği- Takip borçlusunun ticari emtiasının önemli bir bölümünü devralması halinde, İİK. mad. 280/son gereğince, üçüncü kişinin, borçlunun içerisinde bulunduğu mali durumu bildiği kabul edilmesi ve her olayın özelliğine göre yapılan devir işlemlerinin muvazaalı olup olmadığı üzerinde ayrıca durulması gerektiği- Davaya konu üç aracı da aynı gün içinde satın alan üçüncü kişinin, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu bildiğinin ve yasal karinenin aksi iddia ve ispat edilemediği için de yapılan satışların alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik danışıklı işlem niteliğinde olduğunun kabulü gerektiği- Bu iptal davasının görülebilmesi için aciz vesikasının ibrazına gerek bulunmadığı-
Temlikin geçerli olabilmesi için borçlunun rızası şartının bulunmadığı- Geçerli bir temlik sözleşmesi ile alacağı devralan istihkak davası davalısı (karşılık tasarrufun iptali davasının davacısı) şirket, davaya müdahale talebinde bulunarak değil, asıl alacaklının yerine geçerek duruşmaları takip etmek istemiş, oturumlara kabul edilmiş, hatta dava işlemden kaldırıldığında yenileme talebi de kabul edilmiş olduğundan, davayı süresinde yenilemek isteyen karşı davacı vekiline belirlenen yeni duruşma gününün tebliğ edilerek duruşmaları takip etme olanağının tanınması gerekirken bu işlem yapılmadan dosyanın işlemden kaldırılması ve üç aylık sürenin sonunda da davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu-
