BK. 533 (şimdi; TBK. mad. 637) uyarınca (adi) şirket adına ortaklardan biri tarafından yapılan işlemin temsil hükümleri uyarınca diğerlerini alacaklı veya borçlu kılacağı, iki ortaklı adi ortaklıklarda ortaklardan herhangi birine ortaklık işlemlerini idare görevi verildiği öne sürülmediği, bu yönde de bir belge ibraz edilmediği sürece BK. 525 (şimdi; TBK. mad. 625) uyarınca ortak idare işlemlerinin her iki ortağa ait olduğunun kabulü gerekeceği (takip dayanağı senette imzası bulunmasa dahi diğer ortağın da senetteki borçtan sorumlu olacağı)-
Yetkili icra müdürlüğünce borçluya henüz ödeme emri tebliğ edilmeden, alacaklının icra mahkemesinden -kural olarak- «itirazın kaldırılmasını» isteyemeyeceği–
İcra mahkemesince öncelikle «yetki» ve «takibin usulsüzlüğü» ile «senetlerin zamanaşımına uğradığı»na ilişkin itirazlar hakkında değerlendirme yapılması gerekeceği–
Alacaklının takipten feragat etmesinin, itirazın esasının incelenmesini engellemeyeceği–
Borçlunun itirazında (ihtiyati haczin uygulanması sırasında), borç doğuran hukuki ilişkiyi kabul edip itirazını sadece «ödeme» olgusuna dayandırmış olması halinde, «itirazın kaldırılması» aşamasında, takip dayanağı belgenin İİK. 68/I’de öngörülen belgelerden olup olmaması»nın önem taşımayacağı ve icra mahkemesinin (tetkik merciinin), belgenin niteliği üzerinde durmadan sadece «ödeme» savunmasını araştırması gerekeceği–
İcra mahkemesine (tetkik merciine) verilen dilekçede yer alan «itirazın iptali» sözcüklerinin «itirazın kaldırılması» anlamında kullanılmış olduğunun kabulü gerekeceği–
Alacaklının genel mahkemede açtığını iddia ettiği «alacak davası»nın icra hakimliğine yaptığı «itirazın kaldırılması» isteminde derdestlik itirazı olarak ileri sürülemeyeceği–
Borcun mahiyetinden aksi anlaşılmadığından alacaklıya yapılan ödemeden müşterek borçluların birbirine eşit birer hisseyi üzerlerine almaya mecbur olduğu ve hissesinden fazla ödemede bulunanın diğerine rücu hakkına sahip olduğu-