Yerel mahkemece bozmadan önceki kararda yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karşın, bozmadan sonraki direnme olarak adlandırılan kararda yargılama giderlerinin Kadastro Kanununun 36/A maddesi uyarınca davacı üzerinde bırakılmasına karar verilerek ilk kararda direnildiği belirtilmiş ise de; bu durumda, temyize konu kararın gerçekte 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429/3.maddesi anlamında direnme kararı niteliğinde olmayıp, yeni bir hüküm niteliğinde olduğu; hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevinin Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye ait olduğu-
Mahkemece zarar gören tarafından sigorta şirketine başvuru yapılmadığı, ihtiyari mali sorumluluk sigortacısının zorunlu mali sorumluluk sigortası limitleri üzerinde kalan miktardan sorumlu olduğu; buna göre ihtiyari mali sorumluk sigortasına başvuru ve rücu şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş iken direnme olarak adlandırılan kararda bu kez tarafların, kazanın niteliği ve zarara uğrayanın durumunu tespit etmeden manevi tazminatın miktarını aralarında takdir ettiklerini, bu sebeple davacının zarar sorumlusuna yaptığı manevi tazminat ödemesi kadar sigorta şirketine başvurabileceğinin kabul edilmediğini ayrıca üçüncü kişinin davacı veya sigortacısına karşı maddi ve manevi tazminat davası açmadığı gerekçesine yer verilerek; yeni bir hukuki gerekçeye dayalı olarak direnme olarak adlandırılan karar verdiği; buna göre mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmemiş yeni gerekçeye dayalı, yeni hüküm niteliğinde olduğu; hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevinin Hukuk Genel Kuruluna değil Özel Daireye ait olduğu-
Hizmet tespitine ilişkin davada mahkemece yapılan ilk yargılamada istem kabul edildikten sonra hükmün Dairemizce, eksik inceleme ve araştırma yapıldığı gerekçesiyle bozulduğu belirgin olmakla, bozma ilamı gerekçesindeki açıklamalar gözetildiğinde, mahkemenin direnme kararı yerinde görülmediğinden talebin 10 gün içinde Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna iletilmesi gerektiği-
Kiraya veren tarafından kiracı ve kefiller aleyhine açılan cezai şart ve kira kaybından oluşan alacağın tahsili, birleşen dava, kiraya veren tarafından kiracı ve kefiller aleyhine açılan cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemlerine-
Kurulan ilk direnme hükmü ile Hukuk Genel Kurulu kararı sonrası kurulan ikinci direnme kararı arasında farklılık bulunduğundan yerel mahkemece usule uygun direnme hükmü kurulması için, işin esasına yönelik temyiz itirazları incelenmeksizin kararın usulden bozulması gerektiği-
Usulün öngördüğü anlamda direnme kararlarını denetleyen Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenebilecek nitelikte teknik anlamda bir direnme hükmü mahkemece oluşturulması gerektiği-
Yerel mahkemenin bozma kararına uyduğu takdirde anılan bozma kararı da gözetilerek davanın kayıt kabul davasına dönüştüğünün kabulü ile kayıt kabul yönünden karar verilmesi gerekirken, itirazın iptali şeklinde hüküm oluşturulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hiç bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi olmaksızın her zaman için açılacağı; Bunun istisnalarından birisinin ise, miras bırakanın kadastro tespitinden önce ölmesi hali olduğu- Kadastro tespit tarihinden önceki sebebe dayalı olarak tespit tutanağının kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık süre geçmiş ise, açılan davanın dinlenemeyeceği- Çekişmeye konu taşınmazların tedavüllü tapu kayıtları, kadastro tutanakları ile kadastro tutanaklarına dayanak belgelerin getirtilmeden dosyanın bilirkişiye tevdi edilerek rapor düzenlettirilmesi, alınan raporunda kayıtlarla denetiminin yapılmadan bilirkişi raporu doğrultusunda sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu- Tüm mirasçılar ile çekişme konusu taşınmazların dava dışı paydaşlarının davada taraf olarak yeralıp almadıklarının denetlenerek, taraf olarak yeralmayan mirasçılar ile paydaşların davada taraf olarak yer almalarının sağlanması gerekeceği- Taraf teşkili sağlandıktan sonra eksiğin tamamlanması yolu ile getirtilen kayıtlarda gözetilerek dava konusu taşınmazların kadastro tutanakları, kadastro tutanaklarına dayanak belgeler (revizyon gören tapu kayıtları, veraset ilamı, mahkeme kararı vs.) ile tedavüllü tapu kayıtlarının eksiksiz evrak arasına alınması sağlandıktan sonra dosyanın konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilerek çekişme konusu yapılan hususlarda denetime elverişli rapor alınarak karar verilmesi gerekeceği-