Davacı annenin velayet görevlerini ve yükümlülüklerini savsaklaması; davacı annenin müşterek çocuklara bakma olanağının olmaması; davalı babanın ise düzenli hayatı ve gelirinin olmaması nedeniyle iyi bir örnek olmayacağı da sosyal hizmet uzmanı görüşüyle belirlenmiş olduğundan, mahkemece, yaşları küçük her üç müşterek çocuk yönünden velayetin kaldırılmasına ve haklarında koruma tedbiri uygulanmasına karar verilmesi gerekeceği-
Suç mağduru ve korunmaya muhtaç olduğu gerekçesiyle hakkında korunma tedbiri uygulanan çocuğun idrak çağında olduğu, mahkemece görevlendirilecek bir uzman vasıtasıyla alınabilecek tedbirler konusunda görüş alınması gerekeceği; çocuğun anne ve babasının da aynı şekilde görüşleri alındıktan sonra çocuk için yasada öngörülen barınma, eğitim, danışmanlık, bakım ve sağlık tedbirlerinin hangisinin uygun olacağı, sağlık tedbirinin yeterli olup olmayacağı konusunda da uzman görüşü alınarak sonuca göre en uygun tedbir veya tedbirlere karar verilmesi gerekeceği, eksik inceleme ile çocuğun ailesinden kopmasına yol açacak şekilde en ağır nitelikteki korunma tedbirine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Çocuğun üstün yararını belirlerken, onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gerekeceği, müşterek çocuğun velayet düzenlemesi konusundaki üstün yararının, velayetinin babaya bırakılması şeklinde olacağı-
Korunmaya ihtiyacı olan çocuk hakkında bakım ve sağlık tedbirleri alma görevinin -aile mahkemelerine değil- çocuk mahkemelerine ait olduğu-
Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair Lahey Sözleşmesi uyarınca; kanuna aykırı olarak yeri değiştirilmiş olan çocukların alıkonmadan itibaren bir yıl geçmeden iade başvurusunun yapılması halinde, Adli makamların derhal geri dönmeyi emretmek zorunda olduğu- Sözleşmede belirtilen bir yıllık süre içerisinde başvuruda bulunulmuş olup, iade edilmesi halinde çocukların fiziki ve psikolojik gelişmelerinin tehlikeye düşeceği yolunda ciddi bir kanıt getirilmediği gibi bu hususlar kanıtlanamadığından; çocukların mutad meskene iadesi talebinin kabul edilmesi gerektiği- 
Korunmaya ihtiyacı olan çocuk hakkında bakım ve sağlık tedbirlerini alma görevi Çocuk Mahkemelerine ait olup; Çocuk Mahkemesi bulunmayan yerlerde, bu mahkeme kurulup göreve başlayıncaya kadar aile mahkemeleri, aile mahkemeleri bulunmayan yerlerde ise, Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olacağı-
2828 sayılı Kanuna göre alınmış olan korunma kararının kaldırılmasına ilişkin davanın çocuk mahkemesinin görevine girdiği, çocuk mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde aile ya da asliye hukuk mahkemelerinin görevli olacağı- Korunma kararının kaldırılmasına yönelik davanın hakkında korunma kararı alınmış olan çocuğa, çocuk ergin değilse yasal temsilcisine (veli veya vasisine) yöneltilmesi gerektiği-
Görev kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetileceği; Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair Sözleşme uyarınca çocuk iadesine ilişkin davada, görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğu; aile mahkemesi kurulmayan yerlerde ise davaya aile mahkemesi sıfatı ile bakılması gerektiği- 
Çocuğun geri dönmesinin çocuğu fiziki veya psikolojik bir tehlikeye maruz bırakacağı veya başka bir şekilde, musamaha edilemeyecek bir duruma düşüreceği yolunda ciddi bir risk mevcut ise iade talebinin reddedebileceği; Çocuğun geri döndüğü taktirde, fiziki veya psikolojik bir tehlikeye maruz kalacağı yolunda ciddi bir riskin varlığını gösteren nesnel bulgular bulunmayıp, çocukların salt yaşları nedeniyle anne bakım ve şefkatine muhtaç olmasının böyle bir riskin varlığını kabule yeterli olmadığından; çocuğun mutad meskene iadesi talebinin kabul edilmesi gerektiği- 
5717 s. Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Yön ve Kapsamına Dair Kanun uyarınca, davanın merkezi makam adına mahalli Cumhuriyet Savcısının katılımı ve huzuru ile görülmesinin zorunlu olduğu; Cumhuriyet Savcılarının bu tür davalara katılmayacağı yönünde bir yasanın da bulunmadığı-