Faturasını ödediği borç için haksız olarak icra takibine muhatap olan ancak, gönderilen ödeme emrine itiraz ederek hakkındaki takibi durdurmuş olan borçlu ayrıca “kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu” iddiası ile alacaklı aleyhine tazminat davası açabilir mi?
Yasal süresi içinde icra dairesine başvurarak borca itirazda bulunan borçlunun ayrıca icra hakimliğine başvurmasının gereksiz bir başvuru olup sonuç doğurmayacağı–
Görevli İstanbul Barosu Hakem Kurulunca itirazın iptali kararı verilmedikçe takibin devamına olanak bulunmadığından haciz işleminin iptaline karar verilmesinin gerekeceği-
Süresi içinde borca itirazda bulunarak takibi durdurmuş olan borçlunun ayrıca icra mahkemesine başvurarak «ödeme emrinin borçlu asillere tebliğ edildiği»nden bahisle ödeme emirlerinin iptalini isteyemeyeceği–
Borçlunun süresi içinde icra dairesine başvurarak itirazda bulunup takibi durdurmasından sonra alacaklının takibin devamını ancak alacaklının genel mahkemeden veya icra mahkemesinden alacağı -«itirazın iptali» veya «itirazın kaldırılması» konusunda- olumlu kararla mümkün olacağı–
Takibin belgeye dayandığı durumlarda belgenin tasdikli örneğinin ödeme emriyle birlikte borçluya gönderilmemiş olması halinde, borçlunun, bir taraftan takibe itiraz edip onu durdururken, diğer taraftan şikayet yoluyla ödeme emrinin iptali konusunda başvuruda bulunabileceği–
Genel haciz yolu ile takiplerde, takibe itiraz edilmiş olması halinde takibin duracağı, ancak bu olgunun, İİK’nun 261. maddesi gereğince daha önce uygulanan ihtiyati hacizleri hükümsüz kılmayacağı gibi, kalan alacak bölümü için ihtiyati haciz uygulanmasını etkilemeyeceği, takibin durmuş olmasının sadece, dosyaya giren paranın alacaklıya ödenmesine engel teşkil edeceği–