Davacının kendi kusuru ile alacaklısı olan A.Ş’nin borcunu icra dosyasına ödediği ve anılan şirketin üçüncü kişiye olan borcunu da -6183 s. K. mad. 79 uyarınca- ödemek zorunda kaldığı, bu nedenle alacaklısı olan şirketin sebepsiz zenginleştiği, icra dosyasında, üzerine haciz konulan bir alacak veya paraya çevrilen menkul veya gayrimenkul bir mal bulunmadığı, sıra cetvelinin, üzerinde birden fazla haciz bulunan ve alacağın karşılanması için paraya çevrilen bedelin alacakları ödemeye yetmemesi durumunda düzenlenmesi gerektiği gözetildiğinde icra memuruna atfı kabil bir kusur bulunmadığı-
Uyuşmazlık konusu taşınmazın, ...1993 tarihinde davalılardan .....'a icra yolu ile ihale edildiği tarihte doğduğu ve bu tarihten itibaren 1 ile 10 yıllık zamanaşımı sürelerinin dolduğu anlaşıldığından, davacının isteminin zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiği-
İcra müdürünün, kararın bozulması nedeniyle, "teminat üzerindeki haczin kaldırılmasına" karar vererek, teminatın borçlular tarafından çekilmesine neden olması üzerine Adalaet Bakanlığı aleyhine açılan tazminat davasının kabulü ile faiz başlangıç tarihinin teminatın iade edildiği tarih olarak belirlenmesi gerektiği-
Ortaklığın satış suretiyle giderilmesi kararları İİK. hükümleri uyarınca yerine getirilmekte olduğundan, satış memurunun da İİK’nun 5. maddesi anlamında icra dairesi görevlisi konumunda olduğu ve İİK. mad 5 uyarınca tazminat davalarının idare aleyhine adli yargıda açılabileceği-
Davanın husumetten reddine dair verilen ilk kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ve temyiz itirazlarının reddine karar verildiğinden bu davalı yönünden kararın kesinleşmiş olduğu- İİK mad. 5 uyarınca açılan tazminat davalarında kusursuz sorumluluk ilkelerinin geçerli olduğu- Zarar ile zararı doğuran icra memurunun eylemi arasında uygun illiyet bağı bulunması gerektiği- Keşif esnasında satışa konu dairenin kapalı olması nedeniyle aynı plan ve aynı alan üzerine inşa edilmiş olan yan dairede inceleme yapıldığı ve bu dairenin özelliklerinin belirtildiği, davacının da taşınmazı bu haliyle bilerek satın aldığı, ayrıca davacının ihaleye girmeden önce açık artırmaya çıkan taşınmazı mahalline gidip görmesi ve ihalede buna göre pey sürmesi gerekirken üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmeyerek zararın oluşumunda müterafik (bölüşük) kusurunun olduğu anlaşıldığından, BK. mad. 44 (TBK. 55) uyarınca, önemli ölçüde indirim yapılarak hüküm kurulması gerektiği-
İhalede satılan arabanın, şase numarasının kaynak edilmesi durumunun özel teknik bilgiyle anlaşılacağı bu nedenle başkasına ait aracın ihalede satılması durumda icra müdürünün kusurunun kabul edilemeyeceği ve Adalet Bakanlığının tazminatla sorumlu olamayacağı-
Alacağın tahsili amacıyla borçlu aleyhine başlatılan icra takibi sırasında borçluya ait taşınmazların satışından elde edilen bedelin, yaklaşık dokuz yıl süren sıra cetvelinin kesinleşmesi sürecinde nemalandırılmamış olması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği-
Alıcıya ihale edilen taşınmaz bir üçüncü kişi tarafından işgal edilmekte ise, "ihalenin kesinleşmesi üzerine" alıcının, icra dairesine başvurarak üçüncü kişinin taşınmazdan çıkarılmasını isteyebileceği- Davacının yer teslimine yönelik bir talebi bulunmadığı gibi taşınmazın işgal edildiğine dair de bir iddiası bulunmadığından, davacının taşınmazı kiraya vermesinde de bir engel olmadığı ve kira kaybına yönelik zararı bulunduğundan da bahsedilemeyeceği- İİK. mad. 5 gereğince, icra memurunun bir kusuru bulunmuyor ise Adalet Bakanlığı’nın da bir sorumluluğunun olmadığının kabul edileceği-
İYUK. mad. 2/1-b gereğince, Belediye’nin encümen kararı uyarınca aldığı ifraz kararına dayalı hizmet kusuruna ilişkin davanın tam yargı davası olarak idari yargı yerinde açılacak davada ileri sürülmesi gerektiği- Davacının tapu sicil müdürlüğü çalışanları ve icra ve iflas dairesi çalışanlarının eylemleri ile zarar gördüğüne yönelik açtığı davada davalılar Adalet Bakanlığı ile Maliye Hazinesi yönünden işin esası incelenerek karar verilmesi yerine davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş olmasının hatalı olduğu-
İcra ve İflas Dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davalarının, ancak idare aleyhine açılabileceği, devletin, zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan görevlilere rücu hakkının saklı bulunduğu, hakkında başlatılan icra takibi sonucunda haczedilen malların teslim edildiği yedieminin depodaki eşya ile birlikte kaybolması nedeniyle uğradığı zararının tazminini isteyen davacının, husumeti Adalet Bakanlığı'na yöneltebileceği-