5411 sayılı Bankacılık Kanununun 142. maddesindeki düzenlemede yer alan "Fon, Fon bankaları ve faaliyet izni kaldırılan bankaların iflas ve tasfiye idareleri tarafından açılacak hukuk davalarına asliye ticaret mahkemesi tarafından bakılacağı ve o yerde birden fazla asliye ticaret mahkemesi bulunması halinde, bu davaların (1) ve (2) numaralı asliye ticaret mahkemesinde görüleceği" hükmü, iş bölümü veya iş dağılımı kuralı olmayıp HMK anlamında "görev" düzenlemesi niteliğinde olduğu- Dava dilekçesinin görev yönünden reddine dair kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan HMK'nin 20. maddesinde gösterildiği şekilde bir gönderme talebinin mevcut olmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği-
Davacı, davasını açarken meydana gelen kazanın İş kazası olduğuna ilişkin bir iddiada bulunmamış, aksine davalı şirkete ait işyerinde davalı şirket çalışanının gerekli dikkat ve özenin gösterilmemesi ve iş yeri güvenlik tedbirlerine aykırı davranışı sonucunda parmaklarının ray ile lift arasında kalarak kopmasına neden olduğunu ileri sürerek adam çalıştıranın sorumluluğu kapsamında davalı şirketten meydana gelen zararlarının tazminini talep ettiğinden İş Mahkemesi'nin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilemeyeceği-
İdare tarafından davalıdan satın alınan doğalgaz kazanının arızası ile uyuşmazlıkta, davacı idare tüketici yasasında tanımı yapılan tüketici kapsamında olmadığından ve taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı yasa kapsamı dışında kaldığından, uyuşmazlığın genel mahkemelerde çözülmesi gerektiği- Görev hususu kamu düzenine ilişkin olduğundan resen değerlendirileceği-
Davacı tacir ise de, davalı tacir olmadığı gibi, dava konusu ihtilaf da TTK'da yer alan mutlak ticari davalardan olmadığından, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinin gereğinin yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan zarar nedeniyle açılan davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Satış memurunun ortaklığın giderilmesi davasına bakan sulh hukuk mahkemesince tayin edilmesi durumunda, satış memurluğunca yapılan işlemlere karşı yöneltilecek şikayetlerin de, "icra mahkemesi"nce değil, ortaklığın giderilmesine karar vermiş olan sulh hukuk mahkemesi tarafından inceleneceği-
Davacı tacir ise de, davalı tacir olmadığı gibi, hibe sözleşmesi gereği verilen teminatın hazineye irat kaydedilmesinin sözleşmeye ve yasaya aykırı olması nedeniyle, teminatın iadesini ilişkin dava konusu ihtilaf da TTK'da yer alan mutlak ticari davalardan olmadığından, uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği- Asliye hukuk mahkemeleri ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürüldüğünden, davaya asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği-
Temyiz edilmeksizin kesinleşen görevsizlik kararı üzerine dosyanın gönderildiği ticaret mahkemesince dava, işçi-işveren ilişkisi çerçevesinde verilmiş teminat bonosuna yönelik menfi tespit istemine ilişkin olduğu kabul edilerek hüküm tesis edilmiş olduğundan ve görev re’sen dikkate alınacağından mahkemece iş mahkemesinin görevli olduğu yönünde görevsizlik kararı verilmesi gerektiği-
Kredi kartı borcundan kaynaklanan itirazın iptali davasında Tüketici Mahkemesi'nin görevli olduğu-
Davacı ile davalı şirket arasında işçi-işveren ilişkisi bulunması ve dava konusu bononun işe giriş sırasında teminat olarak verildiği saptandığından, uyuşmazlığın çözümünde iş hukuku hükümlerinin uygulanması gerektiği ve yargılama görevinin iş mahkemesinin görev alanına girdiği-
Avukatlık mesleğini ifa eden davacının tüketici sıfatına haiz olmadığı- Aboneliğin avukat olan davacının iş yerine yapıldığı anlaşıldığından tüketici mahkemesinde açılan dava için görevsizlik kararı verilmesi gerektiği-