İptal davalarında borçlu ile üçüncü kişi arasında zorunlu dava arkadaşlığı olup, üçüncü kişiden satın alan dördüncü kişi ile aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp bunlar arasındaki ilişki ihtiyari dava arkadaşlığı niteliğinde olması nedeniyle sadece 4. kişi konumundaki davalının yetki itirazında bulunması halinde bu davalı yönünden dosyanın tefrik edilerek yetkili mahkemeye gönderilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarında tarifeye göre hesaplanacak karar ve ilam harcının takip konusu alacak miktarı ile tasarruf konusu malların tasarruf tarihindeki değerlerinden hangisi az ise o değer üzerinden belirlenmesi gerekeceği-Dava konusu olayda taşınmazın tasarruf tarihindeki değeri alacak miktarından daha az olduğundan, bu durumda karar ve ilam harcının taşınmazın satış tarihindeki değeri üzerinden hesaplanması gerekeceği-
Davacı, evlilik birliği içinde kooperatif hissesinin devri yoluyla davalı eş adına satın alınarak aile konutu olarak kullanılan meskenin davalı eş tarafından muvazaalı olarak diğer davalıya devredildiğini, kendisinin satışa rızası bulunmadığını, alıcı davalının durumdan haberdar olduğunu ileri sürerek, kooperatif hissesinin davalıya devrine dair işlemin; şayet yargılama aşamasında ferdileşme sağlanırsa tapu kaydının iptali ile davalı eş adına tescilini istediği, davalılar arasında gerçekleştirildiği ileri sürülen muvazaalı işlem davacı yönünden haksız eylem niteliğinde bulunduğuna göre, uyuşmazlığın çözüm yerinin genel mahkemeler olduğu-Çekişme konusu taşınmazın belirtilen değerine göre temyize konu tapu iptali ve tescile ilişkin davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekeceği-
Mahkemece "toplanan deliller, taraf beyanları, tapu kaydı, takip dosyası, keşif tatbikatı, bilirkişi raporu ve tüm dosya münderecatı"na göre karar verilmiş olmasının -bu karar; davanın hangi iptal nedenine dayalı olarak karara bağlandığı hususuna açıklık getirmediğinden- Anayasanın 141/III, 388/3-5 maddelerine aykırı olduğundan isabetli bir karar sayılamayacağı, bu durumun kararın bozulmasına neden olacağı-
İİK’nun 97/XVII maddesi uyarınca davalı alacaklı tarafından, istihkak davasına karşı icra mahkemesinde tasarrufun iptali davası açılabileceği, bu mahkemece tasarrufun iptali davası yönünden “görevsizlik karar” verilemeyeceği-
Yeni malikin tesis ettiği ipoteğin alacaklısının, bu rüçhan hakkını, tasarrufun iptali davasını kazanan eski malikin alacaklısına karşı ileri süremeyeceği-
Müracaata bırakılan istihkak davası hakkında mahkemece “davanın açılmamış sayılmasına” karar verilmiş olmakla, ortada açılmış bir istihkak davası bulunmadığından, “mukabil dava olarak İİK’nun 97/XVII uyarınca açılmış olan tasarrufun iptali davasının görev yönünden reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde tasarrufun iptali davası yönünden dosyanın görevli ve yetkili asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine” karar verilmesinin gerekeceği-
Tasarrufun iptali davasında (istihkak davasında olduğu gibi) dava değerini, davacının belirlediği değerin değil, “takip konusu alacak miktarı ile hacizli malın değerinden hangisi az ise onun oluşturduğu” kabulü gerekeceği-
Açıldığı bildirilen dava konusu aracın satışına ilişkin tasarrufun iptali davasının sonucunun, görülmekte olan istihkak davasında “bekletici mesele” yapılması gerekeceği-
İİK’nun 82/12. maddesi uyarınca mesken üzerindeki haczin kaldırılmasına yönelik başvurunun “şikayet” niteliğinde olduğu; bu şikayet, kamu düzeni ile ilgili bulunmadığından, aynı Kanun’un 16/I maddesi gereğince; “bu işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içinde” icra mahkemesine bildirilmesi gerekeceği- Meskeniyet şikayetine konu taşınmaz hakkında verilen tasarrufun iptali kararı gereği, taşınmazın muvazaalı olarak müştekilere temlik edildiği saptandığından, iptaline karar verilen ve kesinleşen bu karar nedeniyle müştekilerin meskeniyet şikayetinde bulunma hakları bulunmadığı-