Taşınmazın bulunduğu yerde ilan yapılmadan taşınmazın ihaleye çıkarılmış olmasının, bir özensizlik olup, davalı Adalet Bakanlığı’nın sorumluluğunu gerektireceği; davacı ihale alıcısının da, icra dosyasını inceleyip yapılan ihaleye hazırlık işlemlerinin usulüne göre yerine getirilmiş olup olmadığını araştırmadan ihaleye girmiş olmasının kendisinin müterafik kusurunu oluşturacağı (hükmedilecek tazminatta indirim yapılması gerekeceği)-
Aleyhinde yapılan icra takibinde, borçlunun itirazı üzerine icra müdür yardımcısının “takibin durmasına” karar vermemesi üzerine, adresinde yapılan (haksız) haciz nedeniyle borçluya tazminat ödemek zorunda kalan Adalet Bakanlığının açtığı rücu davasında, sorumlulukları içindeki dosyalarla ilgili aldıkları kararlar nedeniyle, icra müdür yardımcılarının, icra müdürleri ile birlikte sorumlu olduklarından, her ikisi hakkında (aleyhinde) karar verilmesi gerekeceği–
Aleyhine hüküm kurulan tarafın, kendiliğinden binanın yıkımı yoluna gitmemesi üzerine, «İİK. 30 uyarınca icra müdürlüğünce belirlenen yıkım bedelinin fazla olduğu, bu nedenle icra müdürün özensiz ve kusurlu davrandığı» iddiasıyla İİK. 5 vd. göre Adalet Bakanlığı aleyhine -aleyhine hüküm kurulan tarafından- “haksız fiil”den kaynaklanması nedeniyle, HUMK. 21 (şimdi HMK. 16) uyarınca, haksız fiilin meydana geldiği yer mahkemesinde de tazminat davası açılabileceği-
Yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte, icra memurunun, satış ilamının usulsüz olarak tebliğine rağmen, taşınmazı kusurlu olarak ihale etmesi ve ihalenin feshine rağmen taşınmazını geri alamamış olan kişinin taşınmazın değerinin tahsili için açtığı tazminat davasının kabulü gerekeceği–
İcra memurunun -kıymeti yüksek olan kamyon satışına ilişkin olayda- takdir hakkını yerinde kullanmayarak, gazete ile ilan yapmadan satışın gerçekleştirilmiş olması nedeniyle, ihalenin feshi üzerine kamyonu ihalede satın almış olan kişinin Adalet Bakanlığı aleyhine açtığı tazminat davasının kabulüne karar verilmesi gerekeceği–
İİK. 5’e dayalı tazminat davasına adli yargı yerinde bakılacağı–
İİK. 5 vd. göre, icra ve iflas dairesi görevlilerinin kusurundan doğan tazminat davasının -zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan görevlilere daha sonra rücu edilmek üzere- Adalet Bakanlığı aleyhine açılabileceği; bu maddenin uygulanabilmesi için öncelikle eylem ya da işlemi yapanın “icra müdürü ya da icra müdür yardımcısı” sıfatını taşıması gerektiği; mahkemece ihtiyati tedbir kararını infazla icra müdürünün görevlendirilmiş olması halinde, bu kişinin davacının satış talebini yerine getirmeyerek tedbir konusu tomrukların bozulmasına neden olması halinde, mahkemece davalı Adalet Bakanlığı aleyhine (Bakanlığın sorumluluğu yönünde) hüküm kurulması gerekeceği-
İcra müdürü, ödeme emrine ilişkin tebligatın Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak tebliğ edilmiş olup olmadığını denetlemekle yükümlü olduğundan, yapılan usulsüz tebligat nedeniyle hakkındaki takibin kesinleşmesi sonucu taşınmazı (haksız olarak) satılan borçlunun Adalet Bakanlığı aleyhine açtığı tazminat davasının kabulü gerekeceği–
«İcra müdürü» ya da «yardımcısı» sıfatını taşımadığından, satış memuru olarak atanan mahkeme zabıt kâtibinin kusurundan doğan zarara ilişkin davalar hakkında İİK. mad. 5 uygulanabilir mi?–
İcra müdürünün kusurlu davranışı sonucunda, icra mahkemesince ihalenin feshine karar verilmiş olması halinde, ihale alıcısının yatırdığı ihale bedelini ve masrafları geç alması nedeniyle Adalet Bakanlığı aleyhine tazminat davası açabileceği, bu davada mahkemece davacının uğradığı zararın kapsamı belirlenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-