Davacının alacağının kira alacağına ilişkin olduğu ve borçlu hakkındaki takiplerin kesinleştiği, haciz tutanaklarının İİK. mad. 105 kapsamında "geçici aciz belgesi" niteliğinde olduğu, alacağın gerçek olduğu, iptali istenen tasarrufun ise takip konusu alacaklardan sonra yapıldığı, davanın süresinde açıldığı anlaşıldığından tasarrufun iptali davasının ön koşullarının gerçekleşmiş olduğu- Dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen gerçek değeri arasında "misli fark" bulunduğu, dosya kapsamından davalının borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğu anlaşıldığından ve davalı, kendi muvazaasına dayanamayacağından, dava konusu tasarrufun davacının dava konusu alacak ve ferileriyle sınırlı olarak İİK. mad. 278/3-2, 280/1 gereğince iptaline karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davasında şikayetçinin davanın tarafı olarak yer almadığı, tasarrufun iptaline yönelik kararın ancak davanın tarafları arasında hüküm ifade edeceğinden şikayetçi yönünden hukuki bir sonuç doğurmayacağı, anılan karara dayanılarak şikayetçinin taşınmazlarına haciz konulmasının usulsüz olduğu-
Davalı borçlu ile 3.kişinin aynı sektörde ve yan yana fabrikalarda faaliyet gösterdikleri anlaşıldığından, dava konusu tasarrufun 6183 s. K. mad. 30 gereğince, ayrıca dava konusu taşınmaz üzerindeki fabrika binası ve teferruatları ile birlikte satılmış olduğundan, "ticari işletme devri" mahiyetinde olması nedeniyle, kıyasen İİK. mad. 280/3 gereğince iptale tabi olduğunu- 6183 s. Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirleneceği-
Mahkemece öncelikle İİK'nun 282. maddesi gereğince aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunan davalı borçlunun taşınmazı sattığı ilk kişiye dava dilekçesinin tebliği ile duruşmaya katılımının sağlanması, bildireceği delillerin toplanması gerektiği- Davalı borçluya delillerini bildirmesi için süre verilmediği anlaşıldığından davalı borçluya da delillerini sunması için süre verilmesi ve bildireceği delillerin toplanması, özellikle takip konusu alacağın gerçek bir alacak olduğunun tespitine yönelik Cumhuriyet Başsavcılığının Hazırlık dosyası da incelenerek dava koşulları yönünden dosyanın incelenmesi, dava koşullarının mevcut olması halinde dava konusu tasarrufların İİK'nun 278, 279, 280.maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davası sonucunda verilen ihtiyati haciz kararlarının, davanın kabulü ile de kesin hacze dönüşeceği, İİK. 281/2 uyarınca verilen ihtiyati haciz kararının, asıl icra dosyasından infazı gerekir ise de ayrı bir icra dosyasında infaz edilmiş olmasının da ulaşılmak istenilen sonuca olumsuz bir etkisi de bulunmadığı- İhtiyati haczin infazı sonrası yedi gün içinde takip talebinde bulunma zorunluluğu da olmadığından ihtiyati haczin düşmesinin de söz konusu olmayacağı- Alacaklının icra mahkemesine başvurusu tasarrufun iptali davası sırasında verilen ihtiyati haczin infazı ile ilgili şikayet niteliğinde olup, İİK. mad. 261/son uyarınca, bu şikayeti infazı yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesinin incelemekle görevli ve yetkili olduğu-
Mahkemece ............. tarihli kararı ile mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davanın tapu iptali ve tescil davasından ayrılmasına karar verildikten sonra dava konusu taşınmazın boşanma davasının tarafları dışında üçüncü bir kişi adına kayıtlı olduğu, malvarlığı haklarına ilişkin davalara bakmakla görevli mahkemenin genel yetkili mahkemeler olduğu gerekçesiyle aile mahkemesince dava dilekçesinin görev yönünden reddi gerekeceği-
6183 s. K. mad. 35 uyarınca, limited şirket ortaklarının şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları- Davalı şirket ortakları aleyhine yapılmış takip ve gönderilmiş bir ödeme emri ve kesinleşmiş bir takip bulunmadığından, şirket ortakları hakkında 6183 s. K. uyarınca açılan tasarrufun iptali davasının reddi gerektiği- 6183 s. K. uyarınca açılan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirlenmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarında, karar kesinleşinceye kadar yargılama aşamasında aciz belgesi verilmesi halinde dava şartı yerine getirilmiş olacağı-
Basit yargılama usulüne tabi tasarrufun iptali davası ile yazılı yargılama usulüne tabi borçludan alacaklı olunduğuna dair (İİK. mad. 170/3) açılan davanın birleştirilerek görülmesinin isabetsiz olduğu- Borçlunun mirasçıları ile tasarrufta bulunan üçüncü kişi zorunlu dava arkadaşı olduğundan, sadece üçüncü kişinin davalı olarak gösterilmesinin isabetsiz olduğu, tasarrufun iptali davasına öldüğü anlaşılan borçlunun mirasçılarının dahil edilmesi gerektiği- Tasarrufun iptali davasınını dayanağı takiple ile ilgili bonodaki imzanın borçluya ait olmadığına karar verilmiş ve takip durmuş ise de, alacaklı tarafından alacaklı olduğunun ispatı için İİK. mad. 170/3'e dayalı olarak dava açıldığından bu davanın sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiği-
Şikayetçinin tasarrufun iptali davasında taraf  konumunda olmadığı ve anılan davada, adı geçen üçüncü kişi hakkında verilmiş herhangi bir karar bulunmadığı sabit olup,  tasarrufun iptaline ilişkin alınan ilamın tarafı olmayan üçüncü kişi yönünden sonuç doğurmayacağı, tasarrufun iptali davasının kabulü ile kesin hacze dönüşen ve İİK. mad 281/2 uyarınca verilmiş bir ihtiyati haciz kararı bulunmadığı gibi, bu doğrultuda şikayetçinin iktisabından önce konulmuş bir ihtiyati haciz veya haciz de bulunmadığından, şikayetçi, taşınmazı, tasarrufun iptali kararına istinaden konulan hacizle yükümlü olarak devralmadığına göre, şikayetçiye karşı hüküm ifade etmeyen tasarrufun iptali kararına istinaden kayden maliki olduğu taşınmaza adı geçenin iktisap tarihinden sonra haciz işlemi uygulanmasının  mümkün olmadığı- Taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle haczedilebilmesi için haciz tarihinde borçlunun adına kayıtlı olması zorunlu olduğundan, şikayetçi icra takibinde borçlu sıfatı bulunmadığına ve  haciz tarihinde taşınmazların maliki olup tasarrufun iptali işleminde de taraf sıfatı olmadığından şikayetçi üçüncü kişiye ait taşınmazlar üzerine haciz konulması usul ve yasaya aykırı olduğu-