Davacının davasını, özellikle BK.nun 18. maddesine dayalı olarak açtığını bildirdiği ve dava açma hakkını muvazaa yönünde tercih etmiş olması karşısında, mahkemece davanın BK.nun 18. (yeni TBK.'nun 19.) maddesi maddesindeki genel muvazaaya dayalı tapu iptal ve tescil istemi doğrultusunda değerlendirileceği ve iptal kararı verilmesi halinde ise İİK.nın 283/1 maddesinin kıyas yoluyla uygulanması gerekeceği-
Davacı alacaklının, borcun doğumunun takip dayanağı bononun düzenleme veya çekin keşide tarihinden önce gerçekleştiğini ileri sürmesi halinde, mahkemece alacaklıya bu konuda kanıt sunma olanağı verilmesi, senedin düzenlenmesine neden olan temel ilişki araştırılarak borcun gerçek doğum tarihi tespit edilmesi ve dava koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması gerekeceği-
Ticari araç devrinin İİK. mad. 280/3-son gereğince iptale tabi olduğu; 2918 s. KTK. mad. 20/d gereğince harici araç satışlarının geçerli olmadığı- Tasarrufun iptali davalarında harç ve vekalet ücreti takip konusu alacak miktarı ile iptali istenen tasarrufun tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak, düşük olan değer üzerinden hesaplanacağı-
Temyiz isteminin feragat nedeniyle reddi gerekeceği-
Tasarrufun iptali davalarında, HMK'nin 5 ve devamı maddelerinde düzenlenen yetki kurallarının geçerli olduğu, icra dosyasına itiraz edilmemesinin, davada yetkiye itirazı etkilemediği-
Davacı alacağının, dava açıldıktan sonra borçluya miras hissesi olarak verilen taşınmazın devri sureti ile ödendiğinin açık olup, takip borcunun davalı borçlu tarafından ödenmiş olmasından dolayı hüküm kurulmasına yer olmadığı-
İptal davasının, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olduğu, tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmadığı gibi alacağın genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmasının da görev hususunun belirlenmesine doğrudan bir etkisi olmadığı-
Yargıtay bozma kararından sonra davanın ıslahının mümkün olmayacağı- 6183 sayılı Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirleneceği-
Davalılar dördüncü kişilerin kötü niyetli olduklarına ilişkin kanıt bulunmadığından bu davalılar yönünden davanın reddine, davalı üçüncü kişinin borçlunun mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğu anlaşıldığından ve davalı diğer üçüncü kişinin satın aldığı taşınmazın gerçek değeri ile tapudaki satış bedeli arasında bir mislini aşan fahiş fark bulunduğu anlaşıldığından bu davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu- Davalı üçüncü kişiye satılan dava konusu taşınmaz yönünden daha önce dairede incelenip karar verilen başka kararlar olduğundan adı geçen davalının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla tazminata mahkum edilmesi gerektiği-
Kayınvalide ile gelini arasındaki tasarrufun iptali gerektiği- Tasarrufun iptali davasının kabulü halinde karar ilam harcının, takip konusu alacak miktarı ile iptali istenen tasarrufun, tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak düşük olan değer üzerinden nispi olarak hesaplanacağı-