Velayet düzenlemesi yapılırken uzman bilirkişiden sosyal inceleme raporu alınarak ve idrak çağında bulunan çocukların velayet konusunda görüşü bizzat alınıp düzenleme yapılması gerektiği-
Bakım tedbirinin kaldırılmasına ilişkin olan davada bu kararın temyizi kabil olmadığına dair yasal bir düzenleme bulunmadığı - Mahkemece küçüğün velayet hakkına sahip olan anne ve babasına hukuki dinlenilme hakkı çerçevesinde delillerinin sorulması ve gösterdiği takdirde usulünce toplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği –
2828 Sayılı Kanunun gerek 22. gerekse 26. maddelerinde görevli ve yetkili mahkemenin hangi mahkeme olacağı gösterilmemiş ise de korunmaya muhtaç engellinin bakımının sağlanması için koruma kararı verilmesi talebinin ve davacı SHÇEK'nın muhtaç engellinin bakımına dair sorumluluğunun TMK. mad. 366'dan kaynaklanması ile bakım görevinin 2828 Sayılı Kanun ile Kuruma verilmiş olması karşısında talep konusunun hukuki nitelikçe aile hukuku hükümleriyle sıkı sıkıya bağlantılı olduğu- 4787 Sayılı Kanunun 6/1-c maddesi uyarınca, Aile Mahkemeleri, görev alanına giren konularda, yetişkinler hakkında, sosyal hizmet kurumlarına, huzurevlerine veya benzeri yerlere yerleştirme şeklindeki tedbirleri alabileceklerinden koruma kararı talebi ile ilgili davaların Aile Mahkemelerinin görevi kapsamında olduğu-
5395 s. Çocuk Koruma K. mad. 7/7 ve bu Kanunun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre 4787 s. K.’nun yürürlüğe girmesiyle, 2828 s. K. uyarınca korunmaya muhtaç çocuklar hakkında korunma kararı alma ve koşullarının varlığı halinde bu kararı kaldırma görevinin Aile Mahkemelerinin görevi kapsamına alındığı, 4787 s. K. geçici l. maddesinde ise, aile mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde, yargı çevresi içerisinde ve görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işlerin yetkili ve görevli aile mahkemesine devrinin zorunlu olduğu- 2828 s. K. uyarınca korunma kararının kaldırılmasına yönelik isteğin, korunma altında bulunan çocuğun hak ve menfaatleriyle ilgili olduğu, bu nedenle davanın, hakkında korunma kararı alınmış olan çocuğa, ergin değilse yasal temsilcisine yöneltilmesi, onların da göstereceği deliller varsa, toplanıp, sözü edilen Yasanın 24. ve mütaekip maddeleri çerçevesinde değerlendirilerek ulaşılacak sonuç uyarınca karar oluşturulması gerektiği-
Mahkemece, kısa kararda "direnilmesine" şeklindeki ibarenin yazılmasının maddi bir hataya dayandığı, mahkemenin iradesinin bozmaya uyma yönünde bulunduğu, mahkemece verilen kararın usulüne uygun bir direnme kararı olmadığı, bozmaya uyularak verilen yeni bir hüküm olduğu sonucuna varıldığından, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevinin Özel Daireye ait olduğu-
Mahkemenin iradesinin bozmaya uyma yönünde bulunduğu kabul edildiğinden ve bozmaya uyularak verilen yeni bir hüküm olduğu sonucuna varıldığından, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevinin Özel Daireye ait olduğu-
Tarafların müşterek çocuğu hakkında, tedbir kararı verilmiş olup, bu tedbir kararı ile ilgili tüm itiraz ve tedbir kararının kaldırılması talepleri hakkında yine aynı Çocuk Mahkemesince karar verilmesi gerektiği-
Yargıtayın yerleşmiş içtihatları uyarınca; "yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların..." yoksul kabul edilmesi gerektiği,yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödev olduğu, aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiş olduğu, bu nedenlerle kanun koyucunun, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiş olduğu, okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebileceği, ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi gerektiği-
Çocuk hakimince değil, aile mahkemesince verilen korunmaya ihtiyacı olan çocuklar hakkındaki tedbir kararları mahkeme kararı olduğundan itiraza değil temyize tabi olacağı ve itiraza tabi olmayan bir karara karşı vuku bulan itirazın esası hakkında inceleme yapılamayacağı-
Uzman vasıtasıyla tarafların yaşam koşulları ve çocuğa bakım olanakları konusunda inceleme yapılmadan velayet hakkında karar verilemeyeceği-