Yabancı uyruklu borçluya T.K.'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılamayacağı-
Hâkimin hukukî sorumluluğuna dayalı tazminat davası açan davacı dava dilekçesinde sürekli adresini bildirmiş ve mahkemece tensip zaptı, duruşma gün ve saatini bildirir ön tensip tutanağı dilekçesinde belirttiği bu adrese tebliğ edilmiş, davacı ön inceleme duruşmasına katılarak beyanda bulunmuş olup davacıya yatırdığı eksik harcı tamamlamak üzere süre verilerek tahkikat aşamasına geçildiği tutanağa bağlanarak duruşmanın bir başka tarihe bırakıldığı- Tebliği çıkaran mercinin tebligat zarfı üzerine yazdığı adresin tebliğe çıkarma tarihinde muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi olması yeterli olup, tebliğin yapıldığı tarihte tebligat yapılan adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olmamasının tebliğin usulsüzlüğü sonucunu doğurmayacağı- Kendisine gönderilen duruşma gün ve saatini belirten tebligat usulüne uygun ve geçerli olmasına karşın duruşmaya katılmayan ve davalının da davayı takip etmek istememesi üzerine dosyanın işlemden kaldırılması, işlemden kaldırılma tarihinden itibaren üç aylık süre içerisinde davanın yenilenmemesi sebebiyle de davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu-
Ödeme emrinin borçlu şirkete ticaret sicil adresinde yapılan tebligatında, haber verilen komşunun isminin usulüne uygun bir şekilde tutanağa geçirilmediğinden, bu hali ile tebliğ işleminin şeklen Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine aykırı ve dolayısıyla usulsüz olduğu- Mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile TK'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ tarihinin, öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun genel kredi sözleşmesindeki adresine çıkarılan tebligatta, haber bırakılan kişinin kim olduğu açıkça belirtilmediğinden muacceliyet ihbarının bu hali ile TK’nun 21.maddesine aykırı olarak tebliğ edilmekle usulsüz olduğunun anlaşıldığı, bu durumda, alacaklının, borçluya takip öncesi ihbarda bulunması zorunluyken, usule uygun bir ihbar olmaksızın, borçlu aleyhine ipoteğe dayalı ilamlı takip başlatılmış olması usul ve yasaya aykırı olup, borçlunun bu konuda süresiz şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurarak icra emrinin iptalini isteyebileceği-
Her ne kadar ödeme emri borçlu şirkete Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine aykırı olarak tebliğ edilmişse de; alacaklı tarafından dosyaya sunulan ............ Tarihli protokolün 3. ve 7. sayfalarında İcra dosya numarası ve dosya alacaklısının açıkça belirtildiği, şikayetçi borçlu şirketin de protokolün taraflarından biri olduğu ve protokol altındaki imzasını inkar etmediği, bu nedenle ............... tarihli ödeme emri tebligatı usulsüz olsa da alacaklı tarafından sunulan protokol doğrultusunda borçlu şirketin ............ tarihinde takipten haberdar olduğu, eldeki davanın ise ................... tarihinde açıldığı ve şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılmadığı anlaşıldığından, şikayetin yasal süre aşımından reddine karar verilmesi gerekeceği-
İptal davası süresinin başlaması için, Kooperatifçe verilen ihraç kararının ortağa usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin zorunlu olduğu- Tebliğ memurunca, tebliğ evrakına yazılan “muhatabın çarşıda” olduğu yönündeki beyanın kime ait olduğu tebliğ belgesine yazılarak beyanda bulananın imzasının alınması, beyanda bulunanın imzadan çekinmesi halinde de bu cihetin tebliğ memuru tarafından şerh ve imzası ile tasdik edildikten sonra; tebliğ evrakının imza karşılığı muhtara teslimi ile 2 nolu fişin kapıya yapıştırılması işlemlerini tamamlaması gerektiği- Muhatabın gösterilen adreste geçici ve kısa süreli bulunmama sebebinin kimden soruşturulduğu konusunda bir belirleme bulunmadığından yapılan tebliğin usulsüz olduğu-
Şikayete konu tebligatta haber verilen komşunun ismi yazılmadığından bu hali ile tebliğ işleminin şeklen Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine aykırı ve dolayısıyla usulsüz olduğu-
Tebliğ tutanağında; beyanına başvurulmuş olup da isim ve imzadan imtina etmiş komşunun ad ve soyadının belirtilmemesi hâlinde tebliğ işlemi usulsüz olacağından, muhatabın beyan ettiği tarihe göre temyiz isteminin süresinde olduğu- Görevsizlik kararından sonra, görevli mahkemede davaya devam edilebilmesi için öncelikle görevsizlik kararının kesinleşmesi gerektiği- Davanın taraflarının, görevsizlik kararı kesinleşmeden (iki haftalık başvurma süresi işlemeye başlamadan) önce, görevsiz mahkemeye (dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için) başvurmuş ise bu başvurmanın da geçerli olduğu-
Vekile yapılan satış ilanı tebliğine ilişkin tebligat parçası incelenmesinde, komşuya haber verildiği belirtilmiş ise de tebliğ evrakı incelendiğinde haber bırakılan komşunun isminin yazılmadığı açıkça görüldüğünden, yapılan tebligatın usulsüz olduğu-
6. HD. 31.01.2022 T. E: 2021/1263, K: 378-