Tebliğ işlemi, ”muhatabın adresinin kapalı olduğundan komşusundan soruldu. İstanbul'a gittiğini beyan ettiğinden mahalle muhtarına teslim edilip 2 no’lu haber kağıdının kapısına yapıştırılarak imzadan imtina eden komşusuna haber verildi” şerhiyle yapılmış olup, tebliğ memuru tüzükte öngörülen araştırmayı yapmadan muhatabın tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği, dönecekse ne zaman döneceği tevsik edilmediğinden satış ilanının Tebligat Kanunu'nun 21.maddesine göre yapılan tebligatının usulsüz olduğu-
Davaya konu ihalenin yapıldığı İcra Müdürlüğü’nün dosyasında, satış ilanın, borçlu vekiline tebliğ edildiği, adı geçen vekil tarafından borçlunun vefat ettiği, vekalet görevinin sona erdiğinin bildirilmesi üzerine şikayet konusu yapılan satış ilanı tebligatının TK.'nun 10/2. maddesi gözardı edilerek davacı borçlu mirasçısına önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK.'nun 21/2 maddesine göre çıkartıldığı ve bu tebligatın usule aykırı bir tebligat olduğu-
Borçluya gönderilen ilk ödeme emri tebligatının iadesi üzerine icra müdürlüğünce mernis adresine tebliğ işlemi yapılmış ise de, gönderilen tebligat parçasında "mernis adresi" olduğuna ilişkin bir kayıt bulunmadığından, tebligat memurunca Tebligat Kanunu'nun 21/2.maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu-
Şikayet konusu yapılan tebligatın TK.'nun 10/2. maddesi gözardı edilerek borçluya önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK.'nun 21/2. maddesine göre çıkartıldığı ve bu tebligatın usule aykırı bir tebligat olduğu görüldüğünden, usule aykırı tebliğin hükmü ise 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32.maddesinde ve Tebligat Yönetmeliği'nin 53.maddesinde düzenlenmiş; tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceğinden, mahkemece ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğuna yönelik şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin tebligattan haberdar olunduğu ileri sürülen “08.02.2012” olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği -
Davalının bu davadan önce yerleşim yerini farklı bir adrese taşıdığı anlaşıldığından, daha önce açmış olduğu dava dilekçesinde belirttiği adrese Tebligat Kanununun 21. maddesi uyarınca yapılan tebligatın usule uygun olmadığı-
Mahkemece, nişanın haksız yere bozulması nedeniyle manevi tazminat isteminin (TMK.’nun 121. maddesi) nişanlılar tarafından birbirleri aleyhine ileri sürülebileceği gerekçesi ile davacının aktif davalının pasif taraf sıfatı bulunmadığı; maddi tazminat davası yönünden ise; davalının davacı tarafından teklif edilen yemini eda etmesi nedeniyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesine ilişkin şikayetin kabulüne karar verilmesi durumunun bu davayı etkileyeceği kuşkusuz olduğundan İcra Hukuk Mahkemesi kararının kesinleşmesinin beklenmesi gerektiği-
Asıl borçlu hakkında takip yapıldığı için ipotek verenin sonradan takip edilerek bu iki takibin birleştirilmesinin mümkün olduğu, mahkemece alacaklıya TMK.nun 887, Medeni Kanun'un 802. maddesi uyarınca ipotek borçlusuna ihtarname tebliğ ettirmesi ve borç muaccel hale geldikten sonra adı geçen hakkında yeniden takip yapması, daha sonra da bu dosya ile birleştirilmesi konusunda mehil verilmesi, bu işlemlerin yerine getirilmemesi halinde takibin tümüyle iptali yerine yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği kabul edilse dahi icra mahkemesi, davalı tebligatın usulsüzlüğünü şikayet yoluyla ileri sürüp, tebliğ tarihini düzelttirmediği sürece ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden nazara alamayacağından takibin kesinleştiği-
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davası-