Mahkemenin bozma ilamına uyması ile alacaklı yararına usuli kazanılmış hak meydana geldiğinden, mahkemece yapılacak işin, uyduğu bozma ilâmında gösterilen esas çerçevesinde işlem yapmak ve hüküm kurmaktan ibaret olduğu-
Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceği-
Davalının icra baskısı altında yaptığı ödeme nedeniyle alacağın konusuz kaldığından bahsedilemeyeceği-
“Usuli kazanılmış hak”kın; temyiz merciince bir kararın bozulması ve mahkemenin bozma kararına uyması halinde, bozulan kararın bozma sebeplerinin şümulü dışında kalmış cihetlerin kesinleşmiş sayılmasını ifade ettiği ve bu kuralın davaların uzamasını önlemek amacıyla kabul edilmiş çok önemli bir usul hükmü olduğu- Bir cihetin bozma kararının şümulü dışında kalmasının iki şekilde olabileceği; ya o cihetin açıkça bir temyiz sebebi olarak ileri sürülmüş fakat Dairece itirazın reddedilmesi yahut da onu hedef tutan bir temyiz itirazı ileri sürülmemiş olmasına rağmen dosyanın temyiz Dairesince incelendiği sırada, dosyada bulunan yazılardan onun bir bozma sebebi sayılması mümkün bulunduğu halde o cihet Dairece bozma sebebi sayılmaması olduğu, her iki halde de o konunun bozma sebebi sayılmadığı ve başka sebeplere dayanan bozma kararına mahkemece uyulmuş olmasının taraflardan birisi lehine “usuli bir müktesep hak” meydana getireceği-
Bozma ilamında, ıslahla arttırılan talep miktarı yönünden zamanaşımının gerçekleştiği, davalının usulünce zamanaşımı def'i de bulunduğuna göre; bu miktar yönünden talebin reddi gerektiğinin belirtildiği; mahkemece bozmaya uyma kararı verildiği, davalı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu anlaşıldığından, ıslahla artırılan miktar yönünden talebin reddine karar verilmesi gerektiği- Yargıtay içtihatları ile kabul edilen usuli kazanılmış hak ilkesinin, Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları; mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı (9.5.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması veya kamu düzenin gerektirdiği haller olduğu-
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda kendisi için o kararda gösterilen şekilde araştırma ve inceleme yaparak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğacağı-
Şikayetin kabulü ve ihalenin feshine yönelik bozma ilamına uyulması ile alacaklı yararına usuli kazanılmış hak meydana geleceği, bu durumda yerel mahkemece şikayetin reddine hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Daha önce verilen 11.12.2012 tarihli bozmaya konu karar yalnızca davalılar tarafından temyiz edildiğine ve mahkemece de bozmaya uyulduğuna göre vekâlet ücreti yönünden davalılar yararına kazanılmış hak oluştuğu; sonradan harcın tamamlanması bu kazanılmış hakkı ortadan kaldırmayacağı-
Bozma ilamında, kablo test bedeline hükmedilemeyeceğinin açıklandığı; mahkemece bozma kararına uyularak bilirkişi incelemesi yaptırıldığı; bilirkişi tarafından düzenlenen ek raporda, davacının kablo test bedeli tahakkuk ettirilmesinin uygun olduğunun vurgulandığı; bununla beraber kablo test bedeli ilave edilmeksizin hesaplama da yapıldığı; mahkemece alınan bu rapor kısmen benimsenerek yeniden kablo test bedeline hükmedilerek yazılı şekilde hüküm kurulduğu; bozma kararına uyulduğu halde gerekleri tümü ile yerine getirilmeden bozma kararına aykırı biçimde hüküm kurulamayacağı-
Dava konusu markanın tescilli olduğu 37/01. sınıfın "inşaat hizmetleri" olduğu dikkate alındığında bu hizmetin ifası sırasında oluşturulan tanıtım amaçlı broşür ve resimlerde markanın kullanılmasının yeterli olduğu; ayrıca markanın ticaret markalarında olduğu gibi inşa edilen gayrimenkul üzerinde kullanılması zorunluluğunun bulunmayacağı; bu durumda açıklanan yollarla davalının tescilli markasının 37/01. sınıf mal ve hizmetlerde kullandığının değerlendirilmesinin gerekeceği-