Türk Ticaret Kanunu'nun deniz alacağı hükümleri uyarınca; gemi üzerine ihtiyati tedbir değil, ihtiyati haciz konabileceği; ihtiyati haczin bir sonucu olarak, icra müdürlüğünce geminin seferden men edilebileceği ancak takip kesinleşmeden ihtiyati haczin infazının ve geminin seferden meninin mümkün olamayacağı-
Katkı payı alacağının değer tespiti ve hesaplamaları için konusunda uzman bilirkişi ve bilirkişilerden yardım alınması gerektiği- Katkı payı oranları ve alacak miktarının hesaplanması bilirkişi raporları da alınarak tüm deliller değerlendirilerek bölge adliye mahkemesinin karar vermesi gerektiği-
Davaya konu çeke ilişkin alınan her iki raporda da imzanın davalıya ait olup olmadığının tespit edilemediği belirtilirken, senede ilişkin olarak ise raporlar arasında çelişki bulunduğu- Alınan raporlar hüküm kurmaya elverişli olmadığı açık olup bölge adliye mahkemesince de bu hususta bir inceleme yapılmamasının hatalı olduğu- Bölge Adliye Mahkemesince kriminal inceleme yapan bir kuruluştan ya da üniversitelerin Güzel Sanatlar Fakültesinden oluşturulacak konusunda uzman bilirkişi kurulundan yeniden rapor alınarak çekteki ve senetteki imzaların davalıya ait olup olmadığı hususu duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- İlk derece mahkemesinin sadece bir ödeme dikkate almaması nedeniyle kararı bozmasının hatalı olduğu-
Davadan ve temyiz isteminden feragat edilen durumlarda öncelikle davadan feragat hakkında ilk derece mahkemesince bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği-
Şirket hisse devirleri dava tarihinden önce yapılmış olsa da, mahkemenin tecavüz tarihi itibariyle değerlendirme yapılması ve tecavüzün gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda tecavüz tarihinin esas alınması gerektiği- Bölge Adliye Mahkemesinin davalının oteli devretmesi ve bu nedenle husumet yokluğundan red ettiği ilk derece mahkemesinin kararını haksız olduğu-
Asliye hukuk mahkemesince verilen görevsizlik kararı üzerine aile mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi halinde, davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği-
Sözleşmeye bağlılık (ahde vefa) ilkesi gereği işlemlerin ne kadar makul sürede bitirilebileceği ve dava tarihi itibariyle davacının dava açmakta haklı olup olmadığının belirlenmesi gerektiği- Eksik araştırmayla karar verilemeyeceği- Bölge Adliye Mahkemesinin uzman bilirkişilerden bulunduğu bir heyet oluşturulmak suretiyle yüklenicinin yükümlülüklerini yerine getirmek için ne kadar makul süre bulunduğu ve dava tarihi itibariyle bu sürenin dolup dolmadığı araştırıp karar vermesi gerektiği-
Mahkeme, uyma kararı ile bağlı olup, daha sonra bu uyma kararından dönerek direnme kararı veremeyeceği- Mahkemenin, bozma kararında gösterilen biçimde inceleme, araştırma yapma ve yine o karardaki hukuksal esaslar gereğince karar verme yükümlülüğünün bulunduğu- Sonraki hükmünün bozmada gösterilen ilkelere aykırı bulunmasının bozma nedeni olacağı- Zilyedin şerh edilebilen bir hak olmadığı, bu nedenle hukuki yararın bulunmadığı-
Bölge Adliye Mahkemelerinin, bir yandan hukuki denetim yapan mahkemeler iken, diğer yandan aynı zamanda vakıa incelemesi yapan mahkemeler olduğu, ilk derece mahkemelerince yapılan vakıa incelemesini yerinde bulunmadığı takdirde ilk derece mahkemesi kararının bütünüyle kaldırması ve infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde kendisinin yeni bir hüküm kurulması gerektiği- Bölge adliye mahkemesince kısmen kaldırma kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu- Davacı tarafın Bakırköy'deki taşınmaza yönelikte alacak isteğinde bulunduğu ve dayanak tapu senedi dava dosyası içinde yer aldığı, ilk derece mahkemesince, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbirinin toplanmamış veya gösterilen delillerin hiç değerlendirilmemiş olmasından söz edilemeyeceği- Bölge adliye mahkemesinin dosyayı ilk derece mahkemesine geri gönderme sebepleri tadadi olarak değil tahdidi olarak sayılmış olup, Kanun'da sayılan geri gönderme sebepleri arasında "Delillerin eksik toplanmasının" bulunmadığı- Bakırköy'deki taşınmaza yönelik eksik delillerin Bölge Adliye Mahkemesince toplanması ve sonucuna göre hem Bakırköy'deki hem Edremit'teki taşınmazı kapsayacak şekilde bir karar verilmesi gerekirken, kararın kısmen kaldırılması ve yargılamanın eksiklikler tamamlanarak kaldığı yerden devamı için dosyanın ait olduğu mahkemeye iadesine şeklinde hüküm kurulması yerinde olmadığı-
Asıl ve birleşen davalar ile karşı dava yönünden talepler, dava konusu edilen mallar, toplanan deliller, dosya kapsamında gelinen aşama birlikte değerlendirildiğinde tefrik kararı verilmesinde usule aykırı bir yön bulunmadığı- HMK. mad. 150/1 uyarınca verilen işlemden kaldırma kararının temyiz incelemesine tabi kararlardan olmadığı, karara yönelik itirazın asıl dava ve birleşen davanın tefriken gönderileceği mahkeme tarafından incelenmesi gerekeceği- Taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama ve son sözlerini söyleme hakkı vermeksizin karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-