Mahkemece "toplanan deliller, taraf beyanları, tapu kaydı, takip dosyası, keşif tatbikatı, bilirkişi raporu ve tüm dosya münderecatı"na göre karar verilmiş olmasının -bu karar; davanın hangi iptal nedenine dayalı olarak karara bağlandığı hususuna açıklık getirmediğinden- Anayasanın 141/III, 388/3-5 maddelerine aykırı olduğundan isabetli bir karar sayılamayacağı, bu durumun kararın bozulmasına neden olacağı-
İİK’nun 97/XVII maddesi uyarınca davalı alacaklı tarafından, istihkak davasına karşı icra mahkemesinde tasarrufun iptali davası açılabileceği, bu mahkemece tasarrufun iptali davası yönünden “görevsizlik karar” verilemeyeceği-
Yeni malikin tesis ettiği ipoteğin alacaklısının, bu rüçhan hakkını, tasarrufun iptali davasını kazanan eski malikin alacaklısına karşı ileri süremeyeceği-
Müracaata bırakılan istihkak davası hakkında mahkemece “davanın açılmamış sayılmasına” karar verilmiş olmakla, ortada açılmış bir istihkak davası bulunmadığından, “mukabil dava olarak İİK’nun 97/XVII uyarınca açılmış olan tasarrufun iptali davasının görev yönünden reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde tasarrufun iptali davası yönünden dosyanın görevli ve yetkili asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine” karar verilmesinin gerekeceği-
Tasarrufun iptali davasında (istihkak davasında olduğu gibi) dava değerini, davacının belirlediği değerin değil, “takip konusu alacak miktarı ile hacizli malın değerinden hangisi az ise onun oluşturduğu” kabulü gerekeceği-
Açıldığı bildirilen dava konusu aracın satışına ilişkin tasarrufun iptali davasının sonucunun, görülmekte olan istihkak davasında “bekletici mesele” yapılması gerekeceği-
İİK’nun 82/12. maddesi uyarınca mesken üzerindeki haczin kaldırılmasına yönelik başvurunun “şikayet” niteliğinde olduğu; bu şikayet, kamu düzeni ile ilgili bulunmadığından, aynı Kanun’un 16/I maddesi gereğince; “bu işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içinde” icra mahkemesine bildirilmesi gerekeceği- Meskeniyet şikayetine konu taşınmaz hakkında verilen tasarrufun iptali kararı gereği, taşınmazın muvazaalı olarak müştekilere temlik edildiği saptandığından, iptaline karar verilen ve kesinleşen bu karar nedeniyle müştekilerin meskeniyet şikayetinde bulunma hakları bulunmadığı-
Davalı üçüncü kişinin davalı borçlu aleyhine yaptığı muvazaalı icra takibinin İİK. 277 vd. uyarınca iptali için açılan davanın, "kesinleşmiş icra takibinin yokluğu" nedeni ile reddedilmesi gerekirken, "davaya konu icra takibinin vazgeçme ve tahsilât nedeni ile sonlanmış olması" gerekçesiyle "davanın konusu kalmadığından" reddinin hatalı olduğu-
Tasarrufun iptali davalarında “takip konusu alacağın gerçek bir alacak olması” nın dava şartlarından birisi olduğu; borçlunun davacı alacaklı ve diğer cirantalar aleyhine “evrakta sahtekarlık ve bedelsiz senedin icraya konulması” suçlarından dolayı suç duyurusunda bulunması üzerine açılmış olan ceza davasının sonucunun, görülmekte olan tasarrufun iptali davasında bekletici mesele yapılması gerekeceği-
Dava konusu araca ilişkin satış sözleşmesinde borçlu şirket vekili olan kişinin, aracı satın alan kişinin oğlu olması, takip tarihinden kısa bir süre sonra bu satış işleminin yapılmış olması ve aynı aracın daha sonra davacı üçüncü kişiye satılmış olmasının muvazaalı işlem kabul edilerek mahkemece “istihkak davasının reddi” doğrultusunda karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-