İktisap ve konut ihtiyacı nedeniyle tahliye istemi-
İktisap ve mesken ihtiyacı sebebiyle kiralananın tahliyesi istemi-
Şikayet konusu yapılan tebligatın TK.'nun 10/2. maddesi gözardı edilerek borçluya önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan TK.'nun 21/2 maddesine göre çıkartıldığı ve posta memurunca tebliğ evrakına " Tebligat Kanunu’nun 21/2 maddesi (mernis) gereğince mah. muhtarına tebliğ edilerek adres kapısına iki nolu haber kağıdı yapıştırılarak tebliğ edildi” şerhinin işlendiği, tebligatın bu hali ile usulsüz olduğu-
Borçlunun İİK.nun 134/8. maddesi kapsamında kendi menfaatinin muhtel olduğunu ispatlamak zorunda olduğu, ispatlayamaması halinde ihalenin feshini isteyemeyeceği-
Muhatabın tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde ancak muhtara imza karşılığı tebliğ edilip haber kağıdının kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilebileceği-
Davacı adına çıkarılan tebligatın tebliğ edildiği işinin davacı ile ne tür bir akrabalık ilişkisi olduğu saptanamamış olup, davacının eşinin adın tebligat yapılan kimseden farklı olduğı ve tebligat yapıldığı belirtilen kişi ile aynı isimde ikamet eden bir akrabasının olduğu hususu da ispat edilemediğinden, adı geçen davacı adına yapılan tebligatın geçerli olduğunun kabul edilemeyeceği; "muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine yapılan tebligatın geçerli olduğu"nu hüküm altına alan değişikliğin 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe girdiğinden, diğer davacı adına çıkarılan ve adresinde tanınmadığından iade edildiği anlaşılmış olan tebligatın, tebliğ tarihi 22.09.2010 olduğundan, adı geçen davalıya yapılan tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerekeceği-
Davalı kadının cevap dilekçesinde adresini bildirdiği, mahkemece yargılama sırasında bu tarihten sonra yapılacak tebligatların davalı kadının bizzat mahkemeye bildirdiği adres dikkate alınarak yapılması gerekirken, davacı kocanın da yerleşim yeri adresi olduğu anlaşılan adrese Tebligat Kanununun 21/2. maddesi gereğince yapılan tebligatların usulsüz olduğu-
Davalı kocaya ait yerleşim yeri kaydında, davalı kocanın sistemde kayıtlı Türkiye'deki yerleşim yeri adresi olarak bir adresin gösterildiği, davalı koca bu adresten ayrılmış veya adreste hiç oturmamış olsa bile Tebligat Kanununun 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değişik 21/2. maddesinde gösterilen usule göre tebligat yapılması yasal olarak mümkün olup, bu yola gidilmeden "adresin meçhul" olduğundan bahisle dava dilekçesi ve duruşma gününün ilan yoluyla tebliği yoluna gidilmesinin doğru olmadığı-
Ödeme emri tebligatının üzerine menıis adresi şerhi verilerek çıkarıldığı, dağıtıcı tarafından, mazbataya muhtarın imzasının alınmadığı, dağıtıcının isminin ve soyisminin yazılmadığı, şikayet konusu yapılan tebligatın TK.'nun 10/2.'ncı maddesi göz ardı edilerek borçluya önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartlan oluşmadan doğrudan doğruya TK.'nun 21/2. maddesine göre çıkartıldığı ve bu tebligatın usule aykırı bir tebligat olduğu bu nedenle mahkemece TK.'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihinin borçlunun öğrenme tarihi olarak bildirdiği tarih olarak düzeltilmesi gerektiği- Takip talebinde borçlu ve alacaklı olarak gösterilen kimselerin o takipte gerçekten alacaklı ve borçlu sıfatına haiz olması gerekeceği-
Tebligatın TK.'nun 10/2.. maddesi göz ardı edilerek ihalenin feshini talep edene önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK.'nun 21/2. maddesine göre  çıkartıldığı ve bu tebligatın yukarıda anlatılan nedenlerle usule aykırı bir tebligat olduğu- Şikayetçiye satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-