Sıra cetveline itiraz davalarının kabulü halinde, kural olarak “davalıya ayrılan payın, öncelikle davacı alacağının ödenmesine tahsisine; artan tutar kalırsa davalıya bırakılmasına” şeklinde karar oluşturulması gerektiği- Mahkemece, kısmi ödemelerin ve açılmış olan tasarrufun iptali davasının değerlendirilmesiyle karar oluşturulması gerekirken, paylaştırmanın ne şekilde yapılacağını dahi göstermeyen, infazı kabil olmayacak ve karardan sonraki işlemlerin dahi icra müdürünün takdirine bırakacak şekilde hüküm tesisinin hatalı olduğu-
Temyizden sonra davadan feragat edildiği ve davacı vekilinin vekaletnamesinde davadan feragate yetkisi bulunduğu anlaşıldığından, bu yönde karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekeceği-
Davaya konu tasarrufun yapıldığı sırada taşınmaz üzerinde ipotek bulunduğu ve bu ipotekten dolayı ipotek alacaklısı bankanın yaptığı takip sonucunda ipoteğin paraya çevrilmesi sonucu taşınmazın satıldığı, geriye davalı üçüncü kişiye bir para kalmadığı da anlaşıldığına göre, davanın konusuz kaldığı gerekçesine dayalı olarak karar verilmesine yer olmadığına hüküm tesis edilmesi gerekeceği-
İİK. mad. 280/son gereğince, ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kasdını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kasdiyle hareket ettiğinin kabul edileceği, bu karinenin ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirilmesi veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunun ispatıyla çürütülebileceği-
Üçüncü kişi tarafından açılan istihkak davasına karşılık alacaklı tarafından İİK. mad 97/17 gereğince, tasarrufun iptali davası açıldığı anlaşıldığından, tasarrufun iptali davasının bu dosya ile birleştirilerek taraf delillerinin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Dava 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu- Mirasın tasfiyesi işlemlerinin ta­lebe bağlı işlemler olmayıp mirasın reddedilmesinin anlaşılması ile resen yapılması gereken işlemlerden olduğu, o halde açıklanan yöntemle ölü borçlunun davada temsili sağlanarak husumet sorununun çözümlenmesi ve sonucuna göre karar veril­mesi gerektiği-