Sıra cetvelinin; kesin hacizlerle, ihtiyati hacizlerin kesin hacze dönüştükleri tarihlere göre düzenleneceği- İhtiyati tedbirler, sıra cetveline alınmayacağından, ihtiyati hacizler ise tasarrufun iptali davasının karara bağlandığı tarihte kesinleşerek bu tarihe göre, sıra cetvelinde yer alarak, İİK. mad. 268 şartlarında, önceki hacizlere iştirak edeceklerinden, sıra cetveline yönelik uyuşmazlığa bakan mahkemece; davanın taraflarınca açılan tasarrufun iptali davalarında tapu sicil müdürlüğüne yazılan yazıların ve dolayısıyla tapuya verilen tedbir şerhleri içeriklerinin, taşınmazın devrini engelleme amacını güden "ihtiyati tedbir" mi, yoksa "ihtiyati haciz" mi olduğunun belirlenmesi gerektiği- İhtiyati tedbirin sonradan ihtiyati hacze dönüştürülmesinde, ihtiyati tedbirin konulduğu önceki tarihin değil, ihtiyati haczin tapuya işlendiği tarihin dikkate alınması gerektiği- Sıra cetveline, borçlu ile alacaklının anlaşarak, üçüncü kişilerden mal kaçırma kastı ile gerçekte mevcut olmayan bir alacağın oluşturulduğu iddiası ile itiraz edildiğinde, ispat yükünün davalı alacaklıda olduğu ve.davalı alacaklının, alacağının varlığını ve miktarını usulüne uygun delillerle ispatlamak zorunda olduğu- Alacağın temliki halinde temlik edene karşı ileri sürülebilecek iddiaların temlik alana karşı da ileri sürülebileceği; temlik alanın da, temlik edenin dayandığı hukuki sebeplere dayanabileceği- Alacağın mevcut olmadığının anlaşılması halinde, davalıya sıra cetvelinde ayrılan payın, öncelikle davacının alacağının ödenmesine tahsisine (İİK.m.235’e kıyasen) karar verilmesi gerektiği-
İİK'nın 194. maddesine göre acele haller müstesna olmak üzere müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davalarının duracağı ve ancak alacaklıların ikinci toplanmasından on gün sonra devam olunabileceği- Tasarrufun iptali davasında davalı olarak yer alan borçlu hakkında açılan iflas davasının kabulüne dair verilen karar Yargıtay tarafından bozulduğundan, bu davanın neticesinin beklenmesi gerekiği- Tasarrufun iptali davasının kabulü halinde, karar harcı ile vekâlet ücretinin nisbi olarak hesaplanması gerektiği-
Alacaklı davacı tarafından yapılan icra takiplerinde borçlu davalının adresinde yapılan hacizler sırasında borçlunun borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığı, yapılan araştırmalarda da borcuna yetecek menkul ve gayrimenkul malının olmadığı, daha önceki davalarda da borçlunun aciz halinin kabul edildiği, ayrıca önceki iptal davaları gözönüne alındığında da, davacının dayandığı icra takip dosyalarında alacağını henüz tahsil edemediği anlaşıldığından, tasarrufun iptali davasının esasının incelenmesi gerekirken mahkemece "aynı tasarruflar nedeniyle daha önce verilen kararlardan dolayı alacağın tahsil olanağı bulunması" nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Tasarrufun iptaline davasının kabulüne hükmeden mahkeme ilamında davacı lehine takdir edilen vekalet ücreti alacaklı adına vekaleten takibe konulsa da, alacaklı asilin talebi halinde, icra müdürlüğünün dosyaya yatan parayı alacaklı asile ödeyebileceği- Avukat olan kişinin, vekili olduğu alacaklıdan kendisine ait olan vekalet ücretini ayrı bir ilamla ya da ayrı bir takiple isteyebileceği-
Davanın İİK'nin 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu- İİK'nin 194. maddesine göre acele haller müstesna olmak üzere müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davalarının duracağı ve ancak alacaklıların ikinci toplanmasından on gün sonra devam olunabileceği-
Haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkının borçluya ait olduğu tasarrufun iptali davasının davalısının "borçlu sıfatı" bulunmadığından haczedilmezlik şikayetinde bulunamayacağı-
Alacaklı vekilinin 3 gün içinde istihkak iddiasına itirazda bulunmaması halinde istihkak iddiasını kabul etmiş sayılacağından bu durumda icra müdürlüğünce dava konusu hacizli mallar üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verileceğinden üçüncü kişinin istihkak davası açmakta hukuki yararının bulunmayacağı, açılmış olan davada da alacaklının davalı olarak gösterilmesine gerek bulunmayacağı- Karşılık dava olarak açılan tasarrufun iptali davasının konusunu istihkak iddia edilen malların oluşturduğu ve sadece dava konusu hacizli mallarla ilgili olarak borçlu ve 3.kişi arasında yapılan devir işleminin takip konusu alacak miktarı ile sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerekirken "işletmenin devir işleminin de iptaline" karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
İptal davalarında borçlu ile üçüncü kişi arasında zorunlu dava arkadaşlığı olup, üçüncü kişiden satın alan dördüncü kişi ile aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp bunlar arasındaki ilişki ihtiyari dava arkadaşlığı niteliğinde olması nedeniyle sadece 4. kişi konumundaki davalının yetki itirazında bulunması halinde bu davalı yönünden dosyanın tefrik edilerek yetkili mahkemeye gönderilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarında tarifeye göre hesaplanacak karar ve ilam harcının takip konusu alacak miktarı ile tasarruf konusu malların tasarruf tarihindeki değerlerinden hangisi az ise o değer üzerinden belirlenmesi gerekeceği-Dava konusu olayda taşınmazın tasarruf tarihindeki değeri alacak miktarından daha az olduğundan, bu durumda karar ve ilam harcının taşınmazın satış tarihindeki değeri üzerinden hesaplanması gerekeceği-
Davacı, evlilik birliği içinde kooperatif hissesinin devri yoluyla davalı eş adına satın alınarak aile konutu olarak kullanılan meskenin davalı eş tarafından muvazaalı olarak diğer davalıya devredildiğini, kendisinin satışa rızası bulunmadığını, alıcı davalının durumdan haberdar olduğunu ileri sürerek, kooperatif hissesinin davalıya devrine dair işlemin; şayet yargılama aşamasında ferdileşme sağlanırsa tapu kaydının iptali ile davalı eş adına tescilini istediği, davalılar arasında gerçekleştirildiği ileri sürülen muvazaalı işlem davacı yönünden haksız eylem niteliğinde bulunduğuna göre, uyuşmazlığın çözüm yerinin genel mahkemeler olduğu-Çekişme konusu taşınmazın belirtilen değerine göre temyize konu tapu iptali ve tescile ilişkin davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekeceği-
