İlk derece mahkemesince verilen direnme kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın yetkili ve görevli Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na gönderilmesi gerektiği-
Bozma ilamı doğrultusunda, alacaklının ölüm tarihi, dosyadaki belgelerden tespit edilmiş ise de, ayrıntılı nüfus aile kayıt tablosu ve veraset belgesinin bulunmadığı, bu durumda, takip başlatan alacaklının ölümü nedeni ile hak ve fiil ehliyeti sona erdiğinden takip yapaan alacaklının takip ve dava ehliyetinin ve buna bağlı olarak da vekilin vekalet görevinin son bulduğu, vekilin, icra dosyası kapsamında, alacaklı mirasçılarının vekaletnamesini ibrazla takibe mirasçılar adına devam etmek istediğine dair bir beyanına da rastlanmadığı, aynı vekilin takibe alacaklı mirasçıları adına devam edebilmesi ve icra işlemi yapabilmesi için mirasçıların vekaletnamesini sunması gerektiği yönünde bozma kararı verildiği, mahkemece, bozma ilâmına uyma kararı verilerek duruşma açıldığı ve şikayete konu hacizlerin kaldırıldığı, dolayısıyla davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmüşse de, mahkemece, alacaklı vekiline, alacaklının mirasçılarını gösteren veraset belgesi ile takibe mirasçılar adına devam için mirasçıların vekaletnamelerini sunması ve icra dosyasında gereken işlemleri yapmak üzere süre verilmesi, ayrıca kefalet tarihi itibarı ile TBK'nun 584. maddesinin henüz yürürlükte olmaması nedeniyle 2006 yılı itibarı ile geçerli bir kefalet bulunduğunun da değerlendirilmesi ile oluşacak duruma göre sonuca gidilmesi gerektiği-
Yargıtay ilamında, takip talebinde, asıl alacağın ve asıl alacağa işlemiş faizin Türk Lirası'na çevrilerek istendiği, bu haliyle, seçimlik hakkının TL yönünde kullanıldığı, bu nedenle faiz hesabının da buna göre yapılması gerekirken, yabancı para alacağına uygulanan faiz üzerinden hesaplama yapılmasının doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulduğu, başka bir anlatımla, asıl alacak miktarına yönelik bir bozma yapılmadığı halde, mahkemece, asıl alacak miktarı üzerinden faiz hesaplanması gerekirken, bozma ilamı aşılacak şekilde belirlenen miktar üzerinden faiz hesaplamasının yapıldığı-
Dairece, mahkeme kararı bozulmuş olup, bozma ilamına harç ikmali ve el atmanın önlenmesi yönünden uyulmasına, ecrimisil talebi yönünden eski kararda direnilmesine karar verilmiş ise de kısa karar ve gerekçeli kararda, direnmeye ilişkin olarak hüküm kurulmadığından ve gerekçelendirme yapılmadığından usule uygun bir direnme kararından bahsedilemeyeceği-
Yolsuz tescil hukuksal nedeniyle tapu iptali ve tescil istemiyle açılan davada yerel mahkemece Özel Dairenin bozma ilamına uyularak "protokol ve 26 adet senet için davacının ibra ettiği senetlerin karşılıksız kaldığının kararlaştırıldığı, yine protokol hükümlerine davalı vekili tarafından itiraz edilmediği, bu itibarla senetlerin davacıya işlem yapılmadan iade edilmesi gerektiği halde, iade edilmeyerek takibe konulduğu ve dava konusu payın bu nedenle ihalesi ile davalı şirkete satıldığı, ihalenin hükümsüz senetlere dayandığı, dolayısıyla tescilin yolsuz olduğu" belirtilerek verilen davanın kabulüne dair verilen üçüncü karar, Özel Dairece "ibranamenin aslının bulunmadığı, fotokopi belgeye dayanılarak davacının ibra edildiğinin kabul edilemeyeceği, bozma kararının sonradan ortaya çıkan duruma göre, maddi hataya dayalı olduğu ve davada dayanılan çekişme konusu taşınmazın sicil kaydının oluşumunun TMK'nın 1025. maddesinde öngörülen yolsuz tescile dayalı olduğunun söylenemeyeceği, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuş, dahili davacılar vekilinin karar düzeltme talebinde bulunması üzerine Özel Dairece verilen karar ile HMK. mad. 125/1 , dava açıldıktan sonra davalının dava konusunu, bir başka şirkete sattığı, bu nedenle davacı tarafa seçimlik hakkının hatırlatılmasının gerektiği açıklanmak suretiyle Dairenin kararının kaldırılmasına ve hükmün bu yönden bozulmasına karar verilmiş olup, dahili davacılar vekilince karar düzeltme talep edilen üçüncü kararın, Özel Dairece önceki bozmayı ortadan kaldıracak nitelikte olmayıp, dava konusunun devri ve taraf değişikliğinin hatırlatılması yönünde olduğu ve bu durumda, yerel mahkemece verilen üçüncü kararın temyizen inceleme görevinin, Hukuk Genel Kurulu’na ait değil Özel Daireye ait olduğu-
Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkemenin bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermesi, gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemesi gerekeceği, eş söyleyişle; mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemeyeceği-
Bozmaya uyulmakla bir taraf lehine diğer taraf aleyhine usuli kazanılmış hak oluşacağından mahkemece Daire bozma kararına uyulduğunda bozma gereklerine uygun hüküm kurulması gerektiği- Bono üzerinde tahrifat yapıldığı iddiası Ağır Ceza Mahkemesi'nin kesinleşen ilamıyla saptanmış olduğundan bononun tahrifatsız haliyle yazılı olan miktar üzerinden geçerli olduğu-
Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilmesi halinde ise, mahkemenin artık bu uyma kararı ile bağlı olduğu, bozmaya uyulmakla, bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hakkın doğmuş olacağı-
Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmesi halinde, mahkemenin artık bu uyma kararı ile bağlı olacağı- Bozma kararından sonra yeniden yapılan yargılamada, icra dosyasında bulunan ipotek akit tabloları, hesap kat ihtarnameleri, hesap özeti, kredi sözleşmeleri, borçluların hesap kat ihtarnamesine itirazı birlikte değerlendirilip gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılmak sureti ile şikayete konu alacağın İİK'nun 68/b maddesi kapsamında ispatlanıp ispatlanmadığının değerlendirilmesi ile oluşacak duruma göre sonuca gidilmesi gerekirken, bozma ilamına uyulmasına rağmen eksik inceleme ile hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Davalı karşı davacı ... yönünden dava reddedilmiş olup, uyulan bozma ilamı ile doğan kazanılmış hakkı ihlal edilmiş olup, davalı karşı davacı ... yönünden ise ödenecek nafaka ve eğitim giderine hangi tarihe kadar geçerli olacağı belirtilerek tarih sınırlaması getirildiğinden, bozma kararında bu konuya değinilmediğinden uyulan bozma ilamı ile doğan kazanılmış hakkın ihlal edildiği-