Borcun olmadığı, itfa veya imhal edildiğine dair sunulan belgenin takip konusu borç sebebiyle verildiğinin kabul edilebilmesi için belgede, takip dayanağı senede açıkça atıfta bulunulmasının ya da alacaklının kabulünün zorunlu olduğu-
İİK.nun 62. maddesi gereğince ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi günlük sürede icra müdürlüğüne imza itirazında bulunulmadığından, itirazın kaldırılması aşamasında imza itirazının ileri sürülemeyeceği-
Takip konusu kesin aciz vesikasının İİK.'nun 68/1. maddesi kapsamında sayılan belgelerden olduğu, belge içeriğinde belirtilen miktara bu aşamada itiraz edilmesinin mümkün olmadığı-
Alacaklı vekili tarafından ödemenin takiple aynı gün olduğu ancak takipten sonra yapıldığı, bu sebeple icra takip giderleri ile vekalet ücretine hak kazanıldığı ve bu alacaklar yönüyle takibe devam edildiği ileri sürüldüğünden takibe başlanılan saatin araştırılarak tespit edilmesi ve ödemelerin gerçekleştirildiği saatler esas alınarak sonucuna göre hüküm kurulması, takibe başlanılan saatin tespit edilememesi halinde borçlu tarafından takipten önce ödeme yapıldığı kabul edilerek takip giderleri ve vekalet ücretinin talep edilemeyeceği de göz önüne alınarak itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu, borcu ve hukuki ilişkiyi kabul ettiğine göre alacaklının alacağının ayrıca İİK'nun 68/l. maddesinde yazılı belgelerle ispatına yer olmadığının kabul edilmesinin gerekeceği-
İtirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü durumunda, alacaklının isteği üzerine borçlunun tazminata mahkum edileceği-
İcra takibinin dayanağı bono, kambiyo senedi vasfını taşımakta olup, bu haliyle İİK. nun 68/1. maddesinde yer alan ve alacaklıya itirazın kaldırılması olanağını tanıyan "mücerret borç ikrarını içeren" belge niteliğinde olduğu, alacaklının kambiyo vasfını taşıyan bonoya dayalı olarak borçlu hakkında, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu yerine genel haciz yolunu seçmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı-
Alacaklının mahkemeye verdiği dilekçede takibin durdurulmasına ilişkin kararın kaldırılmasını talep etmiş olması sonuca etkili olmayıp, başvurunun bu hali ile itirazın kesin kaldırılması niteliğinde olduğunun kabulünün gerekeceği-
Her ne kadar kredi sözleşmelerine dayalı ilamsız takiplerde asıl borçluya tebliğ edilmiş ihtarname ve hesap özetlerine dayanılmamış ise de bu takipler itirazsız kesinleştiğinden temlik edilen alacağın varlığının icra mahkemesince artık tartışma konusu yapılamayacağı, ancak alacağın ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe konulduğu ve itiraza uğradığı, bu halde alacağın ipotekli takipte tahsil edilebilirliğinin icra mahkemesince yukarıda yer verilen ipotekle ilgili yasal düzenlemeler kapsamında değerlendirilmesinin gerekeceği-